Taraflar 21.07.1996 tarihinde evlenmiş, 16.09.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 15.09.2009 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK'nun 225/2.m.) Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM'nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TMK'nun 202, 4722 s.Y.nın 10.m.). Dava, kademeli olarak açılmış eşler arasındaki edinilmiş mallara katılma rejiminin mal ayrılığına dönüştürülmesi, bu mümkün olmadığı takdirde mal rejiminin tasfiyesi ile tasfiyeye bağlı alacağın tespit edilip ödenmesine ilişkindir. Mahkemece katılma alacağı hesaplanıp katılma alacağına hükmedilmiş, hükmü her iki taraf temyiz etmiştir. Katılma alacağı talebi nispi harca tabi olup, nispi peşin harcın alınması gerekir....
Dava, 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden sonra yasal mal rejimi olarak kabul edilen edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan katılma payı alacağı isteğine ilişkindir (TMK.m.231, 236). Taraflar, 24.8.1984 tarihinde evlenmiş, 4.3.2005 tarihinde açılan boşanma davasının kabulle sonuçlanması ve Yargıtay denetiminden geçerek 22.12.2006 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Taraflar arasında evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı rejimi, bu tarihten boşanma davasının açıldığı 4.3.2005 tarihine kadar ise, başka bir mal rejimi seçtiklerini ileri sürmediklerine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.m. 202, 4722 s.K. M.10). Taraflar arasındaki edinilmiş mallara katılma rejimi TMK.nun 225/2. maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir....
Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinden verilen 02.10.2009 gün ve 193/275 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, 15.09.1980 tarihinde evlendiği anlaşılan taraflar arasında görülen boşanma davasının reddedildiği bildirildiğine, halen evlilik birliğinin sürdürüldüğü belirlendiğine, bu durumda taraflar arasındaki mal rejimi henüz sona ermediğine, mal rejimi sona ermeden mal rejiminin tasfiyesine ilişkin böyle bir dava dinlenemeyeceğine göre ve 7.10.1953 tarih 8/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca da evlilik birliği içinde edinilen taşınmazın alımına katkıda bulunduğunu iddia eden davacı bu katkısına dayanarak ayın (mülkiyet) talep edemeyeceğine göre davacı vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün...
Mahallesi, ... ada ... parselde kayıtlı ... nolu bağımsız bölümü davalı-davacıyla yarı yarıya ortak aldıklarını, bu evin alımı sırasında davalı kocaya 26.000 USA karşılığı 32.429,00 TL. verdiğini, tapunun davalı-davacı koca adına tescil edildiğini, davalı-davacının bu taşınmazı 17.02.2009 tarihinde mal kaçırmak amacıyla 3. şahsa sattığını, satışın gerçek olmadığını belirterek tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davacı-davalının bu taşınmazla ilgili talebi mal rejiminden kaynaklanan değer artış .// payına yönelik bir dava olup (TMK. md.227) ancak mal rejiminden sona ermesi halinde inceleme konusu olacaktır (TMK. md.225). Mal rejimi sona ermedikçe talebin incelenmesi ve tasfiyeye gidilmesi mümkün değildir.Taraflar arasındaki boşanma davası sonucunda verilen boşanma hükmü henüz kesinleşmediğine göre mal rejimi sona ermemiştir....
Dava; mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı katılma alacağı istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hâllerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer. Bilindiği gibi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun yürürlüğe girdiği 01/01/2002 tarihinden sonra eşler arasında başka bir mal rejimi kararlaştırılmadıkça, yasal mal rejimi edinilmiş mallara katılma rejimidir. 01/01/2002 tarihinden önce 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin yürürlükte olduğu dönemde ise, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejimi geçerliydi (TKM m.170)....
Mahkemece, taraflar arasında mal rejimi sözleşmesi bulunmadığı, bu bakımdan yasal mal rejiminin uygulanması gerektiği zamanaşımınında 1 yıl olduğu bu bakımdan süresinde açılmayan dava zamanaşımından davanın reddine karar verilmesi üzerine; Hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ile davalılar murisi 10.10.1977 tarihinde evlenmiş ve evlilik birliği murisinin 11.09.2009 tarihinde ölümü ile son bulmuştur. TMK'nun 225. maddesinin 1. fıkrasına göre evliliğin ölüm ile sona erdirilmesi durumunda, eşler arasındaki mal rejimi ölüm tarihi itibariyle son bulur. Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden eşler arasında evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM’nin 170. maddesi gereğince mal ayrılığı, bu tarihten murisinin öldüğü 11.09.2009 tarihine kadar ise, 4721 sayılı TMK'nun 202. maddesi uyarınca yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir....
Eşler arasındaki mal rejimi, TMK'nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında, eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerine göre, evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM'nin 170.maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejimi, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar 4722 sayılı Kanun'un 10. maddesi gereğince, TMK'nun 202. maddesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Dava konusu taşınmazlardan 3986 parsel üzerindeki 2 ve 4 nolu bağımsız bölüm; 03.02.2005 tarihinde, 2072 parsel ise 01.11.1993 tarihinde satın alınarak davalı adına tescil edilmiştir. Dava dilekçesinin içeriği ile davacının yargılama aşamasındaki açıklamalara göre; dava konusu 3986 parsel üzerindeki 2 ve 4 nolu bağımsız bölümlerin, evlilik birliği .............
Taraflar arasında “seçilebilir mal rejimlerinden” (Ömer Uğur GENÇCAN, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununa Göre Mal Rejimine İlişkin Genel Hükümler ve Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi, Yetkin Yayınevi, (818 sayfa) Ankara 2002, Kısaltma: GENÇCAN-Mal Rejimi, s. 55) birinin seçildiği ileri sürülmediğine göre eşler arasında kural mal rejiminin (yasal mal rejimi=edinilmiş mallara katılma rejimi) (= TMK. m. 202 f.I, 218-241) geçerli olduğu duraksamasızdır. Değer artış payı (Mehrwertanteil) alacağına (TMK. m. 227, ZGB. Art 206) ilişkin davanın normatif dayanağı olan 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu m. 227 f....
Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle kanunda belirlenen diğer rejimlerden birini kabul edebilirler." şeklindeki 202. maddesi uyarınca diğer mal rejimlerinden biri tercih edilmediği takdirde eşler arasında "edinilmiş mallara katılma rejimi" uygulanacağı ve bu durumun diğer eşe alacak hakkı vermekle birlikte mal üzerinde ayni bir hak (mülkiyet hakkı) vermeyeceği, evlilik süresince eşlerin kendi mal varlıkları üzerindeki mülkiyet haklarının ayrı ayrı devam edeceği, ancak eşlerin "Mal ortaklığı rejimini" seçmeleri durumunda kişisel mallar ve ortak mallar üzerinde eşlerin mülkiyet hakları bulunduğu gözetilerek, sanığın borçlu eşiyle arasındaki mal rejimi araştırılmak suretiyle tâbi olduğu mal rejimine göre mahcuz malların ortak maliki olduğunun saptanması hâlinde, hakkında muhafaza görevini kötüye kullanmak suçundan verilen cezada 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 289. maddesi 1. fıkrası son cümlesi uyarınca indirim uygulanması gerektiği gözetilmeden eksik soruşturma ile hüküm kurulması, Kabule...
Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar (TMK.nun 225/2. m) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202.m). 1- Dosya kapsamına dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, mahkemece deliller değerlendirilerek karar verildiğine ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı asilin aşağıda belirtilen hususlar dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine, 2- Dava konusu edilen araca ilişkin kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinden; Davacı mal rejiminin tasfiyesiyle davalı adına kayıtlı plakasını belirtmiş olduğu aracın satın alımında 6.500.00 TL katkısının bulunması nedeniyle alacak isteğinde bulunmuştur. Mahkemece plakası belirtilen aracın alım-satımına ilişkin belgeler getirtilmeden eksik inceleme sonucu karar verilmiştir....