İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Yerel mahkemenin verdiği kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, dosyadaki ses kaydı ve tanıkların açık beyanlarının iddiaları ispatladığını ancak hayatın olağan akışına aykırı olması gerekçesi ile davalarının reddedilmesini kabul edemediklerini, bilirkişi raporunun hatalı ve kanuna aykırı olduğunu, raporun doğrudan hukuki değerlendirme ve pek çok hata içerdiği için hüküm gerekçesinde hiç bahsedilmediğini, buna rağmen bu rapor ile paralel hüküm kurulduğunu, Yerel mahkeme dosyasındaki mal rejimi konusundaki kararının kaldırılarak dosyanın duruşmalı olarak yeniden görülmesini, 160.031,64- TL. katılma alacağının davalıdan alınarak taraflarına verilmesini, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ederek kararı istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan tasfiye alacağı ve kişisel eşyadan kaynaklı alacak davasıdır....
Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK mad.202/1). Tasfiye konusu 34 XX 396 plakalı araç, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 29/12/2014 tarihinde davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK mad.179). Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede; katılma alacağı, Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, eşya ve mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Somut olaya gelince; eşler, 03.09.1984 tarihinde evlenmiş, 13.09.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 25.12.2013 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM m.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. 10, TMK m. 202/1). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. (TMK m. 179). Yukarda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede; 1....
Dava konusu ...... üzerindeki davalı payı mal rejiminin sona erdiği tarihten sonra 27.10.2008 tarihinde devredilmiştir. Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş malların tasfiye anındaki, başka bir anlatımla, açılan davanın karar tarihine en yakın tarihteki değeri esas alınarak hesaplama yapılması gerekmektedir O halde; TMK'nun 235/1. maddesi uyarınca davalının şirketteki payının karar tarihine en yakın tarihteki sürüm değeri uzman bilirkişi aracılığı ile belirlenmek suretiyle tespit edilen bu miktar üzerinden davacının katılma alacağına hükmedilmesi gerekirken, davacı aleyhine olacak şekilde pay devir tarihindeki değerin esas alınması doğru görülmemiştir....
Temyiz Sebepleri Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; tarafların çifte vatandaş olduğunu, taraflar arasında Türk hukukunun uygulanması gerektiğini, sözleşmenin geçerli olmadığını, geçerli olduğunun kabul edilmesi halinde dahi 01.01.2002 tarihinden sözleşmenin imzalandığı tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğunu, sözleşmenin Türkiye'deki mallar için uygulanamayacağını, yoksulluk nafakasının reddine karar verilmesinin de hatalı olduğunu belirterek; kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, yurtdışında imzalanan mal ayrığı sözleşmesinin geçerli olup olmadığı, mal rejiminin tasfiyesinde uygulanması gereken hukuk noktasında toplanmaktadır. Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak ve yoksulluk nafakası istemine ilişkindir. 2....
Davacı vekili dava dilekçesinde taşınmazın evlilik birliği içerisinde alındığını, vekil edeninin taşınmaz üzerinde mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan hakkı bulunduğunu açıklayarak tapu kaydının iptali ile 1/2 oranında vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Gerek 01.01.2002 öncesi mal ayrılığı rejimi döneminde edinilen mallardan kaynaklanan katkı payı alacağı ve gerekse 01.01.2002 sonrası edinilmiş mallara katılma rejimi döneminde edinilen mallardan kaynaklanan katılma alacağına ilişkin istekler bakımından 07.10.1953 tarih ve 1953/8 Esas, 1953/7 Karar sayılı Yargıtay İçtihadları Birleştirme Kararı uyarınca ayın (mülkiyet) istenemez. Gerek katkı payı ve gerekse katılma alacağı davalarında istenebilecek hak; kural olarak şahsi nitelikte bir alacak hakkıdır. Ne var ki; davacı taraf tapu iptal-tescil isteğinde bulunmuş, alacak isteğinde bulunmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminden kaynaklanan davalar (katılma alacağı) ... ile ... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan (katılma alacağı) davasının kabulüne dair...5.Aile Hukuk Mahkemesi'nden verilen 07.11.2012 gün ve 186/857 sayılı hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... vekili tarafından davalı ... aleyhine açılan mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katkı payı alacağı isteğine ilişkin davanın yapılan yargılaması sonunda, mahkemece davanın kabulü ile 150.000 TL katkı payı alacağının davalıdan alınıp davacıya ödenmesine karar verilmesi üzerine hüküm, süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, ancak; temyizden sonra davacı ... 28.03.2013 havale tarihli usulüne uygun kimlik tespiti yapılan imzalı dilekçesi ile davadan gördüğü lüzum üzerine feragat ettiğini ve feragat beyanı doğrultusunda gereğinin yapılmasını...
Temyiz isteğinin süresi içinde oldugu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi geregi düşünüldü KARAR Davacı ... vekili tarafından davalı ... aleyhine açılan mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katılma alacağı isteğine ilişkin davanın yapılan yargılaması sonunda mahkemece davacının davasının kısmen kabulü ile dava konusu malvarlığının edinilmesinde davacı kadının katkısının varlığının tespitine dair mahkeme ilamının kesinleşmiş olması gözönüne alınarak 71.960,50 TL’nin dava tarihinden işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verilmesi üzerine hüküm, süresi içerisinde davacı vekilleri tarafından temyiz edilmiş, temyizden sonra davacı ... 22.11.2011 havale tarihli dilekçesi ile temyizden feragat ettiğini bildirmiştir....
Başka bir anlatımla, katılma alacağı 4721 sayılı TMK'nun yürürlükte olduğu dönemde edinilen mal varlıkları hakkında doğar. 743 sayılı TKM'nin yürürlükte olduğu dönemde eşlerin herbirinin sahip olduğu malvarlıkları üzerinde katılma alacağı söz konusu olmaz. Dava konusu ev, eşler arasında 743 sayılı TKM'nin 170. maddesi uyarınca mal ayrılığının geçerli olduğu 20.08.1987 tarihinde edinilmiş olup, davacı eş lehine katılma alacağı oluşmadığından davacının konut üzerinde mülkiyet hakkı talebinde bulunması mümkün değildir. Davacının tescil talebinin bu gerekçeyle reddine karar verilmesi gerekir iken yazılı gerekçeyle reddi doğru değil ise de ret kararı sonuç itibarıyla doğru görüldüğünden bu husus ayrıca bozma nedeni yapılmamıştır. Davacının mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğine yönelik temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece davanın bir yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, bu görüşe katılma olanağı bulunmamaktadır....
Dava dilekçesindeki açıklamalar, aşamalarda sunulan dilekçelerdeki beyanlara göre dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Nitekim dava dilekçesinde mal varlığının listesi yapılarak, mal rejimi ilkeleri gereğince öncelikli ihtiyati tedbir talebinde bulunulup TMK.nın mal rejimini düzenleyen maddelerine atıfta bulunulmuş, mahkemece de 22/07/2020 tarihli tensibin 13 nolu ara kararıyla; Davacı tarafa hangi mal varlığından ne miktarda hangi alacak talebinde ( katkı payı, katılma alacağı, değer artış payı gibi) bulunduğunu açıklamak ve kalem kalem miktar belirterek toplam değer üzerinden hesaplanacak nisbi harcı yatırması için iki hafta kesin süre verilmesine karar verilmiş, davacı tarafça harç yatırılmış ancak açıklamalı dilekçe sunulmamış, bilahare davacı vekilince dava dilekçesinde sehven ayni talepte bulunulduğu bildirilerek taleplerinin katılma alacağı olduğu beyan edilmiştir....