Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu ayıplı maldan sorumluluğa ilişkin olarak ise 4077 sayılı kanunun 4.maddesinin 3.bendine göre (Değişik fıkra: 21/02/2007-5582 S.K./22.mad) İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına veya 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre kredi veren, ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumlu olacakları belirtilmiştir. 4.fıkrası hükmüne göre ise; Bu madde ile ayıba karşı sorumlu tutulanlar, ayıba karşı daha uzun bir süre ile sorumluluk üstlenmemişlerse, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir....
Maddi ayıp bir malda madden hata bulunmasıdır (örneğin malın yırtık, kırık, bozuk, lekeli olması gibi). Hukuki ayıp malın kullanımının hukuken sınırlandırılmış olmasıdır (malın üzerinde rehin, haciz, intifa hakkı gibi kısıtlamalar bulunması gibi). Ekonomik ayıp ise malın iktisadi vasıflarında eksiklik olmasıdır(Yargıtay HGK'nın 24.05.2017 tarih, 2017/19-1633 E.- 2017/1013 K. Sayılı kararı). Ayıba karşı tekeffül borcu, satılan şeyde satıcı tarafından zikir ve vaat edilen vasıfların bulunmamasından veya satılan şeyin değerini yahut akit gereğince ondan beklenen faydaları azaltan veya kaldıran noksanları bulunmasından satıcının sorumlu tutulmasını ifade eder. Satıcının ayıba karşı tekeffül borcunun doğabilmesi için ayıbın sözleşmenin kurulduğu anda mevcut olması, ayıbın önemli olması, alıcının sözleşmenin kurulduğu anda ayıbın varlığından haberdar olmaması ve en nihayetinden alıcının kendisine düşen muayene ve ihbar yükümlülüklerini yerine getirmiş olması gerekir....
tahsiline karar verilmiş ise de, dava konusu malın davacı tarafından kullanıldığı sürece ve satıcıya iade edilmeden faiz istenemeyeceği gözetilmeden mahkemece ihtarname tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava, sıfır km olarak satın alınan aracın üretimden kaynaklı boya hatası ve ayıplı olması nedeni ile malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi ikinci kademede ayıplı malın bedelinin iadesi, üçüncü kademede ayıp oranında bedelden indirim istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı malın iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı firmanın Erzurum mağazasından 14.08.2007 tarihinde satın aldığı cep telefonunun klonlanmış olması nedeniyle ayıplı olduğundan davalı firmadan telefonun değiştirilmesi veya ayıbın giderilmesi talep edilmesine rağmen talebinin yerine getirilmediğini bildirerek ayıplı malın geri alınarak davalı firmaya ödenen bedelin faiziyle birlikte davacıya iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalı vekili, davacı tarafından gönderilen çuvalların ayıplı olduğunu, bu nedenle teslim alınmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, dava konusu uyuşmazlığa konu çuvalların taraflar arasında siparişe uygun olarak imal edildiği gerekçesiyle çuvalların hurda değeri düşülerek 18.767,65 TL’ lik miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, alıcının temerrüdü nedeniyle mal bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davalı alıcı, malın ayıplı olması nedeniyle teslim alınmadığını savunmuştur. Mahkemece yapılan inceleme sonucunda, satış konusu malın ayıplı olmadığı ve malın davacı elinde bulunduğu anlaşılmaktadır....
Davalılar vekili, müvekkili şirketin davalıdan aldığı malların ayıplı olması nedeniyle borcu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre davacının sattığı malların bir kısmının gizli ayıplı olması nedeniyle davalı şirketin bakiye borcunun 5.186.15 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 5.186.15 TL için yapılan itirazın iptaline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalıların tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Mahkemece ayıplı malın bedelinin tahsiline karar verilmesine rağmen davalılarda olduğu anlaşılan ayıplı malın iadesine karar verilmemesi doğru olmadığından hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Uyuşmazlık ayıplı mal satışından kaynaklanmaktadır. 4077 sayılı yasanın 4/1 maddesi "ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kulavuzunda ya da reklam ve ilanlarında yer olan veya satıcı tarafından bildirilen veya standardında veya teknik düzenlemesinde tespit edilen nitelikli veye niteliği etkileyen niteliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar ayıplı mal olarak kabul edilir." düzenlemesini getirmekte olup, 4/2 maddesi gereğince 2007/5382-9568 malın ayıplı olması halinde tüketici bedel iadesini içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi yada ücretsiz onarım isteme hakkına sahiptir....
Tüketici Finansmanı A.Ş. arasında yapılan 15.07.2006 tarihli tüketici kredisi sözleşmesi ile taksitli olarak ödendiği, alınan bilirkişi raporu gereğince, satın alındığı tarihten itibaren motosikletin 1 yıl içerisinde farklı arızalardan dolayı 8 kez servise götürüldüğü, halen de kısmen mevcut olan bu arızaların kullanım hatasından kaynak-lanmayıp, gizli ayıp niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. 4822 sayılı Kanunla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un ayıplı mal ile ilgili 4. maddesinin 3. fıkrasında, "İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10. maddenin beşinci fıkrasına göre kredi veren ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar. Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz....
Cumhuriyet Başsavcılığınca kanun yararına temyiz edilmiştir. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4.maddesi satışa konu malın ayıplı olması halinde; tüketici, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesini, ayıp oranında bedel indirimi veya ücretsiz onarım isteme hakkına sahiptir. Tüketicinin bu hakkını kullanabilmesi için satışa konu malın satış 2012/4839-10439 sözleşmesi yapıldığı anda ayıplı olması gerekir. Satışa konu cep telefonunun klonlandığı dosya içeriği ile sabittir. Ancak satış sözleşmesi yapıldığı anda telefonun klonlanmış olup olmadığı, satış sonrası tüketici tarafından klonlama yapılıp yapılmadığı, ayıbın gizli ayıpmı; açık ayıpmı olduğu, süresinde ayıp ihbarı yapılıp yapılmadığı konularında Tüketici Sorunları Hakem Heyeti ve mahkemece hiçbir araştırma yapılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ:......