Aile Mahkemesi'nin 2019/1085 Esas sayılı dosyasında boşanma davasında görülen mal rejimi talebinin tefrik kararı verilerek mahkemenin 2020/505 Esas sayılı dosyasına kaydedildiğini, mahkemenin 2019/1085 Esas sayılı dosyasında taraflar adına Ziraat Bankası Alibeyköy Şubesi’nde kayıtlı TR55 0001 0009 3859 8894 6550 06 hesap numaralı dolar hesabının 1/2 hissesine ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiğini, ihtiyati tedbire itirazlarının da mahkemece 13/01/2021 tarihli kararıyla reddedildiğini, Yargıtay'ın yerleşmiş kararları uyarınca mal rejimi tasfiyesi için ayrı bir dava açılması gerekip boşanma davasının mal rejiminin tasfiyesi davasının görülebilmesi için bekletici mesele yapılması gerektiğini, henüz boşanmanın gerçekleşip gerçekleşmediği belli değil iken taraflar için bir hakka dönüşmemiş olan mal rejiminin tasfiyesi talebinde verilmiş olan tedbirin kaldırılmasını talep ettiklerini, tedbir kararının mevcut durumda bir amaca da hizmet etmediğini, zira tedbir konulan hesabın ortak hesap...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak ... ile ... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının kabulüne dair ... 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ..., dava dilekçesinde belirtilen mallar nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile iptal-tescil, olmadığı takdirde alacak isteğinde bulunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili ile davalı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir....
Borçlar Kanunu'nun hükümlerine göre, genel muvazaa çerçevesinde açılan ve birleşen dosyanın mal rejiminin tasfiyesine ilişkin asıl dava ile birlikte görülmesinde hukuki yarar bulunmamaktadır. Genel mahkemede görülecek olan muvazaaya dayalı iptal, tescil davasında hukuki yararın olup olmadığı, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davanın infazı aşamasında anlaşılacağından (mal rejiminin tasfiyesine ilişkin olarak Aile Mahkemesi'nde görülen dava neticesinde alacak hakkında verilen kararın infazı aşamasında davalı eşin mahkemece hüküm altına alınan alacak bölümünü karşılayacak mal varlığının bulunmaması durumunda davacı eş yönünden hukuki yarar doğacaktır.) muvazaaya ilişkin davanın tefrik edilerek genel mahkemenin ayrı esasında yargılamaya devam olunması gerekir. Mahkemenin bu yönü gözetmeden verdiği karar usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
Davalı vekili ek temyiz dilekçesinde, taraflar arasında protokol düzenlendiğini, mal rejiminin tasfiyesi konusunda anlaştıklarını, protokolün 4.maddesi uyarınca davacı tarafın davadan feragat edeceğini, protokol içeriğinin uygulanabilmesi için hükmün bozulmasını istemiştir. Temyiz dilekçesine ekli protokolün incelenmesinde; tarafların mal rejimine tabi bir kısım mal varlığı konusunda anlaştıkları, hükümden sonra düzenlenen 17.11.2011 tarihli protokolde tarafların, vekillerinin ismi ve imzalarının yer aldığı protokolün açıkça mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bulunduğu anlaşılmaktadır. Hükümden sonra, temyiz incelemesi aşamasında davalı vekili, taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesi konusunda protokol düzenlendiğini ve tarafların sulh olduklarını ileri sürmüştür. Sulh, tarafların talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. HMK.nun 314. maddesine göre sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir....
Sıfatıyla) DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen taşınmazlar nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur. Davalı ..., davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne, davacının katkısının 55.172,50-TL olarak tespiti ile bu alacaktan 20.000-TL katkı payı alacağının dava tarihi olan 11.03.2014 tarihinden, geri kalan 35.172,50-TL katkı payı alacağına ise davanın ıslah tarihi olan 25.12.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Aile Mahkemesi TARİHİ :10.12.2013 NUMARASI :Esas no: 2012/304 Karar no:2013/947 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı (kadın) tarafından yoksulluk nafakası miktarı, manevi tazminat miktarı, maddi tazminat, ziynet eşyası alacağı, mal rejiminin tasfiyesi, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden; davalı-davacı koca tarafından ise kusur belirlemesi, manevi tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı-davalı kadının, davalı-davacı kocanın birleşen boşanma davasına cevap olarak verdiği dilekçesinde ziynet eşyası alacağı ile mal rejiminin tasfiyesi talebinde bulunması ve bu talepleri yönünden sonradan harç alınmış olmasının ziynet eşyası alacağı ve mal rejiminin tasfiyesi talebini...
Çoğunluk ile azınlık arasındaki görüş ayrılığı davacıya ait ¼ oranındaki miras payının terekeye olan borcu nedeniyle istek olsun veya olmasın doğrudan doğruya yani kendiliğinden katılma alacağından düşürülmesi olanağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Katılma alacağı, TMK.nun 202 ve devamı maddeleri gereğince kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan ve kanundan doğan şahsi nitelikte bir alacak hakkıdır. Gerek katılma alacağı ve gerekse katkı payı alacağı için aynı hakkın (mülkiyetin) istenemeyeceği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. (07.03.1953 T.1953/8E, 1953/7 s. YİBBGK.) TMK.nun 219. maddesinde, “edinilmiş mal, her eşin bir mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği mal varlığı değerleridir” biçiminde tanımlanmıştır. TMK.nun 495 ve devamı maddelerinde, düzenlenen Miras Hukukundan (terekeden) doğan hak bir alacak hakkı olmayıp ayni nitelikte bir haktır. Yani bir aynı paylaşım söz konusudur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ....Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesi ile Alacak Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen yetkisizlik kararının davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemiz'in 02.05.2016 gün ve 2016/4297 Esas, 2016/8088 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Davalı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak talebinde bulunmuş, mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi üzerine, hüküm; davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dairece, 02.05.2016 günlü kararla, davalı vekili tarafından temyiz isteğinin, 15 günlük yasal süresi içerisinde yapılmadığından reddine, davacı vekilinin temyiz isteğinin reddi ile hükmün onanmasına karar verilmiştir....
Davacı kadının dava dilekçesindeki anlatımına göre talebinin açık olmadığı, mahkemece tefrik öncesi, dava dilekçesi içeriğinde mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak talebi olmasına rağmen talep sonucu bölümünde bu husustan bahsedilmemesi nedeniyle açıklama için 2 hafta kesin süre verildiği, davacı vekili tarafından herhangi bir dilekçe sunulmadığı, fakat verilen kesin süreye uyulmamasının sonuçlarının hatırlatılmaması sebebiyle usulüne uygun olmadığı, mahkemece talep tefrik edilerek yargılamaya devam edildiği ve yargılama sonucunda davacının yukarıda bahsedilen 29.01.2019 tarihli dilekçeyi sunduğu anlaşılmaktadır....
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle;davanın usulden reddi gerektiğini, davacının talep ettiği eşyaların değerlerini yazarak davasını belirsiz alacak kısmi alacak davası olarak açtığını, davacı yanın talep konusu belli olup bu hususlar gözetilerek davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, davalı ile 2015 yılı Ağustos ayında nişanlandıklarını, yaklaşık bir ay sonra evlendiklerini, nişanda tarafına beş adet burma bilezik ile takı seti takıldığını, altınlar yönüyle talebin reddini talep ettiğini, dava dilekçesinde belirtilen çamaşır makinesinin davacı ile fiilen ayrı yaşarlarken bozulduğunu, tamirinin çok masraflı olması nedeniyle kendisinin yenisini aldığını, dava dilekçesindeki diğer eşyaların evlilikten sonra satın alındığını ve edinilmiş mal olduğunu, mal rejiminin tasfiyesi anında bu eşyaların ikinci el değerinin belirlenmesi gerektiğini, belirlenecek bu değerlerin yarısını ödemeyi kabul ettiğini beyan ederek bunun dışındaki taleplerinin reddine karar verilmesini istemiştir...