Mal rejimi ölüm tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/1). Temyize konu dava 04.08.2015 tarihinde açılmıştır. Somut olaya gelince, dava edinilmiş mallara katılma rejimin geçerli olduğu dönemde edinilmiş mallara eklenecek değerler olan ve 4721 sayılı TMK'nun 229. maddesinin 1 ve 2. fıkrasında belirtilen malvarlıkları için aynı Kanunun 241. maddesi uyarınca lehine devir ve kazandırma yapılan 3. kişi aleyhine açılmış dava olmayıp, dosyanın içeriğine, iddianın ileri sürülüş şekline göre, TMK'nun 231 ve devamı maddelerine dayalı mirasçılar arasındaki artık değere katılma alacağına ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda mal rejiminin tasfiyesi davaları için her hangi bir zamanaşımı düzenlemesi getirilmemiştir. Bu durumda, aynı kanunun 5. maddesi yollamasıyla 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu uygulanmalıdır. Zira, TBK'nun 646.maddesine göre, Borçlar Kanunu, Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir....
Mahkemece yapılması gereken iş; genel mahkemelerde görülmesi gereken muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescil isteği ile ilgili davayı tefrik ederek mahkemenin ayrı bir esasına kaydetmek, daha sonra tefrik edilen dosyada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini düşünmek, Aile Mahkemesinde kalacak olan mal rejiminin tasfiyesine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde katılma alacağı davasında ise; eşler arasında evlilik devam ettiği sürece TMK.nun 225/2 maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejimiyle ilgili olarak tasfiyenin başlamayacağı ve yapılamayacağı kanun hükmü gereği olduğundan boşanmanın açılıp, olumlu sonuçlanıp, kesinleşmesinin mal rejimine ilişkin davalar bakımından ön koşul olduğunu, ön koşul gerçekleşmeden mal rejimi ile ilgili davanın görülerek sonuçlandırılamayacağını dikkate almak, bu sebeple kayıtlarda halen evli olduğu görülen taraflar arasında derdest olduğu bildirilen ... 1.Aile Mahkemesinin 2008...
Dava, eşler arasında mal rejiminin tasfiyesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Kural olarak, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda koşulların oluşması halinde tarafı lehine alacak hakkına hükmedilir ise de, yargılama sonucu olası alacakların teminat altına alınması amacıyla dava konusu alacak talebine konu malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulabileceği uygulamada Yargıtay içtihatlarıyla kabul edilmiş durumdadır. İhtiyati tedbir, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389. madde başlığında “geçici hukuki korumalar” içerisinde düzenlenmiş ve aynı maddenin birinci fıkrasında; “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” şeklinde ihtiyati tedbirin şartları belirtilmiştir....
TKM'de, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme mevcut olmadığından, eşlerin bu dönemde edindikleri malvarlığının tasfiyesine ilişkin uyuşmazlık, aynı Kanunun 5.maddesi yollamasıyla Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri göz önünde bulundurularak "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi kurallarına göre çözüme kavuşturulmalıdır. Zira Borçlar Kanunu, Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir (eBK m. 544, TBK m. 646). ./. Mal ayrılığı rejiminde; eşler kendi malları üzerinde tasarruf yetkisine ve intifa hakkına sahiptir ve mallarının idaresi kendisine aittir (TKM m. 186/1). Her birinin malları, geliri ve kendi kazançları yine kendilerine ait kişisel mallarıdır (TKM m. 189). Kadın veya kocanın, mal rejiminin devamı sırasında diğerinin edindiği malvarlığına katkısı nedeniyle katkı payı alacağı isteğinde bulunabilmesi için mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerekir....
Anlaşmalı boşanma protokolünde mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenlemelerin bulunması ve bu yöndeki anlaşmanın geçerli olabilmesi için düzenlemenin mal rejiminin tasfiyesine ilişkin olduğunun duraksamaya yer vermeyecek şekilde tek tek ve açıkça belirtilmek suretiyle açıkça belirlenmiş olmaları gerekir. Uyuşmazlık konusu protokolde malvarlığına yönelik herhangi bir açık ibare bulunmamaktadır. Bu durumda davacı kadının mal rejiminin tasfiyesine konu olan evlilik birliği içinde edinilen taşınır veya taşınmazlardan kaynaklanan haklarından feragat ettiği kabul edilemez. Bu haliyle İlk derece mahkemesince protokolde yer alan 6. maddenin mal rejimini de kapsadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi yerinde değildir. (aynı yönde Yargıtay 8....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, yetkiyi düzenleyen 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 214/2. maddesi hükmüne göre, eşler veya mirasçılar arasındaki mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, boşanmaya, evliliğin iptaline veya hâkim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda, bu davalarda yetkili olan mahkeme yetkilidir. Buna göre, mal rejiminin tasfiyesi davalarında yetki, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre değil, özel düzenlemenin yer aldığı Türk Medeni Kanunu'na göre belirlenmelidir. Somut olayda; dava açıldığı tarihte eşler arasında ... 2. Aile Mahkemesi'nin 2014/506 Esas sayılı boşanma davasının derdest olduğu, boşanma davasına bakan ... Mahkemesinin eldeki davada yetkili olduğu görülmektedir....
Mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davalarında ise “rejimin sona ermesi” davanın görülebilirlik ön koşuludur. Bu husus, 4721 sayılı Kanun’un 225 inci maddesinde “Mal rejimi, eşlerden birinin ölümü veya başka bir mal rejiminin kabulüyle sona erer. Mahkemece evliliğin iptal veya boşanma sebebiyle sona erdirilmesine veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hâllerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer” denilmek suretiyle vurgulanmıştır. Yargıtay önüne gelen uyuşmazlıklarda, mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle ... alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler arasındaki mal rejiminin sona ermesi gerektiğini kabul etmektedir. Dolayısıyla mal rejimi sona ermeden açılan tasfiye davaları hakkında “davanın görülebilirlik ön koşul yokluğundan” reddine karar verilmelidir....
Aile Mahkemesince ise; "Her ne kadar Asliye Hukuk Mahkemesince uyuşmazlık konusunun eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesine dayalı alacak isteminden kaynaklanması nedeniyle görevsizlik kararının verildiği, somut dava dosyasında, davacı alacaklı, müşterek çocuk adına kayıtlı araç nedeniyle ödemiş olduğu paranın, aracın tesciline yanaşılmaması nedeniyle tarafına ödenmesi yönünde icra takibinde bulunulduğu, icra takibine yapılan itiraz üzerine 6098 sayılı Borçlar Kanununda yer alan sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı alacak istemli itirazın iptali davasının açıldığı, Davacı alacaklı, eşler arasında 4721 sayılı TMK.'nın 202 vd....
Bu bakımdan boşanma dava dosyasındaki tarafların karşılıklı olarak eşya, tazminat ve nafaka ile ilgili beyanları ve anlaşmalarının boşanmanın fer'i (eki) niteliğindeki konulara ilişkin olduğu, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bir anlaşma yapılmadığı, davacının boşanma dava dosyasında mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkından feragat ettiğine ilişkin açık bir beyanı olmadığı gibi, mal rejiminin tasfiyesine yönelik, hükme esas alınan bir protokol (anlaşma belgesi) de bulunmadığına göre, davacı tarafından eldeki davanın açılmasına engel bir durum yoktur. Açıklanan nedenlerle, mahkemece iddia ve savunma çerçevesinde taraf delilleri toplanarak tartışılması ve tüm deliller değerlendirildikten sonra talebin esası hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/244 ESAS, (DERDEST DOSYA) DAVA KONUSU : Mal Rejimin KARAR : İlk Derece Mahkemesince verilen karara davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA: Davacı kadın vekili, dava dilekçesinde özetle; mal rejiminin tasfiyesine, davalı adına kayıtlı Elazığ İli, Merkez, Sürsürü Mahallesi, 4279 ada 4 parsel, Elazığ İli, Merkez, Sultanuşağı Köyü 103 ada 2 parsel ile 34 XX 702 plakalı aracın kayıtları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....