Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece; "...murisin tüm mirasçılarını kapsar biçimde hak dengesini gözetir bir mal paylaşımı yapıp yapmadığının tespit edilmesi, hasıl olacak sonuca göre değerlendirme yapılarak murisin gerçek irade ve amacının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya konulması gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir. Kabule göre de, davacılar vekili Avukat ...'in 28.12.2011 tarihinde vekillikten çekildiği, çekilme dilekçesinin davacılara usulüne uygun tebliğ edildiği, davacı ...'in yeni bir avukat marifetiyle yargılamaya devam ettiği, davacı ...'...
davanın açıldığını, müvekkilinin, davalı anneden, miras ve mal paylaşımı kapsamında tapu kaydında mal devir alması salt akraba oldukları için onları mal kaçırma kastında olduğunu ortaya koyamayacağını, davalı anne, müvekkilinin tapu kayıtları aktif ve pasifleri ile yine davalı anne yönüyle de kayınpeder kayınvalide ve eşi, davalı müvekkili yönüyle de baba, dede ve büyükanne ve miras paylaşımı kasamında mal paylaşımında mal alan hala ve ağabey tapu kayıtları aktif ve pasif kayıtları ile 1987'den beri celp edilip incelendiğinde mal kaçırma iddiasının haksız ve hukuka aykırı bir iddia olduğunu, davalı annenin, işlemlerin yapıldığı tarihlerde borçlu olmadığını, kimseye muaccel bir borcu olmadığını, müvekkilinin iyi niyetli kişi olduğunun tapu kaydı, icra dosyası ve tüm dosya kapsamı ile de sabit olduğunu, mahkemece müvekkilinin dava konusu olmayan diğer tüm gayrimenkullerine ve banka hesaplarına da tedbir işlenmiş olmasına itiraz ettiklerini, davacı tarafın dava dilekçesinde talep etmiş olduğu...
Bu durum karşısında olmayan bir boşanma davası için feragat nedeniyle ret hükmü kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 3-Davalı-karşı davacı kadının karşılık davası mal paylaşımına ilişkindir. Davalı-karşı davacı kadının mal paylaşımı davası ile tazminat ve nafaka talepleri yönünden de geçerli bir feragat beyanı olmadığı halde tüm bu talepleri de kapsayacak şekilde karşı davanın feragat nedeniyle ret hükmü kurulması doğru değildir. O halde; davalı-karşı davacı kadının mal paylaşımına ilişkin davası ile tazminat ve nafaka talepleri yönünden herhangi bir feragat beyanı olmadığından, bu taleplerin esas yönüyle incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
Davalı ..., kök muris ...’nin babası ... ile birlikte yaşadığını, her türlü ihtiyacının babası tarafından karşılandığını, kendisine bakan oğluna dava konusu taşınmazı ölünceye kadar bakım akdi ile devrettiğini, mal kaçırma kastının bulunmadığını, tüm mirasçılarını kapsar şekilde mal paylaşımı yaptığını, taşınmazın tümünü devretmeyip diğer çocuklarına da pay bıraktığını, dava konusu taşınmaz dışında da muris adına kayıtlı taşınmazların mirasçılara intikal ettiğini, ölünceye kadar bakım aktinin tüm şartlarının babası ... ve ailesi tarafından yerine getirildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalılar ..., kök miras bırakan ...’nin yaptığı ölünceye kadar bakım aktinin resmi ve geçerli bir sözleşme olduğunu, taşınmazın tamamının devredilmediğini, murisin mal kaçırma kastının bulunmadığını, sözleşmedeki edimin yerine getirildiğini, murisin ölene kadar aile ortamında bakılıp gözetildiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Davalı ..., davaya cevap vermemiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/445 ESAS DAVA KONUSU : Boşanma Ve Mal Paylaşımı (Temelden Sarsılma Nedenli Boşanma Ve Mal Paylaşımı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 1983 yılında evlendiklerini, 3 çocuklarının olduğunu, davalının sadakatsiz davrandığını, düzenli çalışmayıp sorumluluklarını yerine getirmediğini, maddi olarak sömürdüğünü, fiziksel şiddet uyguladığını, biriktirdiği altın ve paraları elinden aldığını bu sebeple TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına, 1.500 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 100.000 TL maddi-100.000 TL manevi tazminata, 400 gram altın, 2.000 TL para, 222.455 TL paranın iadesine, davalı adına kayıtlı tapu ve araçlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı vekili dava dilekçesinde ,müvekkilinin dava konusu taşınmazı ilk olarak 2008 yılında iktisap ettiğini, müvekkilinin söz konusu taşınmazı iktisap ettiğinde davalının bu yeri kebapçı dükkanı olarak kullandığını ve davalının müvekkili ile konuşarak taşınmazı 29.07.2013 tarihinde tahliye edeceği yolunda tahliye taahhüdü verdiğini, müvekkilinin davaya konu gayrimenkulü 2010 yılında kardeşi Ömer ile aldıktan sonra kardeşi ile ortaklıklarını ayırarak mal paylaşımı yaptığını ve neticede dava konusu taşınmazın müvekkilinde kaldığını, akabinde müvekkili ile davalı arasında 04.04.2011 tarihli ve 2 yıl süreli kira sözleşmesi akdedildiğini, müvekkilinin 30.10.2012 tarihli ihtarname ile davalıya kira akdini işyeri ihtiyacı nedeni ile yenilemeyeceğini ihtar ettiğini ve ihtarnamenin davalıya 01.11.2012 tarihinde tebliğ edildiğini, buna rağmen davalının taşınmazı tahliye etmediğini, müvekkilinin işşiz olduğunu her ne kadar sigortalı olarak görünse de bunun sağlık imkanlarından faydalanmak için...
Dava, "Boşanma ve mal paylaşımı davası bekletici mesele yapılmak suretiyle davalı T9 boşanma davası sonunda müvekkil lehine verilecek alacak haklarını sonuçsuz bırkmak amacıyla taşınmazların diğer davalılar T6 , T4 ve T3 rayiçinin çok altında satarak devir etmesi sebebiyle BK'nun 19.maddesi uyarınca boşanma ve mal rejimi davası sonunda verilecek tazminat ve tüm alacakların toplamı kadar tasarrufun iptali ile İİK'nun 281/1 maddesi kıyasen uygulanmak suretiyle haciz ve satış yetkisi verilmesine" TBK madde 19 uyarınca muvazaalı olduğunun tespiti ile İ.İ.K.md. 277 vd. Maddelerinin kıyasen uygulanması neticesinde yapılan tasarrufun iptaline ilişkin olup, bu tür davalar sonucu verilen hüküm ve kararları inceleme görevi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünü belirleyen ve 01/09/2022 tarihinden itibaren uygulanması gereken, Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 01/07/2022 tarih ve 1047 sayılı kararı uyarınca, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi, 1....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece hükmüne karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, istinaf dilekçesinde özetle; davalı hakkında boşanma davası açıldığını, boşanma davasının sonuçlandığını, fakat boşanma ile birlikte yürütülmekte olan mal paylaşımı dosyasının tefrik edilerek başka bir esasa kaydedilen mal paylaşımı davasının devam ettiğini, davalı eşin son sözlerinde boşanmayı kabul ettiğini, ancak nafaka ve diğer tüm talepler yönünden davanın reddini talep ettiğini, bu nedenlerle Akçakoca Asliye Hukuk Mahkemesinin 2023/31 E.sayılı dava dosyası sonuçlanıncaya kadar iş bu boşanma davasının bekletici mesele yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava konusu, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılmış boşanma davasıdır....
Mahkemece, iddiaların ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacıların miras payları oranında iptal ve tesciline ilişkin verilen karar Dairece; “...Ne var ki, eldeki davada mirasbırakan ...’in dava konusu temlik ile mirastan mal kaçırdığının ispatlandığını söyleyebilme olanağı yoktur. Şöyle ki, temlik tarihinde mirasbırakan ile davacı çocukları arasında mal kaçırmayı gerektirecek bir neden ortaya konulabilmiş değildir. Öte yandan, mirasbırakan temlik tarihinde dava konusu taşınmazda iki daireye isabet eden 2/4 payını uhdesinde bırakarak sadece ¼ payını davalıya devretmiştir. 2/4 pay halen mirasbırakan adına kayıtlıdır. Mirasbırakan ...’in temlik tarihinde davacılardan mal kaçırma amacıyla hareket etmesi halinde tüm payını devretmesi hayatın olağan akışı gereğidir. Ancak mirasbırakan bu şekilde hareket etmemiştir. Dinlenen davacı tanıkları mal kaçırma amacını açık bir şekilde ortaya koymamıştır....
Mahkemece, mirasçıların miras paylaşımı konusunda anlaştıkları, davacının miras payından feragat ettiği, temliklerin mal kaçırma amacıyla yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 09.01.2020 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalılar vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı....