Şirketi'nin tasfiyesi tamamlanmış ve şirketin Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi'nin 10/06/2022 tarihli ilanı ile 10/06/2022 tarihinde ticaret sicilinden terkin edildiğini, Kanun maddesi ve yargıtay kararından da görüleceği üzere, şirketin malvarlığı/alacağı niteliğinde olan Merkez Bankasında bulunan teminat bedelinin tasfiyesinin gerektiğini, şirketin mal varlığı niteliğinde olan bu alacak tasfiyeye tabi tutulmamış olup, tasfiyenin eksik yapıldığını, teminat bedelinin alınabilmesi için şirketin canlandırılarak sicile tescilinin gerekmekte olduğunu, bu nedenle şirketin ihyası ve Merkez Bankasında bulunan mal varlığının tasfiyesine karar verilmesi gerektiğini, şirketin Merkez Bankasında bulunan teminat bedeli mal varlığının tasfiyesine ilişkin olarak şirketin ihyasına ve sicile yeniden kaydedilmesine ve şirketin malvarlığının tasfiyesine karar verilmesi gerektiğini, Tasfiye Halinde ......
Aile Mahkemesinin 2014/330 Esas no ile devam eden mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalar karşılığında davacı-karşı davalı ... toplam 225.000 TL’yi tazminat ve katkı payı, edinilmiş mal rejiminden kaynaklı olarak davalı-karşı davacı ... Saygılı’ya ödeyecektir. Bunun karşılığında 12.08.2015 keşide, 20.08.2015 vade tarihli 225.000 TL bedelli senet ... tarafından, ... Saygılı’ya verilmiştir…. 4)Ancak Adana 5. Aile Mahkemesinin 2014/330 Esas no ile devam etmekte olan mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davada ise, davacı ... Saygılı’ya 20.08.2015 vade tarihli 225.000 TL bedelli senet bedelinin ödenmesi halinde, 20.08.2015 tarihinde davadan feragat edecektir…..5) 225.000 TL bedelli senet, vade tarihi olan 20.08.2015 tarihine kadar ... tarafından ödenmemesi halinde (trafik kazası ve doğal afet nedeniyle ödenememesi dışında) ... Saygılı tarafından, bağımsız olarak icra takibine konu edilecek ayrıca Adana 5. Aile Mahkemesinin 2014/330 Esas nolu davasına kaldığı yerden devam edilerek ......
Davacı-birleşen davada davalı vekili, 16.12.2009 tarihli boşanma dava dosyası ile birlikte açtığı mal rejiminin tasfiyesi davasında Keçiören'de bulunan taşınmazın ve 06 R 9938 plakalı aracın vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiş, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davanın tefrik edilmesinden sonra mahkemeye sunduğu 26.05.2010 havale tarihli dilekçede tescil talebinin yerinde görülmemesi durumunda katkı payı miktarının tespiti ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, talep miktarını göstermediği gibi harcı da tamamlamamıştır. Birleşen dava dosyasında ise, davalı-birleşen davada davacı vekili Demetevler'de bulunan taşınmaz nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuş, tefrik sonrasında da talep miktarı açıklattırılmamıştır....
Türk Medeni Kanununun 255. maddesi; eşler arasında “paylaşmalı mal ayrılığı rejimi” geçerli ise uygulanabilir. Taşınmaz, ölen eş tarafından 1964 yılında satın alınmış, imar uygulaması sonucu 18.2.1991 tarihinde müstakil olarak ölenin adına tescil edilmiştir. Eşler arasında, evlendikleri tarihten 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihine kadar eski yasadaki “mal ayrılığı rejimi” (TKM. md. 170), bu tarihten itibaren de, bir yıllık süre içinde, yasal mal rejiminin evlenme tarihinden geçerli olacağına ilişkin sözleşme yapmadıklarına göre, “edinilmiş mallara katılma rejimi” geçerlidir. (4722 s. Yürürlük K. md. 10/1) Edinilmiş mallara katılma rejiminde; sağ eş, ölen eşine ait birlikte yaşadıkları konut üzerinde katılma alacağına mahsup edilmek üzere intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir....
Taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; mal rejiminin tasfiyesine yönelik kısmi dava olarak ......
Dava ve karşı dava, eşler arasında mal rejiminin tasfiyesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Kural olarak, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda koşulların oluşması halinde tarafı lehine alacak hakkına hükmedilir ise de, yargılama sonucu olası alacakların teminat altına alınması amacıyla dava konusu alacak talebine konu malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulabileceği uygulamada Yargıtay içtihatlarıyla kabul edilmiş durumdadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davada ... 2. Asliye Hukuk ve ... 2. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, mal rejiminin resmen tasfiyesi ve ortak konutun Türk Medeni Kanunu'nun 652. maddesi gereğince miras payına mahsuben davacı adına tescili istemine ilişkindir. ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesince, taraflar arasındaki uyuşmazlığın TMK 658. maddesi gereğince sulh hukuk mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 2....
İş Mahkemesi'nin 2011/55 Esas sayılı dosyası ile alacak davası açtığını ve mahkemece müvekkilinin 90.000,00 TL alacağının hüküm altına alındığını, ancak dosya temyiz aşamasında iken şirketin 13.02.2009 tarihinde tasfiyesine karar verilerek 20.02.2009 tarihli ticaret sicil gazetesinde yayınlandığını, şirketin tüm alacak ve borçları tasfiye edilmeksizin yapılan tasfiyenin geçerli olmadığını ileri sürerek; borçlu şirketin tüzel kişiliğinin yeniden ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... Memurluğu vekili, tasfiye sürecindeki sorumluluğun şirket tasfiye memuruna ait olduğunu, şirketin tasfiye süreci ile ilgili müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....
Dava eşler arasında mal rejiminin tasfiyesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Kural olarak, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda koşulların oluşması halinde tarafı lehine alacak hakkına hükmedilir ise de, yargılama sonucu olası alacakların teminat altına alınması amacıyla dava konusu alacak talebine konu malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulabileceği uygulamada Yargıtay içtihatlarıyla kabul edilmiş durumdadır. Bilindiği üzere, ihtiyati tedbirin HMK’nda "Geçici Hukuki Korumalar" üst başlığı altında taraflar arasındaki ihtilafın çözümüne katkı sağlayan ve asıl yargılamada verilen hükmün gerçekleştirilmesini temin eden ve hakların korunması bağlamında aynı zamanda hukuk devleti ilkesinin ayrılmaz bir parçası olarak hak arama hürriyeti kapsamında değerlendirilebilecek bir usul hukuku müessesesi olduğunda kuşku yoktur. İhtiyati tedbir kararı geçici nitelikte olup, durum ve şartların değişmesi ile her zaman değiştirilebilir....
Dava; eşler arasında mal rejiminin tasfiyesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Kural olarak, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda koşulların oluşması halinde tarafı lehine alacak hakkına hükmedilir ise de, yargılama sonucu olası alacakların teminat altına alınması amacıyla dava konusu alacak talebine konu malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulabileceği uygulamada Yargıtay içtihatlarıyla kabul edilmiş durumdadır. İhtiyati tedbir öğretide "...kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca, davacı veya davalının (dava konusu ile ilgili olarak) hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte, geniş veya sınırlı olabilen hukuki korumadır." şeklinde tarif edilmiştir....