Dava ve karşı dava mal rejiminin tasfiyesi isteğine ilişkindir. Davacı-karşı davalı ihbar olunan T5'nın taşınır taşınmaz malları ile 3. şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece hakkında usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmayan ve davada taraf sıfatı bulunmayan ihbar olunan T5'nın taşınır taşınmaz malları ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının üzerine ihtiyati haciz konulması talebinin reddine karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesi ile katılma alacağı değer artış,katkı payı olmak üzere şimdilik toplam 40.000,00- TL alacak ve davalı adına kayıtlı taşınmazlar araç üzerine ihtiyati tedbir konulması taleplerini içermektedir. 6100 sayılı HMK'nun ihtiyati tedbirin şartları başlığını taşıyan 389/1.maddesinde "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir" hükmü düzenlenmiştir. İhtiyati tedbir, davanın davacı lehine sonuçlanması durumunda dava konusu şeyin güvence altına alınmasını temine yarayan geçici bir hukuki korumadır....
Davalı tarafın ihtiyati tedbire itirazı üzerine mahkemece duruşmalı olarak yapılan inceleme sonucunda 02/09/2021 Tarihli ara karar ile "Mahkememizce yapılan dosya incelemesi neticesinde davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebinin; davanın tapu iptal ve tescil davası olması göz önünde bulundurularak her zaman iyiniyetli üçüncü kişilere devir yapılarak davacının talebinin bertaraf edilebileceği anlaşılmakla, HMK'nun 389 ve devamı maddeleri gereğince mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı, tamamen ya da kısmen imkansız hale gelebileceği endişesi bulunması nedeniyle (dava dilekçesi ekindeki satış ilanlarının bu açıdan yaklaşık ispatı sağlaması nedeniyle) ve ihtiyati tedbir kararının verilebilmesi için kanunun tam bir ispat değil yaklaşık bir ispat aradığı, taraflar arasında görülmekte olan mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bir davanın bulunması, dava konusu taşınmazın evlilik birliği içinde edinilmiş...
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ara karara itiraz dilekçesindeki beyanlarını aynen tekrarla; 09.01.2023 tarihli ihtiyati tedbir kararına itirazlarının reddine dair 24.01.2023 tarihli karara istinaf itirazlarının kabulü ile müvekkili aleyhine verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, mal rejiminin tasfiyesi istemine ilişkindir. Kural olarak, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda koşulların oluşması halinde tarafı lehine alacak hakkına hükmedilir ise de, yargılama sonucu olası alacakların teminat altına alınması amacıyla dava konusu alacak talebine konu malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulabileceği uygulamada Yargıtay içtihatlarıyla kabul edilmiş durumdadır....
Tapu kaydına göre davalı ...’ın dava konusu taşınmazda payı bulunmadığı, ...’a dava konusu taşınmaz üzerine konulan tedbir kararı nedeniyle husumet yöneltildiği anlaşılmaktadır. Kayıt maliki davalı ... ile boşandığı eşi ... arasında Akyazı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/168 Esas sayılı kayıtlı mal rejiminin tasfiyesi davası bulunmaktadır. Belirtilen dava dosyası üzerinden eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesine karar verilse dahi tasfiye davası sonucu tapu kaydının iptali söz konusu olmayıp katkı payı alacağının hüküm altına alınacağı yasa gereğidir. Davalı ... tarafından mal rejiminden kaynaklı tapu iptali ve tecil istemine yönelik bir dava açıldığı iddiası da ileri sürülmemiştir. Bu nedenle ...’a husumet yöneltilmesi doğru değildir....
Yapılan incelemede; davacı kadının, mal rejiminin tasfiyesini talep ederek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak suretiyle toplam 50.000,00 TL'nin tahsilini talep ve dava ettiği, mahkemece bir taşınmaz ve bir araç hakkında ihtiyati tedbir kararı verildiği, talep konusu edilen miktar, hakkaniyet ve orantılılık ilkesi dikkate alındığında DASK ödemesi yönünden ihtiyati tedbir isteminin reddinin yerinde olduğu anlaşılmakla ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur....
Ancak ihtiyati tedbire karar verilmesi için mutlaka bir tehlikenin veya zararın doğmuş olması veya halen var olması da aranmaz. Dava konusu hak veya şey bakımından ortaya çıkacak tehlike ve zararın önlenmesi için de her türlü tedbire karar verilebilir. Tedbir kararı verilebilmesi için davanın ispatına elverişli delil bulunması da zorunlu olmayıp, istekte haklı olma ihtimalinin mevcut olması yeterlidir. Hemen belirtmek gerekir ki; ihtiyati tedbir talebini inceleyen hakimin davanın esası hakkındaki hükmünü peşinen ihdas ettiğinden söz edilemez. İhtiyati tedbire veya ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verirken hakim dava hakkındaki kanaatini yalnız ihtiyati tedbir talebi ile sınırlı olarak (kanunen gerektiği için) açıklamak durumundadır. Öte yandan ihtiyati tedbir kararı geçici nitelikte olup, durum ve şartların değişmesi ile her zaman değiştirilebilir....
İşte ortaya çıkan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla ihtiyati tedbir müessesesi kabul edilmiştir. HMK'nın 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddenin; meydana gelebilecek bir değişme nedeni ile hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı yada tamamen imkansız hale geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi ve şartı olarak kabul edilmiştir. İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar.Madde de bu iki hususa yer verilmiş ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : İhtiyati tedbir kararının cebri satışa engel teşkil edebilmesi için ihtiyati tedbir kararında cebri icra ile satışların da yasaklanması gerektiği, ihtiyati tedbir kararının kapsamının açıklama ile genişletip daraltılamayacağı, bu hususun Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 2015/33167 Esas 2016/10344 sayılı ilamında da açıkça belirtildiği, bu nedenle her ne kadar İlk Derece Mahkemesi tarafından Kırşehir İcra Müdürlüğüne verilen 02/03/2021 tarihli cevabi yazıda tedbirin satışa engel olduğu bildirilmiş ise de, bu hususun cebri icra yolu ile satışa engel olduğu yönünde de yorumlanamayacağı, İlk Derece Mahkemesi tarafından 19/03/2021 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbirin rızai temlike engel olup cebri satışa engel olmadığı yönünde verilen kararın yerinde olduğu anlaşılmakla davacının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
İhtiyati tedbire veya ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verirken hakim dava hakkındaki kanaatini yalnız ihtiyati tedbir talebi ile sınırlı olarak -kanunen gerektiği için- açıklamak durumundadır. Öte yandan ihtiyati tedbir kararı geçici nitelikte olup, durum ve şartların değişmesi ile her zaman değiştirilebilir....