AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 16/02/2023 NUMARASI : 2021/572 ESAS 2023/89 KARAR DAVA KONUSU : Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Katılma Alacağı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesi ile HMK m. 107 kapsamında belirsiz alacak davası olarak 1000 TL katılma alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir....
Tasfiyeye konu taşınmaz, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 22.03.2011 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 179). Yukarda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede; Tarafların anlaşmalarında belirttikleri hususlarda açıklayıcı bilgi ve delillerin bulunmadığı, ne şekilde mallarını paylaştıklarının somut olarak açıklanmadığı ve ayrıca anlaşma metni ve içeriğinin boşanma kararında yer verilmediği, mevcut beyanlarının boşanma davasının eki niteliğinde olmayan mal rejiminden kaynaklanan alacak taleplerinden feragat anlamı taşımayacağı anlaşıldığından, davanın esasının incelenerek tarafların delilleri toplanıp talepleriyle ilgili hüküm kurulması gerekirken; yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir....
Davacı, ölen eşine ait Merkez Bankası döviz hesabında bulunan parayı, yurtdışında birlikte çalışarak kazançlarıyla biriktirdiklerini, söz konusu parayı 31.07.2003 tarihinde eşi adına açılan hesaba yatırdıklarını, bu paranın yarısının kendisine ait olduğunu diğer yarısı üzerinde de “edinilmiş mallara katılma” rejiminden kaynaklanan katılma alacağı olduğunu ileri sürerek, mal rejiminin tasfiyesi ile ölen eşinin edinilmiş malından 1/2 oranında katılma alacağı ve paranın yarısının da kendisine ait olduğunun tespiti ile bu miktarların kendisine ödenmesine karar verilmesini istediğine göre taraflar arasındaki uyuşmazlık ve hüküm, mal rejiminden kaynaklanan alacağa ilişkindir. Uyuşmazlığın açıklanan niteliğine göre Yargıtay Başkanlar Kurulunun 29.01.2009 tarihli ve (1) sayılı kararı gereğince inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeple dosyanın görevli Yargıtay 8....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak Davacı-karşı davalı ... ile davalı-karşı davacı ... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine, karşı davanın reddine dair ... 12. Aile Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili ile davalı-karşı davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı-karşı davalı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen mallar nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuş, karşı davanın ise reddini savunmuştur. Davalı-karşı davacı ... vekili, asıl davanın reddini savunmuş, karşı dava dilekçesinde belirtilen mallar nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur....
İddianın ileri sürülüş şekli, dosya kapsamına göre istinaf kanun yolu başvurusuna konu dava; mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Bilindiği üzere; 01.01.2002 tarihinden önce 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin (TKM) yürürlükte olduğu dönemde, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejimi geçerliydi (TKM m.170). TKM'de, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme mevcut olmadığından, eşlerin bu dönemde edindikleri mal varlığının tasfiyesine ilişkin uyuşmazlık, aynı kanunun 5.maddesi yollamasıyla Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri göz önünde bulundurularak "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi kurallarına göre çözüme kavuşturulacaktır. Zira Borçlar Kanunu, Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir (eBK m.544, TBK m.646). Mal ayrılığı rejiminde; eşler kendi malları üzerinde tasarruf yetkisine ve intifa hakkına sahiptir ve mallarının idaresi kendisine aittir (TKM m.186/1)....
Yargıtayın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin kanunda yazılı sebeplerden biri ile sona ermiş olması gerekir.(TMK m.180, 206, 208, 225) Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu olması için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Ön koşul gerçekleşmeden mal rejimine ilişkin davaların görülmesi ve sonuçlandırılması mümkün değildir. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda, usul ekonomisi gereğince (6100 s.lı HMK m.30) bekletici mesele yapılmalıdır....
Taraflar 16.10.1991 tarihinde evlenmiş, 20.07.2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 02.04.2012 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK'nun 225/2.m.) Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM'nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TMK'nun 202, 4722 s.Y.nın 10.m.). Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir (HMK'nun 31.md.). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Bu davaların çözüm yeri 4787 sayılı Aile Mahkemeleri'nin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 4. maddesi gereğince Aile Mahkemeleri'dir....
Her iki fıkranın açık kapsamlarından da anlaşıldığı üzere maddi ve manevi tazminatın unsurlarının edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan katılma alacağının koşullarından farklı düzenlendiği ortadadır. Eşin katılma alacağını isteyebilmesi için, eşin kusurlu veya kusursuz bulunması (236/2. fıkradaki zina veya cana kast durumu hariç ) sonuca etkili olmadığı gibi, istekte bulunan eşin çalışıp çalışmamasının da bir önemi bulunmamaktadır. TMK'nun 219. maddesinin 1. fıkrasına göre “ edinilmiş mal, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği mal varlığı değerleri” olarak tanımlanmıştır. Bu tanımda TMK'nun 174/1 ve 2. fıkralardaki tanımlardan farklıdır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Mal Rejiminin Tasfiyesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm mal rejiminden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 26.01.2009 tarih ve 1 sayılı kararının 3. maddesi gereğince inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 13.09.2010 (Pzt.)...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Mal Rejiminin Tasfiyesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm mal rejiminden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 26.01.2009 tarih ve 1 sayılı kararının 3. maddesi gereğince inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 13.09.2010 (pzt.)...