Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejimi Tasfiyesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde; davalı ile TMK 166/3. maddesi uyarınca boşandıklarını, boşanma protokolü ile davalı adına kayıtlı taşınmazın kredi borcu bittikten sonra satılacağı ve bedelinin yarısının kendisine verileceğini kararlaştırdıklarını, ancak boşandıktan sonra davalının borçları nedeniyle taşınmaza haciz işlemi uygulandığını, taşınmazın satılma riskinin olduğunu, bu nedenle TMK 225/2. maddesi uyarınca mal rejiminin tasfiyesi davası açtığını, yargılama sonunda taşınmazın tapu kaydının yarısının iptal edilerek kendi adına tescilini talep etmiş, mahkemece yapılan 12.06.2017 tarihli duruşmada da taraflar arasındaki ihtilafın mal rejiminin tasfiyesine ilişkin olduğu tespit edilmiş, duruşmada hazır olan her iki...
İstinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; Dava konusu taşınmazın 26/10/2011 tarihinde davalı kadın adına kayıtlandığı ,evlilik birliği içerisinde edinildiği ,taraflar arasında başka bir mal rejimi seçilmediği için edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu anlaşılmıştır. Davacı taraf mal rejiminin tasfiyesi dolayısıyla tapu iptal tescil olmadığı takdirde bedele hükmedilmesini talep etmiştir. Kural olarak, eşlerden birine ait mal varlığında, diğer tarafın mülkiyet veya başka ayni hak talebi söz konusu olamaz. Mal rejiminin tasfiyesi isteğinde bulunan eşe ya da mirasçılarına tanınan hak ayni olmayıp, şahsi alacak hakkıdır (07.10.1953 tarihli ve 8/7 YİBK). Başka bir anlatım ile mal rejimi tasfiye davaları alacaklı eşe mülkiyeti talep etme hakkı vermez. Tarafların 1991 yılında evlendikleri ,Karasu 1....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesi ve eşyaların iadesine ilişkin davada ... 2. Aile ve ... 1. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, boşanma sonrasında açılan mal rejiminin tasfiyesi ile kişisel eşyaların iadesi istemine ilişkindir. Aile Mahkemesince, yatırım amacıyla alınan altın ve ziynet eşyalarının B.K. hükümlerine tabi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, T.M.K.'nın 202, 226 ve 227 maddeleri tartışılacağı gerekçesiyle, görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. T.M.K.’nın 226. maddesinde “her eş, diğer eşte bulunan mallarını geri alır.”...
Uyuşmazlık Uyuşmazlık, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 214 üncü maddesi uyarınca mal rejiminin tasfiyesi istemine ilişkindir. B. İlgili Hukuk 1....
Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminden kaynaklanan alacak .... (...) ile ..... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının reddine dair Antalya 4. Aile Mahkemesi'nden verilen 22.11.2013 gün ve 657/1009 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş ise de karşı tarafa tebliğ edilen temyiz dilekçesinde duruşmalı temyiz istenmeyip, dosya Yargıtay'a intikal ettikten sonra ek temyiz dilekçesiyle duruşma istenmiş olup takdiren duruşma isteğinin reddine karar verilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Özlem vekili, dava konusu ... ada .. parselde bulunan 1, 5 ve 6 nolu bağımsız bölümler nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur. Davalı Turgay vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....
Dava, mal rejiminin tasfiyesi istemine ilişkindir. Bilindiği üzere 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225. maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hâllerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer. Yargıtay'ın ve Dairemizin uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle alacak davalarının görülebilirlik ön koşuludur....
Mahkemece, davacının anlaşmalı boşanma davasında duruşmadaki beyanında yoksulluk nafakası talep ettiği, 10.000-TL manevi tazminat talep ettiği, bunun dışında mali konularda karşılıklı taleplerinin olmadığını beyan ettiği, bu beyandan davacının davalıdan herhangi bir katkı payı ve katılma alacağı talebinin de olmadığı, anlaşmalı boşanmanın da kesinleşmiş olduğu görüşünden hareketle davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiş ise de; ulaşılan sonuç isabetli değildir. Davacının boşanma dava dosyasındaki beyanı, boşanmanın fer'i niteliğindeki mali konulara yönelik olup, mal rejiminin tasfiyesi ve tasfiyeye konu (11) nolu bağımsız bölüm ile emeklilik ikramiyelerine ilişkin bir açıklama içermemektedir. Mal rejiminin tasfiyesi boşanma davasının eki niteliğinde olmadığından; boşanmayla birlikte karara bağlanması zorunluluğu bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davada Mudanya 1. Asliye (Aile) Hukuk ve Bakırköy 3 Aile Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, mal rejiminin resmen tasfiyesi ve katılma alacağının tahsili istemine ilişkin olup, dava konusu bir gayrimenkul ve araçlardır. Mudanya 1. Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın gayrimenkulün aynından doğduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilmiştir. Bakırköy 3 Aile Mahkemesi ise, uyuşmalığın mal rejimi tasfiyesine ilişkin olduğu gerekçesi ile yetkisizlik kararı vermiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak Davacı-birleşen davada davalı ... ile davalı-birleşen davacı ... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının kabulüne birleşen davanın kısmen kabulüne dair Kızılcahamam Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nden verilen 19.02.2014 gün ve 48/63 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı-birleşen davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı-birleşen davada davalı ... (...) vekili, dava dilekçesinde belirtilen taşınmaz ve araç nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuş, aleyhine açılan birleştirilen davanın ise reddini savunmuştur....
Davacı/birleşen dava davalısının diğer temyiz itirazlarınının incelenmesine gelince; Tasfiyeye konu aracın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 sayılı TMK'nun 202/1.maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak hakları doğabilecektir. Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu aracın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir....