Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TMK.nun 179. maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine (4722 s. K.m. 10/1) göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK.nun 202.maddesi uyarınca yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/son fıkrası uyarınca boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Davacı tarafından katkının yapıldığı ve taşınmazın satın alındığı iddia edilen tarih itibariyle eşler arasında 743 sayılı MK.nun 170. maddesi uyarınca “mal ayrılığı” rejimi geçerlidir. Dosyadaki belge ve bilgilere göre karı ve kocanın her ikisi de yurt dışında çalıştığından, iki tarafın da belirli bir gelire sahip olduğu ve davacının taşınmazın edinmesine katkıda bulunduğunun kabulü yerindedir....

    Dosyadaki bilgi ve belgeler ile karar düzeltme dilekçesinin incelenmesi sonunda; Hemen burada, “mal rejiminin sona erme anı' üzerinde durulmasında fayda bulunmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hâllerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer. Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle alacak davalarının görülebilirlik ön koşuludur....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ: Mal rejiminden kaynaklanan alacak ... ile ... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının reddine dair ... 2....

        Mal rejimlerinden kaynaklanan malların TMK.nun 166/3. fıkrasında kastedilen boşanmanın mali sonuçları arasında olduğunun kabulü mümkün değildir. Çünkü, gerek doktrinde ve gerekse uygulamada baskın görüş; mal rejimleri ile ilgili davaların boşanmanın eki niteliğinde davalar olmadığı, onlardan bağımsız bir dava oldukları yönündedir. Uygulamada bu konuda bir duraksama söz konusu değildir. Bu bakımdan tarafların anlaşmalı boşanma protokolü yaparken mal rejimi konusunda anlaşmaları zorunlu değildir. Ancak, taraflar anlaşmalı boşanma protokolü yaparken aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan mallar bakımından anlaşmalarına engelleyen bir hükümde bulunmamaktadır. Bu nedenle, mal rejimi konusunda bir anlaşma yaparken bunu açık bir şekilde ifade etmeleri gerekmektedir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Mal Rejiminden Kaynaklanan Tapu İptali ve Tescil Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm mal rejiminden kaynaklanan tapu iptali ve tescile ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 09.02.2012 tarihli 2012/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 15.04.2013 (Pzt.)...

            Dava dilekçesindeki açıklamalara göre tefrik edilen eldeki dava, evlilik birliğinin boşanmayla son bulması nedeniyle mal rejiminden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mal rejimi sona erdiğinde eşlerin ya da mirasçılarının tasfiye davası sonucunda katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacak hakları doğduğu ve kural olarak, eşlerden birine ait mal varlığında, diğer tarafın mülkiyet veya başka ayni hak talebi söz konusu olamayacağı, mal rejiminin tasfiyesi isteğinde bulunan eşe ya da mirasçılarına tanınan hak ayni olmayıp, şahsi alacak hakkı olduğu, bu kuralın istisnalarının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 226/2. maddesinde (alacaklı eşin tasfiyeye konu paylı malda üstün yararını kanıtlaması) ve 240. maddesinde (aile konutu veya eşyanın söz konusu olması) tahdidi olarak belirtilmekle birlikte, davacı taraf mal rejiminden kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Mal Rejiminden Kaynaklanan Katılma Alacağı ve Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm "Karşılıklı olarak açılan evlilik birliği içerisinde edinilen mallara ilişkin mal rejimi sözleşmesinden kaynaklı katılma alacağı ve kadın tarafından açılan ziynet alacağı" istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Başkanlar Kurulunun 10.01.2020 tarihli ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı kararı ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilen, 28.01.2020 tarihli ve 31022 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2020 günü yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 8....

              GEREKÇE : Asıl ve birleşen dava, mal rejiminin tasfiyesi talebine ilişkindir. Davacı-b.davalı kadın istinafında, tarafların miras hukukuna göre yapmış oldukları taksim sözleşmesinin mahkeme tarafından mal rejiminden feragat olarak değerlendirilip davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek yanlış kararın kaldırılmasını talep etmiştir. TMK madde 225 'te " Mal rejimi, eşlerden birinin ölümü veya başka bir mal rejiminin kabulüyle sona erer." demekte olup bu halde eşlerin ölümü halinde de mal rejiminin tasfiyesi talep edilebilcektir. TMK madde 236 te " Her eş veya mirasçıları, diğer eşe ait artık değerin yarısı üzerinde hak sahibi olurlar. Alacaklar takas edilir." denilmektedir. Davacı Mine ile muris eşi Cem'in 25/05/2009 tarihinde evlendikleri, eş Cem Kara'nın 14/01/2017 tarihinde vefat ettiği, mal rejiminin vefat ile sonlandığı anlaşılmıştır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminden Kaynaklanan alacak ... ile ... aralarındaki mal rejimi tasfiyesinden kaynaklanan alacak davasının kısmen kabulüne dair Manavgat 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 30.09.2010 gün ve 143/698 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Hüküm Asliye Hukuk Mahkemesince Aile Mahkemesi sıfatı ile verilmiştir. HUMK.nun 432.maddesi hükmüne göre temyiz süresi onbeş gündür. Aynı Kanunun 434.maddesinin 2.fıkrası hükmüne göre, temyiz isteği harca tabi ise harcın yatırıldığı tarihte yapılmış sayılır. Somut olayda, hüküm davalıya 26.10.2010 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından verilen temyiz dilekçesi 24.11.2010 tarihinde hakimlikçe havale edilmiş, alınması gerekli temyiz harçları yine aynı tarihte 24.11.2010 tarihinde tahsil edilmiştir....

                Ancak; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca, (17.04.2013 T. ve 2013/8-375 E, 2013/520 ... sayılı) edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan katılma ve değer artış payı alacakları için 4721 sayılı TMK'nun 178 maddesinin iş bu davalarda uygulama yerinin olmadığı, zamanaşımı süresinin BK 125 ve TBK 146 maddelerine göre on yıl olacağı kabul edilmiştir. Özel Dairede bu görüşü benimsemiştir. Hal böyle olanca, gerek 743 sayılı TKM'nu döneminde yasal mal rejimi olarak kabul edilen mal ayrılığı rejimi ve gerekse 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girmesinden sonra geçerli olan edinilmiş mallara katılma rejimine ilişkin davalarda zamanaşımı süresi on yıl olarak uygulanmaktadır. On yıllık zamanaşımının başlangıç tarih boşanma kararının kesinleştiği tarihtir. Yerel mahkemenin TMK'nun 178. maddesine göre bir yıllık zamanaşımı süresi geçtiğinden bahisle davanın reddine kararı vermesi doğru olmamıştır. Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenler yerindedir....

                  UYAP Entegrasyonu