Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı(743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir(4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu kooperatife davalı eş tarafından 03.06.2002 tarihinde üye olunmuş, dava konusu taşınmaz 2007 yılında teslim alınmış ve boşanma dava tarihinden sonra 07.11.2013 tarihinde davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır(TMK 179.m)....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesi ve ziynet eşyalarından kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, inceleme görevi öncelikle Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarihli 2014/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.17.03.2014(Pzt.)...
Dava, eşler arasında mal rejiminin tasfiyesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Kural olarak, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda koşulların oluşması halinde taraf lehine alacak hakkına hükmedilir ise de, yargılama sonucu olası alacakların teminat altına alınması amacıyla dava konusu alacak talebine konu malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulabileceği uygulamada Yargıtay içtihatlarıyla kabul edilmiş durumdadır....
Mevcut durumda, sadece "muaccel bir alacak hakkı" niteliğiyle tasfiye hesabına dahil edilmesi ve alacağın tasfiye anındaki sürüm değerinin değil, mal rejiminin sona erdiği tarihteki değerinin hesaba dahil edilmesi gerekir. Yukarıda gösterilen sebeplerle, Değerli çoğunluğun bozma kararına katılmakla birlikte; bozma gerekçesinin açıkladığım şekilde olması gerektiğini düşünüyor; çoğunluğun bozma gerekçesine kısmen katılmıyorum....
Tasfiyeye konu taşınmazın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 sayılı TMK'nun 202/1.maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak hakları doğabilecektir. Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu taşınmazın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir. Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse, konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır....
K A R A R Davacı ..., dava dilekçesinde belirtilen mallar nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur. Mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi üzerine; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Ne var ki; davacı ... ... 2.Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi'ne verdiği 06.02.2017 havale tarihli usulüne uygun kimlik tespiti yapılan dilekçe ile temyizden feragat etmiş, dilekçe Dairemiz'e gönderilmiştir. SONUÇ: Davacı ... yukarıda tarihi belirtilen dilekçesi ile temyiz talebinden feragat ettiğini bildirdiğinden adı geçenin temyiz isteğinin REDDİNE, peşin harcın temyiz edene iadesine, 16.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak bu husus ilk incelemede gözden kaçırılmış, hüküm bu yönden onandığına göre davacı-karşı davalı erkeğin mal rejiminin tasfiyesine ilişkin kurulan hükme yönelik karar düzeltme isteğinin kabulüne, Dairemizin 23.02.2015 tarihli 2014/18427 esas ve 2015/2488 karar sayılı kısmen onama kısmen bozma ilamının yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple mal rejiminin tasfiyesi davası yönünden verilen onama ilamının kaldırılmasına, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davanın yukarıda gösterilen sebeple bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Katılma alacağının, katılma alacağı borçlusu eşin mal varlığından veya terekesinden elde edilip edilmeyeceği tasfiye sonunda katılma alacağının doğduğu, belirlendiği ve elde edilemeyeceğinin anlaşıldığı andan itibaren üçüncü kişiden istenilebilecektir. 6-Eşler Arasındaki Mal Rejiminin Sona Ermesi Anı ile Mal Rejiminin Tasfiyesi Anı TMK. 225. maddesine göre, mal rejimi; eşlerden birinin ölümü veya başka bir mal rejiminin kabulü durumunda ölüm ve sözleşme tarihlerinde sona erdiği gibi, mahkemece, evliliğin iptal veya boşanma sebebiyle sona erdirilmesine veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hallerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer. Evlilik boşanmayla sona ermiş ise, boşanma kararı kesinleşmeden eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesinin yapılması olanaklı görülmemektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma-Mal Rejiminin Tasfiyesi Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı (koca) tarafından, kadının davası, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminatın miktarı, ziynetlere ilişkin yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden, davalı-davacı (kadın) tarafından ise; velayete ilişkin düzenleme, yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminatın miktarı, ziynet alacağı ve mal rejiminin tasfiyesi taleplerinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol...
Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK mad.179). Mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmişse de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; davacı taraf, 26 NR 241 plakalı aracın evlilik birliği içinde alınmasına ve davalıya ait olmasına rağmen ticari kaygılar nedeniyle muhasebecisi üzerine kaydedildiği iddiasıyla talepte bulunmuş, davalı taraf ise bu plakalı bir aracının hiç olmadığını savunmuştur. Eksikten getirtilen niza konusu araca ait trafik kayıtlarından trafik sicilinde davalı adına kaydedilmediği anlaşılmaktadır. Ne var ki, niza konusu aracın dava dışı 3.kişi adına kayıtlı olması mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak talebinde bulunulmasına engel teşkil etmez....