Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tasfiyeye konu taşınmazın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 sayılı TMK'nun 202/1. maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak hakları doğabilecektir. Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu taşınmazın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir. Yukarıda açıklandığı gibi iki döneme yayılan kredi borcu ödeme tablosu mevcut olduğunda; öncelikle, mal rejiminin sona erdiği tarihte henüz vadesi gelmediği için ödenmemiş kredi borç miktarının, toplam kredi borcuna oranı bulunur....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesi ve eşyaların iadesine ilişkin davada ... 2. Aile ve ... 1. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, boşanma sonrasında açılan mal rejiminin tasfiyesi ile kişisel eşyaların iadesi istemine ilişkindir. Aile Mahkemesince, yatırım amacıyla alınan altın ve ziynet eşyalarının B.K. hükümlerine tabi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, T.M.K.'nın 202, 226 ve 227 maddeleri tartışılacağı gerekçesiyle, görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. T.M.K.’nın 226. maddesinde “her eş, diğer eşte bulunan mallarını geri alır.”...

      İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı ve katkı payı alacağı isteğine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225. maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak ... ile ... arasındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının kısmen kabulüne ve fazla isteğin reddine dair .... Aile Mahkemesi'nden verilen 29.05.2014 gün ve 336/591 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... vekili, tasfiyeye konu ... plakalı araç nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur. Davalı ..., davanın reddini savunmuştur....

          Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının dava dilekçesinde davalının edinilmiş mallara katılma hakkının ortadan kaldırılmasını istediği, 15.01.2021 tarihli ön inceleme duruşmasında da zina nedeniyle tam kusurlu eşin edinilmiş mallara katılma alacağının ortadan kaldırılmasını talep ettiği, hem Almanya'da hem de Türkiye'de açılmış boşanma davasının olduğu, Mahkemece boşanma davasının mal rejiminin tasfiyesi için bekletici mesele yapması gerektiği, davacının dava dilekçesi ve ön inceleme duruşmasında davalının alacak hakkının ortadan kaldırılmasını istemiş ise de davacının mal rejiminin tasfiyesi ya da tasfiye nedeniyle alacak talebinde bulunmadığı, Mahkemece davalı adına yapılan sorgulamada mal tespit edilemediği, taraflarca da davalı adına kayıtlı herhangi bir mala ilişkin açıklama yapılmadığı, davacının üzerine kayıtlı taşınmazlar yönünden davalının katılma alacağının ortadan kaldırılması isteğinde bulunulduğu, davalı adına kayıtlı...

            Davacı-birleşen davada davalı vekili, 16.12.2009 tarihli boşanma dava dosyası ile birlikte açtığı mal rejiminin tasfiyesi davasında Keçiören'de bulunan taşınmazın ve 06 R 9938 plakalı aracın vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiş, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davanın tefrik edilmesinden sonra mahkemeye sunduğu 26.05.2010 havale tarihli dilekçede tescil talebinin yerinde görülmemesi durumunda katkı payı miktarının tespiti ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, talep miktarını göstermediği gibi harcı da tamamlamamıştır. Birleşen dava dosyasında ise, davalı-birleşen davada davacı vekili Demetevler'de bulunan taşınmaz nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuş, tefrik sonrasında da talep miktarı açıklattırılmamıştır....

              Davalı-karşı davacı ..., erkek tarafın temyiz dilekçesinde bulunmayan eşya davası ile buna bağlı olarak vekalet ücreti ile mal rejiminin tasfiyesi yönlerinden temyiz isteğinde bulunmuştur. Bu durumda, davacı-karşı davalı ...ın katılma yoluyla yaptığı eşya davası ile buna bağlı vekalet ücreti ve mal rejiminin tasfiyesi isteğine yönelik temyiz itirazları incelenemeyeceğinden, bu yönlere ilişkin katılma yolu ile itiraz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı-karşı davalı ...ın diğer temyiz itirazları ile davalı-karşı davacı erkeğin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; a-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin tüm, davacı-karşı davalı ...ın ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir....

                Hal böyle iken, tarafların eşit kusurlu kabulü ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davalı kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. c-Davacı erkek, dava dilekçesinde boşanma talebinin yanında mal rejiminin tasfiyesi yönünden de talepte bulunmuştur. Dava dilekçesindeki başvurma harcının tüm istekleri kapsadığı nazara alınarak, boşanmanın fer'isi niteliğinde olmayan bu talep hakkında davacı erkeğe talebinin değerini açıklattırıp, bu değer üzerinden nispi harcın tamamlattırılması (Harçlar Kanunu m.30-32) , harcın tamamlanması halinde taraflar arasındaki boşanma kararı da kesinleştiğine göre, mal rejiminin tasfiyesi talebi incelenebilir hale gelmekle (TMK m. 225), bu konuda karar verilmesi, aksi taktirde Harçlar Kanununun 31. maddesi uyarınca işlem yapılması gerekirken, bu hususta yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

                  Tasfiyeye konu taşınmazın ve aracın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 sayılı TMK'nun 202/1.maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak hakları doğabilecektir. Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu taşınmazın ve aracın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir....

                    Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK 179.m). Tasfiyeye konu edilen 7 nolu mesken eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 24.03.2008 tarihinde satış yolu ile davalı adına tescil edilmiştir. Taraflar arasında söz konusu taşınmazın 80.000.00 TL'ye alındığı hususunda ihtilaf bulunmamaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu