nın 25/3 maddesi gereğince süresi içinde ayıba karşı satıcı-davalı şirkete ihbarda bulunmaması nedeni ile ayıptan doğan haklarını kaybettiğini, davalı şirketin malın satımına ilişkin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, davacının makine kullanım hatası olduğunu beyan ederek, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davalı yanın zamanaşımı def’i konusunda bir karar verilmemiş, davacının malın ayıplı satıldığı ve davalı şirketin malın ayıbını bildiği halde gidermediği iddiasını kanıtladığı gerekçesi ile davanın kabulüne dair tesis edilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalı vekili; yasal cevap süresi içerisinde verdiği cevap dilekçesinde davanın zamanaşımına uğradığını belirterek, zamanaşımı def’inde bulunmuştur. Mahkemece; davalı vekilinin zamanaşımı def’i konusunda olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar verilmemiş olması bozmayı gerektirmiştir....
Somut olayda, bölge adliye mahkemesince, davaya konu ayıplı malın iadesine, 49.733,08-TL'nin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ise de; davacının dava dilekçesinde faiz talebinin olmamasına davanın bu talep yönünden ıslah edilmemesine rağmen yazılı şekilde faize karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup , bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, usulün 438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....
çapında 6 mt boyunda borunun davacı tarafça davalıya iadesi halinde ayıplı malın bedeli olarak belirlenen 976,04 TL'nin malın iade tarihinden itibaren hesaplanacak ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat talebinin reddine, birleşen dava bakımından ise davanın kısmen kabulüne, davalının İzmir 10....
Ayıplı malın değerinin 184.625,37 TL hurda değerinin ise 46.156,34 TL olduğu, dava konusu ürünlerin davacı tarafça başka şekilde değerlendirilemeyeceği, davacının ayıp ihbarının süresinde olduğu ve ayıptan doğan haklarını kullanabileceği, dava konusu malın fatura değerinden hurda değeri mahsup edildiğinde davacının 138.469,03 TL davalıya borçlu olmadığı, davalının takibinde kötüniyetli olduğunun kanıtlanamadığı, alacağın yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının takip dosyasında davalıya 138.469,03 TL borçlu olmadığının tespitine davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dava, alınan malın ayıplı olması nedeniyle mal karşılığı olarak verilen çek nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir....
Noterliği'nin 27.01.2017 tarih ve ... nolu ihtarname ile ayıp ihbarında bulunduğunu, 6102 sayılı TTK'nın 23/1-c maddesi hükmünde “malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir....
isimli tüketiciye sattığını satılan cihazın ayıplı olması nedeniyle garanti çerçevesinde muadili olan başka bir buzdolabı ile değiştirdiğini, ayıplı ürün teslimi nedeniyle müvekkilinin uğradığı zararın tazmin edilmediğini belirterek ayıplı malın dava tarihindeki değerinin reeskont faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili değişimi yapılan ürünün ayıplı olmadığını ve davanın Tüketici Mahkemesi ile ilgisinin bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, uyuşmazlıkta 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri uygulanamayacağından yerel mahkemede görülmesi gerektiğini, dava değerine göre görevli mahkemenin Ödemiş Sulh Hukuk Mahkemesi olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
nin kesmiş olduğu e-arşiv fatura ile de sabit olduğunu, anlaşma neticesi edinilen davaya konu mala dair davalı şirkete 77/01/2022 tarihli 01904 Yevmiye numaralı İhtarname gönderildiğini, ihtarnamede; malın pek çok kez arızalandığı, bu arızalar neticesi onarım, bakım ve parça değişimine maruz kaldığı, ancak yapılan iş/işlemler neticesi arızaların devam ettiği ve başkaca arızaların meydana geldiği, dolayısıyla malın onarılamayacak durumda olduğu filhakika ortada olduğundan malın "ayıplı mal" olduğunun belirtildiğini, malın, ayıplı mal olması itibariyle de 6098 s....
Nitekim kendisine ayıpsız araç teslim edilecek olan ilam alacaklısı ... takibinde, ilamın hüküm fıkrasında kendisine düşen ayıplı malın iadesi yönündeki hükmün de infazını istemiştir. İcra dosyasında kendisine düşen bu edimi yerine getirdiği takdirde, ayıpsız malın teslimi veya bedelinin tahsiline ilişkin takibe devam edilmesinde yasaya uymayan bir yön bulunmamaktadır. Bu durumda Mahkemece yapılacak iş; yukarıdaki ilkeler ışığında davaların birleştirilmesinden sonra her iki takip dosyası birlikte değerlendirilerek, ayıplı aracın İcra Müdürlüğü'ne teslim edilmesi halinde ayıpsız aracın teslimi veya bedelinin tahsili yolundaki infazın devamı yönünde karar vermekten ibarettir. Mahkeme kararının bu nedenlerle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....
Bu durumda satıcı tüketicinin talep ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlü olduğunu, ancak söz konusu olayda davalı yükümlülüklerini yerine getirmemekte ve Kötüniyetli davranışlarını sürdürmeye devam ettiğini, malın ayıplı olmasının yanında 6502 sayılı yasanın 13. maddesi gereğince taraflarca kararlaştırılmış olan ve objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle söyleşmeye aykırı olan ayıplı hizmet söz konusu olduğunu, yararlanma amacı bakımından değerini ve tüketicinin ondan makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren hizmetlerinde ayıplı olduğunu, anlatılan nedenlerden davanın kabulünü, sözleşmeye konu malın ayıpsız misli değiştirilmesini, bu mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla satış bedeli olan 15.586 TL’nin halının şimdiki alım gücüne ulaştırılarak teslim tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsili ile davacıya ödenmesinii yargılama giderleri...
Satışa konu araç üzerinde yaptırılan ve hükme esas alınan bilirkişi raporu sonuç kısmına göre; dava konusu araç gizli ayıplı olarak nitelendirilmişse de, yine aynı raporunda bilirkişi halihazırda dava konusu araç vites kutusunun çıkma olarak tabir edilen ikinci el bir vites kutusu olduğu, bu vites kutusunun davacı tarafından dava dışı ... Oto firmasından satın alınmış bulunduğu, dava konusu otomobilin orjinal vites kutusunda ne tip bir arıza olduğu konusunda inceleme yapılmadığından arızanın sebebi noktasında değerlendirme yapılamayacağı ancak bu tip vites kutularının ömrünün araçtan araca değişmekle birlikte 250.000 km'den az olamayacağı, oysa dava konusu aracın 109.40 km kadar yol yapmışken bu sorunun ortaya çıkmış olması karşısında aracın orjinal vites kutusunun ayıplı olması gerektiği ifade edilmiştir....