Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, mirasçıların miras paylaşımı konusunda anlaştıkları, davacının miras payından feragat ettiği, temliklerin mal kaçırma amacıyla yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 09.01.2020 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalılar vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı....

    Ancak; 1-Konut dokunulmazlığını ihlal suçu açısından; adli sicil kaydında açıklanması geri bırakılan hüküm dışında sabıkası bulunmayan, yargılama sürecinde dosyaya yansıyan olumsuz tutum ve davranışı belirlenmeyen sanık hakkında, dosya kapsamına ve sanığın durumuna uygun olmayan gerekçeyle, CMK’nın 231. maddesindeki hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmaması, 2-Tehdit suçu açısından; sanığın savunmalarında, olay öncesinde aralarında miras anlaşmazlığı bulunan katılan ...’nın mal paylaşımı konusunda aralarında çıkan tartışmada, katılan kendisine sinkaflı sözlerle hakaret ettiğini iddia etmesi karşısında, olayın çıkış nedeni ve gelişmesi değerlendirilerek, sonucuna göre sanık hakkında TCK’nın 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması, Kanuna aykırı ve sanık ...’ün temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Güveni kötüye kullanma HÜKÜM : TCK'nın 155/1, 62, 52/2-4, 53 maddeleri gereğince mahkumiyet Güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Eşi ile arasında boşanma davası olan katılanın, davaya konu olabilecek mal paylaşımı ihtilaflarından etkilenmemek amacıyla, yeğeni olan sanık ile; ... ve diğer şehirlerdeki malvarlığını satıp, bankadaki paralarını vererek ...'dan sanık adına üç adet ev almak, ihtilaflar sona erdiğinde ise söz konusu evleri yeniden katılana devretmek hususunda anlaştıkları, birlikte ... ilçesi, ......

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Mal Paylaşımı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü....

          Davacı kadın temyiz dilekçesinde mal paylaşımı ve erkeğin soyadını kullanmaya izin konusunda da, bir anlaşmanın varlığını ileri sürmüş, iddia davalı erkek tarafından da temyize cevap dilekçesinde kabul edilmiştir. Bu halde temyize cevap dilekçesi 05.04.2016 tarihli duruşmada yapılan anlaşmanın bozulması niteliğinde olup, taraflar duruşmaya çağrılıp bizzat beyanları da alınmak suretiyle, sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 28.02.2017 (Salı)...

            Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava boşanma davası olup mal rejiminin tasfiyesi yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, boşanma ve mal paylaşımı davasının birlikte açıldığını, boşanma ve mal paylaşımı davasının kanunlarımız gereği ayrı açılması gerektiğini, çünkü boşanma davası kesinleşmeden mal paylaşımı davası devam etmeyeceği için bekletici sorun olarak değerlendirilmesi gerektiğini, fakat söz konusu davada davacı taraf her iki davayı ayrı ayrı açması gerekirken beraber açmış bununla birlikte mahkeme de davacı tarafın istediği ihtiyati tedbir kararını kabul ederek karar verdiğini, 09.02.2022 tarihli ara kararının yasalarımıza aykırı olduğunu, mahkemenin ara karar verip dosyaları tefrik edip ayırması ve tefrik ettiği mal paylaşım davasının devam edebilmesi için harç belirtmesi, belirtilen harç davacı tarafça yatırılması sonucu ihtiyati tedbir kararını ancak o zaman değerlendirmesi gerektiğini, yasal düzenleme gereği boşanma davası ve mal paylaşımı davası birbirlerinden...

            Esas sayılı dosyası üzerinden davalı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı şirket vekili tarafından itiraz edildiğinden icra takibi durduğunu belirterek, öncelikle muaccel hale gelmiş alacak miktarının yüksek olması nedeniyle mevcut mal varlıklarını elden çıkarmaları yönünde kuvvetli ihtimal bulunan davalıya ait taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarına teminatsız veya uygun bir teminat karşılığında ihtiyati haciz konulmasına, davanın kabulü ile davalı/borçlunun icra takibine karşı yapmış olduğu itirazının şimdilik 13.647.000,00 TL'nin iptaline, borçlu aleyhinde %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

              Davalılardan ..., davacının aciz belgesi ibraz etmediğini, taşınmazın ilk önce kendisi tarafından emekli ikramiyesi ile satın alındığını ve borçlu eşi adına tescil ettirdiğini, daha sonra boşandıklarını ve aralarındaki mal paylaşımı sonucu taşınmazın kendisine kaldığını, iyi niyetli olduğunu savunarak davanın reddini istemiş, diğer davalı cevap vermemiştir. Mahkemece davalıların karı koca olmaları nedeniyle davanın kabulüne ve taşınmazın satışına ilişkin tasarrufun takip dosyasındaki davacı alacağını ve ferilerini karşılayacak oranda iptaline karar verilmiş; hüküm, davalılardan.... tarafından temyiz edilmiştir....

                Mahkemece davacı-davalı kadının mal paylaşımı talebine ilişkin olarak davanın kısmen kabulü ile toplam 31.381,00 TL katılma alacağının davalı-davacı erkekten alınarak davacı-davalı kadına verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verildiğine göre, mahkemece davanın kabul edilen kısmı üzerinden binde 68,31 oranında alınması gereken nispi karar ve ilam harcının hesaplanıp, davalı-davacıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde dava değerinin tamamı esas alınarak, davanın ret ve kabulü nispetinde taraflar aleyhine nispi harca hükmedilmesi doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 23.10.2019 (Çrş.)...

                  ye 12.04.2007 tarihinde satış suretiyle devrettiğini, anılan temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek davalı adına olan kaydın iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, dava konusu işlemin gerçek satış olduğunu, murise 21.000.-TL satış bedeli ödediğini, ayrıca murisin mirasçıları arasında mal paylaşımı yaptığını belirterek davanın reddini savunmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu