WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yasanın 390/3. maddesinde "Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır." şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Somut olayda, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin olarak eldeki davanın açıldığı, talep üzerine mahkemece davalının malik olduğu, 34 XX 335 plakalı araca yönelik ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verildiği, davalı tarafça ihtiyati tedbir kararına itiraz edildiği, yerel mahkemenin 12/06/2023 tarihli ara kararıyla 34 XX 335 plakalı araca yönelik ihtiyati tedbir talebinin kabulüne dair kararın kaldırılması talebinin reddine karar verildiği görülmüştür....

GEREKÇE : Dava; mal rejiminin tasfiyesi ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere toplam 1.000,00- TL tasfiye alacağı ve davalı adına kayıtlı taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulması taleplerini içermektedir. 6100 sayılı HMK'nun ihtiyati tedbirin şartları başlığını taşıyan 389/1.maddesinde "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir" hükmü düzenlenmiştir. İhtiyati tedbir, davanın davacı lehine sonuçlanması durumunda dava konusu şeyin güvence altına alınmasını temine yarayan geçici bir hukuki korumadır. Aynı yasanın 396. maddesinde ise "durum ve koşulların değiştiği sabit olursa, talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına teminat aranmaksızın karar verilebilir" hükmü düzenlenmiştir....

Davalı - karşı davacı vekilinin tedbir talebi üzerine mahkeme 28/03/2023 tarihli ara kararı ile "Dava konusu olmayan mal varlığı üzerine tedbir konulamayacağından davalı - karşı davacı tarafın ihtiyati tedbir konulması talebinin reddine" karar vermiştir....

Görüldüğü üzere, gerek protokol içeriği gerekse hükme geçirilen mali hususlara ilişkin hüküm fıkrası ile tarafların karşılıklı anlaşmalarını bildirdikleri imzalarını taşıyan kararın verildiği duruşmadaki beyanları birlikte değerlendirildiğinde; tarafların karşılıklı olarak eşya ve ziynet taleplerinin bulunmadığının kabul edildiği, bunun dışındaki anlaşmanın boşanmanın fer'i (eki) niteliğindeki konulara ilişkin olduğu, mal rejiminin tasfiyesi konusunda bir anlaşma yapılmadığı anlaşılmaktadır. TMK. 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanma kararı için; eşlerin boşanma ve boşanmanın eki niteliğindeki hususlarda anlaşmış olmaları gerekir. Mal rejiminin tasfiyesi boşanmanın eki niteliğinde olmadığından, anlaşma gerekli değildir. Ancak anlaşma olduğu takdirde boşanmayla birlikte hüküm altına alınmasına da yasal bir engel yoktur. Bu bakımdan mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bir anlaşma yapılmadığı anlaşıldığından, davacı tarafından eldeki davanın açılmasına engel bir durum bulunmamaktadır....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Taşınmaz üzerine konulan ihtiyati tedbirin cebri satışa engel olmadığı yönündeki kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : İhtiyati tedbir kararının cebri satışa engel teşkil edebilmesi için ihtiyati tedbir kararında cebri icra ile satışların da yasaklanması gerektiği, ihtiyati tedbir kararının kapsamının açıklama ile genişletip daraltılamayacağı, bu hususun Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 2015/33167 Esas 2016/10344 sayılı ilamında da açıkça belirtildiği, bu nedenle İlk Derece Mahkemesi tarafından Ankara Batı İcra Dairesine verilen 02/11/2021 tarihli cevabi yazıda tedbirin satışa engel olmadığı bildirilmiş verilen kararın yerinde olduğu anlaşılmakla davacının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

    Dava eşler arasında mal rejiminin tasfiyesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Kural olarak, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda koşulların oluşması halinde tarafı lehine alacak hakkına hükmedilir ise de, yargılama sonucu olası alacakların teminat altına alınması amacıyla dava konusu alacak talebine konu malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulabileceği uygulamada Yargıtay içtihatlarıyla kabul edilmiş durumdadır. Talebin değerlendirilebilmesi için ihtiyati tedbire ilişkin bir takım açıklamaların ve tespitlerin yapılması gerekmektedir. İhtiyati tedbir öğretide "...kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca, davacı veya davalının (dava konusu ile ilgili olarak) hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte, geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır." şeklinde tarif edilmiştir....

    Somut olaya gelince, tarafların 12/08/2015 tarihinde evlendikleri, boşanma davasının derdest olduğu, davacı vekilinin mal rejiminin tasfiyesi ile tasfiye talebine konu malvarlığına ilişkin ihtiyati tedbir taleplerinin mahkemesince değerlendirildiği ve davalı adına kayıtlı araçlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, sair tedbir isteminin reddine karar verildiği, ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin bölümünün davacı vekili tarafından istinaf edildiği, tarafların iddia ve savunma doğrultusunda delillerinin yargılama aşamasında değerlendirileceği, kişisel mal, edinilmiş mal ve denkleştirme hususlarının yargılama sonucu belirleneceği, ihtiyati tedbirin kısmen kabulü, kısmen reddi kararı verilirken tarafların menfaat dengesi, ölçülülük ve orantılılık ilkelerinin gözetildiği, durum ve koşulların değişmesi halinde ihtiyati tedbirde yeniden düzenleme yapılmasının da talep edilebileceği anlaşılmakla, yazılı şekilde karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir....

    Mal rejiminin tasfiyesi davası, ancak evlilik birliğinin boşanma ile sona ermesiyle görülebilir hale gelir. Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasından da feragat edildiğinden, evlilik birliğinin devam ettiğinin, diğer bir deyimle eşler arasındaki mal rejiminin sona ermediğinin kabulü gerekir (TMK m. 225). O halde, sonuçlanan ve kesinleşen bir boşanma kararı olmadığından tasfiye istenemez ve yapılamaz. Doğmamış bir haktan feragat mümkün değildir. Söz konusu feragat mal rejiminin tasfiyesi davası bakımından hukuki sonuç doğurmaz. Mahkemece yapılacak iş, boşanma davasının feragat sebebiyle reddedilmesinden dolayı, mal rejiminin tasfiyesi davasının görülebilirlik ön koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar vermekten ibarettir. Bu sebeple mahkemece mal rejiminin tasfiyesi davası yönünden feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, usul ve yasaya aykırı olan hükmün açıklanan nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2019/1470 ESAS DAVA KONUSU : Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Katılma Alacağı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Evlilik birliği devam ederken alınan ve davalı adına kayıtlı olan 1 adet ev, 2 adet dükkan, 1 adet minibüs hattı plakası ve ayrıca aktif ve pasif tapu kayıtları ve araçların tespiti ile mal rejiminin tasfiyesi sureti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL katkının faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, davalı adına kayıtlı menkul ve gayrimenkuller üzerine tedbir konulmasını talep etmiştir....

      İhtiyati tedbire veya ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verirken hakim dava hakkındaki kanaatini yalnız ihtiyati tedbir talebi ile sınırlı olarak -kanunen gerektiği için- açıklamak durumundadır. Öte yandan ihtiyati tedbir kararı geçici nitelikte olup, durum ve şartların değişmesi ile her zaman değiştirilebilir....

      UYAP Entegrasyonu