"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminden kaynaklanan davalar K A R A R Mahkeme hükmünün gerekçesi ile temyiz dilekçesinin kapsamına göre; taraflar arasındaki uyuşmazlık evlilik birliği içinde edinilen taşınmazın mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak yapılan satışın geçersiz olduğu iddiasına dayalı tapu kaydının iptali ile önceki maliki adına tescili isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (14.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 20.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Her ne kadar, davacı vekili temyiz dilekçesinde TMK.nun 652/1. fıkrası uyarınca, sağ kalan eşe tanınan yasal hakkı kullanarak konut ve ev eşyasının mülkiyetinin miras hakkına mahsuben kendisine (vekil edenine) verilmesini istemiş ise de, uyuşmazlık şu aşamada miras hakkına yönelik olmayıp, mal rejimi sözleşmesinden kaynaklanan haklara ve TMK.nun mal rejimine ilişkin hükümlerine ilişkin bulunmaktadır. TMK.nun 652. maddesi uyarınca sağ kalan eş miras payı karşılığında mülkiyet hakkının tanınmasını isteyebilir. Bu durumda aynı Kanunun 658. maddesinde de, açıkça vurgulandığı üzere görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi olarak belirlenmiştir. TMK.nun 240. maddesinde ise, sağ kalan eş; edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan katılma alacağı karşılığında ev eşyası ve konut üzerinde mülkiyet hakkının tanınmasını isteyebilir. Bu bakımdan davacı vekilinin bu yöndeki iddiası pek yerinde görülmemektedir....
TMK.nun 179. maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine (4722 s. K.m. 10/1) göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK.nun 202.maddesi uyarınca yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/son fıkrası uyarınca boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Davacı tarafından katkının yapıldığı ve taşınmazın satın alındığı iddia edilen tarih itibariyle eşler arasında 743 sayılı MK.nun 170. maddesi uyarınca “mal ayrılığı” rejimi geçerlidir. Dosyadaki belge ve bilgilere göre karı ve kocanın her ikisi de yurt dışında çalıştığından, iki tarafın da belirli bir gelire sahip olduğu ve davacının taşınmazın edinmesine katkıda bulunduğunun kabulü yerindedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ: Mal rejiminden kaynaklanan alacak ... ile ... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının reddine dair ... 2....
Dosyadaki bilgi ve belgeler ile karar düzeltme dilekçesinin incelenmesi sonunda; Hemen burada, “mal rejiminin sona erme anı' üzerinde durulmasında fayda bulunmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hâllerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer. Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle alacak davalarının görülebilirlik ön koşuludur....
Mal rejimlerinden kaynaklanan malların TMK.nun 166/3. fıkrasında kastedilen boşanmanın mali sonuçları arasında olduğunun kabulü mümkün değildir. Çünkü, gerek doktrinde ve gerekse uygulamada baskın görüş; mal rejimleri ile ilgili davaların boşanmanın eki niteliğinde davalar olmadığı, onlardan bağımsız bir dava oldukları yönündedir. Uygulamada bu konuda bir duraksama söz konusu değildir. Bu bakımdan tarafların anlaşmalı boşanma protokolü yaparken mal rejimi konusunda anlaşmaları zorunlu değildir. Ancak, taraflar anlaşmalı boşanma protokolü yaparken aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan mallar bakımından anlaşmalarına engelleyen bir hükümde bulunmamaktadır. Bu nedenle, mal rejimi konusunda bir anlaşma yaparken bunu açık bir şekilde ifade etmeleri gerekmektedir....
Dava dilekçesindeki açıklamalara göre tefrik edilen eldeki dava, evlilik birliğinin boşanmayla son bulması nedeniyle mal rejiminden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mal rejimi sona erdiğinde eşlerin ya da mirasçılarının tasfiye davası sonucunda katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacak hakları doğduğu ve kural olarak, eşlerden birine ait mal varlığında, diğer tarafın mülkiyet veya başka ayni hak talebi söz konusu olamayacağı, mal rejiminin tasfiyesi isteğinde bulunan eşe ya da mirasçılarına tanınan hak ayni olmayıp, şahsi alacak hakkı olduğu, bu kuralın istisnalarının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 226/2. maddesinde (alacaklı eşin tasfiyeye konu paylı malda üstün yararını kanıtlaması) ve 240. maddesinde (aile konutu veya eşyanın söz konusu olması) tahdidi olarak belirtilmekle birlikte, davacı taraf mal rejiminden kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur....
Aile mahkemesince, uyuşmazlığın mal rejimi dışında akdi ilişkiye dayandığı ve genel mahkemelerde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh hukuk mahkemesi tarafından ise, talebin mal rejiminden kaynaklanan alacak davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Somut olayda, davacının, boşanma davası devam eden davalı eşi ile ortak olarak açtıkları altın hesabında bulunan miktarın davalı tarafından diğer davalı kayın pederine gönderildiğini ileri sürerek, tazminat istediği, böylece dava konusunu "Aktif" değerlere ekleme talebinde bulunduğu, bu kalemin de mal tasfiyesinde yer alan kalemlerden biri olduğu, ayrıca, taraflar arasında boşanma davasının devam ettiği, buna göre talebin mal rejimine ilişkin olduğu anlaşılmakla uyuşmazlığın aile mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Mal Rejiminden Kaynaklanan Tapu İptali ve Tescil Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm mal rejiminden kaynaklanan tapu iptali ve tescile ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 09.02.2012 tarihli 2012/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 15.04.2013 (Pzt.)...
"İçtihat Metni"Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminden kaynaklanan alacak ...... ile ..... .... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının kısmen reddine ve kısmen kabulüne dair .......Aile Mahkemesi'nden verilen 08.10.2013 gün ve 430/649 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı Korhan vekili, evlilik birliği içinde edinilerek davalı eş adına tescil edilen 204 ada 5 parsel ile Yapı Kredi Bankası ............