"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı ..... ile .... ve müşterekleri aralarındaki katılma alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair.... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 18.11.2014 gün ve 313/313 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, mal rejiminin tasfiyesi ile evlilik birliği içerisinde edinilen dava dilekçesinde belirtmiş olduğu iki adet taşınmaza ilişkin olarak alacağın davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davalı koca vekili, davacının katkısının bulunmadığını, diğer davalılar ise taşınmazların satış işleminin gerçek olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Katılma Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm boşanma kararının kesinleşmesinden sonra açılan mal rejiminin tasfiyesi ile katılma alacağına ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarihli 2013/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 07.10.2013 (Pzt.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİAile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Katılma Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar 10.09.2008 tarihinde kesinleşen kararla boşanmışlardır. Eldeki dava ve karşı dava, taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesi ile karşılıklı olarak birbirlerinden katılma alacağının tahsili isteğine ilişkin olup, mahkemece de bu şekilde nitelendirilmiştir. Uyuşmazlığın açıklanan niteliğine ve mahkemenin vasıflandırılmasına göre inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir.SONUÇ:Dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 16.10.2012 (Salı)...
Dosyadaki bilgi ve belgeler ile karar düzeltme dilekçesinin incelenmesi sonunda; Hemen burada, “mal rejiminin sona erme anı' üzerinde durulmasında fayda bulunmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hâllerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer. Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle alacak davalarının görülebilirlik ön koşuludur....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, katılma alacak isteğine ilişkindir. Tasfiyeye konu taşınmazın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 sayılı TMK'nun 202/1.maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak hakları doğabilecektir. Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu taşınmazın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir....
Davanın, bozma ilamında da belirtildiği üzere davacının dava dilekçesi ve yargılama oturumlarındaki beyanlarına göre TMK'nin 202 ve devamı maddeleri gereğince, edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Mal rejimi sona erdiğinde eşlerin ya da mirasçılarının tasfiye davası sonucunda katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı hakları doğar. Kural olarak, eşlerden birine ait mal varlığında, diğer tarafın mülkiyet veya başka ayni hak talebi söz konusu olamaz. Mal rejiminin tasfiyesi isteğinde bulunan eşe ya da mirasçılarına tanınan hak ayni olmayıp, şahsi alacak hakkıdır (07.10.1953 tarihli ve 8/7 YİBK, 4721 sayılı TMK mad. 227/1, 231, 236/1). TMK'nin 239/1. fıkrasında; "katılma alacağı ve değer artış payı ayın veya para olarak ödenebilir…” denilmektedir. 226/3. maddede ise "Eşler karşılıklı borçları ile ilgili düzenleme yapabilirler" hükmüne yer verilmiştir....
Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı ve katılma alacağı ..... ile ..... aralarındaki katkı payı alacağı ve katılma alacağı davasının reddine dair ...... Aile Mahkemesi'nden verilen 12.01.2012 gün ve 413/18 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, mal rejiminin tasfiyesi ile dava konusu taşınmaz yönünden fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 30.000,00 TL'nin yasal faizi ile davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar, 24.11.1996 tarihinde evlenmiş, yabancı mahkemede 29.11.2006 tarihli kararla boşanmışlar, bu karar 10.01.2007 tarihinde kesinleşmiştir. Boşanma kararının tanınmasına ilişkin davanın ise, 17.12.2007 tarihinde açıldığı ve 28.06.2008 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir....
Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK mad.202). Tasfiyeye konu ... plaka sayılı araç, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 31.07.2012 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK mad.179). Mahkemece, hesap bilirkişi raporu benimsenerek tasfiyeye konu araca ilişkin katılma alacağı talebinin reddine karar verilmiş ise de, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplama yukarıda açıklanan ilke ve yasal düzenlemelere uygun değildir....
"İçtihat Metni"Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı ... ile... aralarındaki katılma alacağı davasının reddine dair Aile Mahkemesi'nden verilen 05.12.2013 gün ve 109/868 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, evlilik birliği içerisinde iki tarafın katkıları ile alınan taşınmazın ve aracın ortak mal olduğunu açıklayarak TMK’nun ilgili hükümleri gereği mal rejiminin tasfiye edilerek fazla hakları saklı kalmak kaydı ile davalı adına olan taşınmaza ilişkin tapu ve araca ilişkin trafik tescil kayıtlarının iptali ile davacı adına tescillerini talep ve dava etmiştir. Davalı, dava konusu taşınmaza ve araca ilişkin olarak talebin iş bu dava konusu edilmesinin usul ve yasaya aykırı olmasını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur....
Karşı dava konusu .....plakalı araca yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; Tasfiyeye konu aracın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönemden, miktarından ve taksit sayısından hareketle mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 sayılı TMK'nin 202/1. maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hakları doğabilecektir. Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu aracın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir....