Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince (6100 s.lı HMK'nun 30. m) bekletici mesele yapılmalıdır. Tasfiye davasında, mal rejiminin sona ermemiş ve sona erdirecek davanın da henüz açılmamış olduğunun anlaşılması durumunda ise davanın görülebilirlik ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekir. Somut olayda; davacı ile davalı ...'ün boşanmalarına ilişkin, ... Başlangıç Mahkemesi'nin kararı, ......
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Kesin hüküm, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda dava şartı olarak kabul edilmiştir. Buna göre kesin hüküm, 6100 sayılı HMK'nin 303. maddesinde "Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir. Bir hüküm, davada veya karşılık davada ileri sürülen taleplerden, sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm teşkil eder..." hükmü bulunmaktadır....
Mahkemece, tarafların halen evli oldukları, mal rejiminin sona ermediği, bu nedenle katkı payı alacağının doğmadığı gerekçeleriyle talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar 31.12.1992 tarihinde evlenmiş, ...Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.12.2007 tarihinde kesinleşen 23.10.2007 tarih 153 F 0665/06 sayılı boşanma hükmünün Hatay Aile Mahkemesinin 2008/315 Esas, 2008/1050 Karar sayılı hükmü ile tenfizini takiben 11.3.2009 tarihinde kesinleşmesi ile evlilik birliği sona ermiştir. Başka mal rejimi seçilmediğinden 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TMK.202, 4722.s.Yürürlük K m.10/1) Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katkı payı isteğine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejminden Kaynaklanan Alacak Davası K A R A R Taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak davası sonucu verilen hükmün Dairemizce bozulması üzerine, Yerel Mahkemece verilen direnme kararına ilişkin dava dosyası 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 45. maddesi ile 6100 sayılı HMK'ye eklenen geçici 4/1. maddesi uyarınca Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü: Dairemizce verilen 20.09.2018 tarihli ve 2016/10519 Esas, 2018/16030 Karar sayılı bozma kararı usul ve yasaya uygun bulunmuş olup Mahkemece verilen direnme kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından, temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın 6763 sayılı Kanun'un 43. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK'nin 373. maddesinin 5. fıkrası uyarınca yetkili ve görevli Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 07.10.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Böylece terekenin tasfiyesinden düşecek paydan önce eş, mal rejiminin tasfiyesinden düşecek paya sahip olacaktır. 5. Miras, miras bırakanın ölümü ile açılır. Miras bırakanın sağlığında yapmış olduğu mirasla ilgili kazandırmalar ve paylaştırmalar terekenin ölüm anındaki durumuna göre değerlendirilir (TMK mad. 575), yani terekedeki tüm kişisel ve edinilmiş malların sürüm değeri ölüm anındaki (tarihindeki) durumuna göre saptanır, 6. Katılma alacağı alacaklısının miras hakkı,ölenin mirasçısı olması nedeniyle aldığı bir karşılıktır, 7....
Eşler arasında, evlendikleri 31/12/2002 tarihinden başlayan mal rejimi boşanma davasının açıldığı 09/10/2014 tarihi itibarıyla sona ermiştir (TMK mad.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden mal rejiminin sona erdiği 09/10/2014 tarihine kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK mad.202/1). Edinilmiş mallara katılma rejiminin devam ettiği sırada eşlerden biri adına edilen edinilmiş malda diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı bulunmaktadır. Artık değere katılma alacağı eklenecek değerlerden (TMK m. 229) ve denkleştirmeden (TMK m. 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere eşin edinilmiş mallarının (TMK m. 219) toplam değerinden bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan değerin (TMK m. 231) yarısı üzerinde diğer eşin alacak hakkıdır (TMK m. 236/1)....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Mal Rejiminden Kaynaklanan Tapu İptali -Tescil Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davası ile ilgili ayırma kararı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle mal rejiminden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davasının boşanma davasından ayrılmasına karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, ayrılan dosyanın mahkemenin başka esasına kaydedilip yargılamasına devam edildiğinin anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 90.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına...
Aile Mahkemesinin 2022/111 Esas sayılı mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak davasında karşı dava olarak .... tarafından ...., .... ve .... aleyhine açılmış olup davalı .... aleyhine açılan davanın Bakırköy 13. Aile Mahkemesinin 2022/111 Esas sayılı dava dosyasından 16.09.2022 tarihinde ayrılmasına karar verilmiştir. 2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Bakırköy 13. Aile Mahkemesinin 2022/111 Esas sayılı mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak davasında davalı olan ....'nin diğer davalı ... 'e de karşı dava açtığı, karşı davada karşı davalı olamayacağından ....'in karşı davalı olarak dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi ve 115 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarında dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
Hukuk Dairesinin11.02.2019 tarih ve 2017/8486 Esas, 2019/1291 Karar sayılı ilamı ile, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı eşin isteyebileceği hakkın şahsi hak niteliğinde olduğu, ayın istenemeyeceği, davacı tarafın terditli talebi olan mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan şahsi alacak niteliğinde olan katkı payı alacağı isteği hakkında, taraf delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek davalının temyiz itirazının kabulüyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. B....
İlk derece mahkemesinin, davaya konu ilgili yasal düzenlemeler ve Yargıtay karar ve içtihatları dikkate alınarak " davacının mal rejiminin tasfiyesi sonucunda oluşan hakkı kişisel hak niteliğindeki bir alacak hakkı olup, ayın (mülkiyet) istenemeyeceğinden; davacı vekilinin ön inceleme duruşmasında mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacağa ilişkin davanın genişletilmesi mahiyetinde olan terditli talebine de davalı vekili tarafından açıkça muvafakat edilmediğinden ve bu nedenle yasal koşulları oluşmadığından açılan davanın reddine" yönelik kararında delilerin takdirinde isabetsizlik olmadığı, usul ve yasaya uygun olduğu, haklı olmayan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/b-1 maddesine göre reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur. ...