WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mal tabirinin tüm taşınır ve taşınmazları kapsadığını kabul etmek mal rejimi davalarının mantığına ve hakkın özüne aykırı düşer. Mal tabiri oldukça dar bir kavramdır. Bu nedenle bu tabirin katkı payı ya da edinilmiş mallardan kaynaklanan taşınır ya da taşınır niteliğindeki eşyaları da kapsadığının kabulüne olanak bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi gerekirken, “mal” tabirinin tüm eşyaları kapsadığı gerekçesiyle hükmün onanmasına karar verilmesi yönündeki değerli çoğunluğun görüşlerine katılmıyorum....

    İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı ve katkı payı alacağı isteğine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225. maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur....

      Taraflar,11.12.1991 tarihinde evlenmişler, 16.03.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 26.03.2007 tarihinde kesinleşmesi üzerine boşanmışlar, davacı yargılama sırasında 11.04.2008 tarihinde ölmüş, mirasçıları davada taraf olmuşlardır. 2012/14790-2013/450 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden sonra bir yıl içinde başka mal rejimi seçilmediğinden, taraflar arasında bu tarihe kadar 743 sayılı TKM.nin 170.maddesi uyarınca mal ayrılığı, bu tarihten sonra edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202). Yanlar arasındaki mal rejimi, boşanma davasının açıldığı 16.03.2006 tarihinde sona ermiştir (TMK.nun 225/2). Dava konusu menkul ve gayrimenkul mal varlığının bir bölüm mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde, bir bölümü ise edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihinden sonra edinilmiştir....

        Eşler, Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde başka bir rejimi seçmedikleri takdirde 01.01.2002 tarihinden geçerli olmak üzere yasal mal rejimini seçmiş sayılırlar. Yasa'nın emredici bu hükmü uyarınca ve aynı Kanun'un 10/3. maddesine göre eşler, ancak yukarıda öngörülen bir yıllık süre içerisinde yapılmış bir mal rejimi sözleşmesiyle yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminin evlenme tarihinden itibaren geçerli olacağını kabul edebilirler. Söz konusu düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde; eşlerin geçmişe etkili olarak mal ortaklığı rejimini seçemeyecekleri açıktır. Eş anlatımla, taraflar geçmişe etkili bir biçimde edinilmiş mallara katılma rejimi dışında Kanunun tanıdığı başka seçimlik bir mal rejimini (mal ortaklığı, mal ayrılığı ya da paylaşmalı mal ayrılığı rejimlerinden birini) evlenme tarihinden itibaren geçerli olmak üzere seçemez ve belirleyemezler....

          Ayrıca, TMK.nun 219. maddesinde; sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemelerin edinilmiş mallar kapsamında değerlendirileceği açıklanmış ise de; sosyal güvenlik ve sosyal yardım kurumlarının ödemeleri mal rejimi devam ederken toptan yapılmış ise aynı kanunun 228/son maddesindeki “...toptan ödeme veya tazminat yerine ilgili sosyal güvenlik ve sosyal yardım kurumunca uygulanan usule göre ömür boyunca irat bağlanmış olsaydı, mal rejiminin sona erdiği tarihte bundan sonraki döneme ait iradın peşin sermayaye çevrilmiş değeri ne olacak idiyse, tasfiyede o miktarda kişisel mal olarak hesaba katılır” şeklindeki düzenleme de göz önüne alınarak yapılan toplu ödemenin edinilmiş mal ve kişisel mal kısımlarının ayrı ayrı hesaplanması, hesaplama yapılırken mal rejiminin sona erdiği tarihten sonraki döneme ait iradın peşin sermayeye çevrilmiş değerinin belirlenmesi ve bu miktarın kişisel mal olarak kabul edilmesi...

            Mahkemece, karşılıksız kazandırma veya devrin yapıldığının anlaşılması durumunda, söz konusu mal mevcut kabul edilerek yapılan hesaplamada davacı tarafın katılma alacak hakkının olup olmadığı, varsa miktarı saptanarak davalı eşten tahsili yönünde hüküm kurulmalıdır. Tasfiyede devredilen malvarlığının devir tarihindeki değeri esas alınır(TMK'nun 235/2. m). Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir....

              Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM mad. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Yasa mad. 10, TMK mad. 202/1). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK mad. 179)....

                -TL ödeme yapıldığına dair dekontları sunduklarını, davacı tarafa, alınan hizmetin tam karşılığının ödendiğini, 03.01.2019 tarihli protokolün 1. maddesinde davacı şirketin, müvekkili şirkete sunacağı hizmetlerin kalem kalem sayıldığını, bu hizmetlerde tarafların sözlü anlaşmaları sonucu bir takım değişiklikler gerçekleştirildiğini, örneğin; 2 adet Jimmy, 1 adet fotoğrafçı ve bir adet reji olarak sunulması gereken hizmetin iptal edilerek davacı tarafından sunulmadığını, bu hizmetin müvekkili tarafından haricen sağlandığını, bu nedenle davacı şirkette, protokole konu organizasyona ait hiçbir görüntü olmadığını, bu hizmetin davacı şirketin yerine getirmiş olması halinde görüntülerin kendilerinde bulunması gerektiğini, davacı şirketin, vermiş olduğu hizmetlere ait hiçbir fatura kesmemiş olmasına rağmen KDV ödemesi talep ettiğini, hukuka ve kanuna aykırı olarak açılan davanın reddi ile antalya 2. icra müdürlüğü'nün ... e. sayılı dosyası ile başlatılan takibin iptaline, davacı tarafın, müvekkili...

                  -TL olduğunu, davacı ile yapılan anlaşmada dizinin beğenilmemesi halinde yönetmenin değiştirileceğinin bildirildiğini, dizinin gerekli rating'i almaması nedeniyle yayından kaldırıldığını, bunun nedeninin dizideki reji hataları olduğunu, birleştirilerek yapılan yayında 3.bölümden çekimlerin kullanılmamış olduğunu, davacının çekimleri bırakıp gittiğini, davacının tecrübesizlik ve mesleki yetersizlik nedeniyle müvekkilini zarara uğrattığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında yönetmenlik anlaşması bulunduğu, ödenecek ücret konusunda yazılı anlaşma olmadığı, meslek birliğinden gelen yazı cevabına göre bu ücretin davacı iddiasındaki gibi bölüm başına 150.000.000.-TL olabileceği, 1.ve 2. bölüm ücretlerinin tam, 3. bölüm ücretinin yarı oranında davacının hak kazandığı, F.S.E.K.'nun 68/1 maddesine göre üç katının 675.000.000.-TL'ya ulaşacağı, ancak davacının bu kısım için 600.000.000....

                    -TL olduğunu, davacı ile yapılan anlaşmada dizinin beğenilmemesi halinde yönetmenin değiştirileceğinin bildirildiğini, dizinin gerekli rating'i almaması nedeniyle yayından kaldırıldığını, bunun nedeninin dizideki reji hataları olduğunu, birleştirilerek yapılan yayında 3.bölümden çekimlerin kullanılmamış olduğunu, davacının çekimleri bırakıp gittiğini, davacının tecrübesizlik ve mesleki yetersizlik nedeniyle müvekkilini zarara uğrattığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında yönetmenlik anlaşması bulunduğu, ödenecek ücret konusunda yazılı anlaşma olmadığı, meslek birliğinden gelen yazı cevabına göre bu ücretin davacı iddiasındaki gibi bölüm başına 150.000.000.-TL olabileceği, 1.ve 2. bölüm ücretlerinin tam, 3. bölüm ücretinin yarı oranında davacının hak kazandığı, F.S.E.K.'nun 68/1 maddesine göre üç katının 675.000.000.-TL'ya ulaşacağı, ancak davacının bu kısım için 600.000.000....

                      UYAP Entegrasyonu