Kaya vekili, boşanma davası ile birlikte açtığı davada, tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye verilmesine, müşterek çocuk ve davacı lehine nafakaya hükmedilmesine, dava dilekçesinde belirtilen ziynet eşyalarının misliyle, mümkün değilse bedelinin tahsiline, mal rejiminin tasfiyesi ile katılma alacağı, artık değer ve değer artış payına ilişkin tüm talep haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı ... vekili, boşanma davasına verdiği cevap dilekçesinde, düğün sonrası elde edilen ziynet eşyalarının dava dilekçesinde iddia edildiği gibi vekil edeni tarafından zorla bozdurulup alınmadığını, aksine üstüne vekil edeni tarafından bir miktar para konularak davacının kullandığı ... plakalı aracın evlilik birliği içinde alındığını ve davacının isteği üzerine davacı adına tescil edildiğini açıklayarak, aracın bedelinin vekil edenine ödenmesine karar verilmesini istemiştir....
KARAR Davacı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen araç nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur....
Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM m. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. 10, TMK m. 202/1). Tasfiyeye konu 15 ada 12 parsel 10 nolu bağımsız bölüm 15.02.2002 tarihinde ferdileşme yoluyla davalı eş adına tescil edildiği anlaşılmıştır. Taşınmaz 1995 yılında s.S. ... Konut Yapı Kooperatifine üyelik yoluyla edinilmiştir. Davalı taşınmazı 22.07.2007 tarihinde 3. kişiye satmıştır. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 179)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Yasal Mal Rejiminin Mal Ayrımına Dönüşümü) K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ziynet eşyalarının aynen iadesi olmazsa bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulunun 10.01.2020 tarihli ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı kararı ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilen, 28.01.2020 tarihli ve 31022 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 03.07.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Mahkemece, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin görülmekte olan dava yönünden, eşler arasında mevcut boşanma davasının olmadığı, evlilik birliğinin devam ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesinin gerçekleşmesi aralarında devam eden mal rejiminin sona ermesine bağlıdır. Başka bir anlatımla mal rejimi sona ermeden alacak muaccel olmayacağından mal rejiminin tasfiyesi istenemez. Mal rejiminin sona ermesi mal rejiminin tasfiyesi davalarının görülebilirlik önkoşulu olup dava şartıdır ve yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi mahkemece de resen göz önünde bulundurulur. Mal rejiminin hangi hallerde sona ereceği 4721 sayılı TMK'nun 225. maddesinde belirtilmiştir....
Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Yasa'nın 10, TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu 2445 parsel sayılı taşınmazın 332/421 hissesi 28.06.1988 yılında satış yolu ile davalı adına tapuya tescil edilmiştir. Davacı kadın 800 gram altın vermek suretiyle taşınmaz üzerindeki 2 ve 3 nolu meskenler ile 5 ve 6 nolu dükkanların yapımına katkıda bulunulduğunu iddia etmiştir....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı ile eşya ve ziynet alacağı isteklerine ilişkindir. Tasfiyeye konu taşınmazın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 sayılı TMK'nun 202/1.maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak hakları doğabilecektir....
Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu 82 ada 1 parselde kayıtlı mesken 3.kişi adına kayıtlı iken davalı eş 29.06.2009 tarihinde, ... plakalı araç ise 21.01.2011 tarihinde davalı eş tarafından satın alınmıştır. Şu durumda mallar eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu tarihlerde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK 179.m)....
Davacı vekilinin eldeki davası boşanma davasından tefrik edildikten ve incelenen iş bu esasa kaydedildikten sonra ön inceleme duruşmasında belirtilen bağımsız bölümün evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmaz olup ortak aldıklarını, davalı adına 1/2 hissesinin iptali ile müvekkil adına tesciline, olmadığı takdirde mal rejimi tasfiyesi nedeniyle bedel iadesine ilişkin dava olduğunu beyan etmiştir. Aynı duruşmada davalı vekili beyanları kabul etmediğini beyan etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yargılama sonucunda mahkemece; davacının mal rejiminin tasfiyesi sonucunda oluşan hakkı kişisel hak niteliğindeki bir alacak hakkı olup ayın (mülkiyet) istenemeyeceğinden davacı vekilinin ön inceleme duruşmasında mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacağa ilişkin davanın genişletilmesi mahiyetinde olan terditli talebinin de davalı vekili tarafından açıkça muavfakat edilmediğinden yasal koşulları oluşmadığından davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
Davacı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde ziynet eşyaları kullanılarak davalı adına devralınan büfe yönünden mal rejiminin tasfiyesi ile alacağın davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, verilen ilk kararda ziynet eşyalarının aynen veya bedelinin iadesi ile işyeri yönünden katılma alacağı davasının ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından temyiz itirazı üzerine yapılan inceleme neticesinde Daire'nin 2012/7281 Esas, 2013/4198 Karar sayılı ilamıyla, davacı tarafın talebinin işyeri üzerindeki değer artış payı ve katılma alacağı isteğine ilişkin olduğuna işaret edilerek yetersiz araştırma ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle hüküm davacı yararına bozulmuştur....