Hukuk Dairesi DAVALILAR DAVA TÜRÜ : Mal Paylaşımı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, tapu iptal tescil istemi ile açılmış olup yargılama sırasında davacı erkek tarafından verilen 31.5.2016 tarihli dilekçeyle, mal rejiminin tasfiyesi ve tapu iptal tescil istemiyle dava ıslah edilmiştir. Mahkemece 19.9.2018 tarihli celsede tapu iptal tescil davasının mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davadan tefriki ile mal rejiminin tasfiyesi davası yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Uyuşmazlık ve hüküm eşler arasındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, incleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren 23.01.2020 tarihli 2020/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir....
Dava, ve karşı dava eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesi istemine ilişkindir. Karşı davada davalı - karşı davacının tedbir talebinin kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, tedbir talebinin reddedilen kısmına ilişkin olarak davalı - karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Kural olarak, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda koşulların oluşması halinde tarafı lehine alacak hakkına hükmedilir ise de, yargılama sonucu olası alacakların teminat altına alınması amacıyla dava konusu alacak talebine konu malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulabileceği uygulamada Yargıtay içtihatlarıyla kabul edilmiş durumdadır....
Dava eşler arasında mal rejiminin tasfiyesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Kural olarak, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda koşulların oluşması halinde tarafı lehine alacak hakkına hükmedilir ise de, yargılama sonucu olası alacakların teminat altına alınması amacıyla dava konusu alacak talebine konu malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulabileceği uygulamada Yargıtay içtihatlarıyla kabul edilmiş durumdadır. İhtiyati tedbir, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389. madde başlığında “geçici hukuki korumalar” içerisinde düzenlenmiş ve aynı maddenin birinci fıkrasında; “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” şeklinde ihtiyati tedbirin şartları belirtilmiştir....
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, mal rejiminin tasfiyesi konusunda da anlaştıklarını, dolayısıyla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların anlaşmalı boşanmalarına karar verildiği, kararın kesinleştiği, davacının anlaşmalı boşanma davasının duruşması sırasında davalı adına kayıtlı taşınmaz ilgili herhangi bir talebi olmadığı, mal rejiminin tasfiyesine yönelik katkı payı, katılma alacağı, değer artış payı aacağı, denkleştirme alacağına ilişkin maddî hiçbir talebi olmadığına dair beyanını imzaladığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejimin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. 1-Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince; Reddedilen miktar üzerinden (30.000,00 TL) kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına kararın verildiği tarihte yürülükte bulunan AAÜT 12/1. maddesi gereğince 3.600,00 TL nisbi avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken 4.150,00 TL nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır. Ne var ki, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK'nun 438/7. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak K A R A R Uyuşmazlık, eşler arasındaki haksız iktisaptan kaynaklanan alacağa ilişkin bulunduğuna, mal rejiminin tasfiyesine yönelik bir istek olmadığına göre, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi gereğince hükme karşı yöneltilen temyiz itiazlarının incelenmesi görevi Yüksek Yargıtay (6.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 15.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davanın kabulüne dair verilen karar Dairece; “...mahkemece, davalının dava dışı eşi tarafından davalı aleyhine boşanma ve dava konusu taşınmazı da kapsar şekilde mal tasfiyesi davası açtığı eldeki davanın da mal tasfiyesine yönelik davayı sonuçsuz kılmak amaçlı açıldığı değerlendirmesi ile davanın reddedilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki mahkemece, davanın reddine gerekçe gösterilen mal tasfiyesine ilişkin davanın sonucu beklenmeden karar verilmiştir. Nitekim eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen dava dosyası bilgilerinden dava dışı ... tarafından davalı ... aleyhine açılan boşanma ve mal tasfiyesine ilişkin davanın ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/71 esas sayılı dava dosyasında görülmesi sonucunda boşanma davasının kabul edilmiş olduğu, ancak kararın henüz kesinleşmediği, mal tasfiyesine yönelik davanın ise anılan dosyadan tefrik edilerek ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008 /581 sayılı esasına kayıtlandığı ve davanın halen derdest olduğu görülmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Muhafaza görevini kötüye kullanma HÜKÜM : Mahkumiyet Yerel mahkemece sanık hakkında muhafaza görevini kötüye kullanma suçundan verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Türk Medeni Kanununun 202/1. maddesi gereğince aksi sözleşme ile kararlaştırılmamışsa eşler arasındaki yasal mal rejiminin edinilmiş mallara katılma rejimi olduğu, söz konusu Yasa'nın 222/1. maddesi gereğince belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimsenin, iddiasını ispat etmekle yükümlü olduğu ve 222/2. maddesi gereğince eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen malların onların paylı mülkiyetinde olduğunun varsayılacağı şeklindeki düzenlemeler nazara alındığında; haczin yapıldığı iş yerinin eşi adına kayıtlı olduğunu, ancak kendisinin işlettiğini savunan sanığın savunmasına göre, eşi ile aralarında edinilmiş mallara katılma rejiminden başka bir rejimin kabul edildiği...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın önlenmesi K A R A R Genel Mahkemede görülerek hüküm kurulan taraflar arasındaki uyuşmazlık, asıl davada aile konutu olduğu iddia edilen ve evlenme öncesi satın alınan meskenin muvazaalı satışının iptali ve tescil, birleşen dava ise mülkiyet hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin bulunduğuna, davada evlilik birliği içinde edinilen bir mal ve mal rejiminin tasfiyesine ilişkin talep bulunmadığına göre Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarih ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 19.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı ... vekili, tarafların 2002 yılında S.S ... Birlik Konut Yapı Kooperatifinde kooperatif üyesi olduklarını, halen kooperatif üyeliği ve hissesinin davalı adına kayıtlı olduğunu açıklayarak, edinilmiş mal olduğunun kabulü ile tasfiyesine karar verilmesini istemiştir. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur....