Taraflar 14.10.1994 tarihinde evlenmiş, 06.03.2007 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 02.03.2010 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK'nun 225/2.m.). Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM'nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TMK'nun 202, 4722 s.Y.nın 10.m.) Dava dilekçesinin içeriği, davalının savunması ve dava konusu taşınmazın 25.12.2001 tarihinde edinilmiş olmasına göre istek mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde katkı payı alacağına ilişkindir. Her ne kadar TMK'nun 235/1.maddesi uyarınca mal rejimi sona erdiğinde mevcut olan mallar tasfiyeye katılır ise de, davalı vekili boşanma dava dosyasına sunduğu 14.05.2007 havale tarihli dilekçede, davalı adına kayıtlı dava konusu taşınmazın kocası .... .....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, yetkiyi düzenleyen 4721 sayılı TMK'nun 214. maddesi hükmüne göre; eşler veya mirasçılar arasındaki mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, mal rejiminin ölümle sona ermesi durumunda ölenin son yerleşim yeri mahkemesi; boşanmaya, evliliğin iptaline veya hakim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda bu davalarda yetkili olan mahkeme; diğer durumlarda da davalı eşin yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. Bu özel düzenleme karşısında, mal rejiminin tasfiyesi davalarında yetki 6100 sayılı HMK'nun genel hükümlerine göre değil TMK'nun anılan özel nitelikli maddesine göre belirlenir. Somut olayda; taraflar Manisa 1....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejimin tasfiyesinden kaynaklanan iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mal rejimi sona erdiğinde eşlerin ya da mirasçılarının tasfiye davası sonucunda katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacak hakları doğar. Kural olarak, eşlerden birine ait mal varlığında, diğer tarafın mülkiyet veya başka ayni hak talebi söz konusu olamaz. Mal rejiminin tasfiyesi isteğinde bulunan eşe ya da mirasçılarına tanınan hak ayni olmayıp, şahsi alacak hakkıdır (07.10.1953 gün 8/7 YİBK, 4721 sayılı TMK'nun m. 227/1, 231, 236/1). TMK'nun 239/1. fıkrasında; "katılma alacağı ve değer artış payı ayın veya para olarak ödenebilir…” denilmektedir. 226/3. madde de ise "Eşler karşılıklı borçları ile ilgili düzenleme yapabilirler" hükmüne yer verilmiştir. Anılan kanuni düzenlemelerden de anlaşılacağı gibi, borcun ayın olarak ödenmesi borçlu eşe tanınmış bir haktır....
Anlaşılan mali konularla kastedilenin boşanmanın fer'i nitelikte mali konularla birlikte, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak talebini içerip içermediği ancak yorum yoluyla ulaşılacak sonuca bağlıdır. Kanımca, davacı yararına tazminat ve yoksulluk nafakasına hükmedildiğine, taşınmaz için boşanma davasında talepte bulunulmuş olmasına ve bu taşınmaz dışında paylaşıma konu önemli bir malvarlığı bulunmadığına göre; protokoldeki "mali konular" ibaresinin talep edilmeyen boşanmanın fer'i nitelikteki diğer mali taleplerle mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak haklarını da kapsadığı kabul edilmelidir. Temyiz edilen davanın reddi kararının bu nedenle onanması gerektiğini düşünüyor; değerli çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum....
Hukuk Dairesinin11.02.2019 tarih ve 2017/8486 Esas, 2019/1291 Karar sayılı ilamı ile, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı eşin isteyebileceği hakkın şahsi hak niteliğinde olduğu, ayın istenemeyeceği, davacı tarafın terditli talebi olan mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan şahsi alacak niteliğinde olan katkı payı alacağı isteği hakkında, taraf delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek davalının temyiz itirazının kabulüyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. B....
Davacı vekili, dava dilekçesinin (b) ve (c) bentlerinde, evlilik birliği içerisinde sahip olunan taşınmazlar, araç ve banka hesapları üzerinde mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacağı bulunduğunu ileri sürerek, taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesi ile vekil edeni lehine 1/2 oranında mülkiyet tesisine karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili, mal rejiminin tasfiyesini talep ettiğine göre mahkemece, yukarıda açıklanan usul hükümleri uyarınca davacı vekiline dava ve talebini açıklanması hususunda süre ve imkan verilmesi, dava ve talebin niteliğinin belirlenmesi, taraf delilleri eksiksiz olarak toplandıktan sonra esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonunda yazılı nedenlerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Davacı vekili; davalı ile müvekkili arasındaki mal rejiminin tasfiyesiyle, 42 ... 051 plakalı aracın ve yargılama sırasında ortaya çıkacak diğer mal varlıklarının edinilmesi nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere tüm deliller ve evraklar geldikten ve uzman yardımıyla hesaplama yapılıp belirli hale geldikten sonra müvekkili lehine fazla çıkması durumunda artırılmak üzere değer artış payı (5,00 TL) ve katılma alacağı (5,00 TL) olmak üzere şimdilik 10,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili, tarafların boşanmada dava dosyasında mal rejiminin tasfiyesinin yapıldığını, kesin hüküm nedeniyle davanın reddi gerektiğini, zamanaşımın dolduğunu, davacının ev hanımı olduğunu, katkısı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. III....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık halen evli bulunan eşler arasında evlilik sırasında düzenlenen anlaşmalı protokole aykırılıktan kaynaklanan alacak isteğine ilişkin olup mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan bir talep bulunmadığına göre, Yargıtay Birinci Başkanlar Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp 22.01.2015 tarih ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 10.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın önlenmesi K A R A R Davacı vekili, vekil edeni adına tapuda kayıtlı, üzerinde aile konutu şerhi bulunan 4581 ada 7 parsel numaralı taşınmaza davalı eşin elatmasının önlenmesine, taşınmazın vekil edenine teslimine, aylık 750 TL kira tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istediğine, taraflar arasında mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan herhangi bir alacak isteği de bulunmadığına göre, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi hükmü gereğince, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (2.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 25.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulunun 10.01.2020 tarihli ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı kararı ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilen, 28.01.2020 tarihli ve 31022 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 02.09.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....