Davalı vekili, davalının bir yıl önce aldığı malın ayıplı olduğunu ileri sürerek borcu ödemekten kaçındığını, Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre ayıbın süresinde bildirilmiş olması ve ayıbın tespit ettirilmiş olması gerektiğini, ayıplı mal itirazını kabul etmediklerini, satılan malların ayıplı olduğuna dair yeterli bilgi ve delilin mevcut olmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamada, mahkemece tanzim ettirilen bilirkişi raporuyla dava konusu sulama borularının standartlara uygun olmadığı, ayıplı olduğunun tespit edildiği, ancak malın iadesi hususunda davacı tarafca keşide edilen ... 1. Noterliği’nin 05271 yevmiye nolu ihtarnamesinin 10.06.2014 tarihinde düzenlendiği, dava konusu malın 24.06.2013 tarihinde faturalandırıldığı, TTK’nın 23-1/c maddesinde, "Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir....
Bilgisayar Sistemleri San.ve Tic.AŞ.vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Yerel mahkemece ayıplı malın geri alınarak bedelinin iadesi davasının kabulü ile ayıplı malın iadesi ve bedeli olan 6.501,80 TL’nin satış tarihi olan 31.12.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Dava konusu ayıplı mal davacı tarafından kullanıldığı sürece ve satıcıya iade edilmeden faiz istenemeyeceği gözetilmeden mahkemece satış tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olması doğru görülmemiştir....
Menşeili " vişne suyu konsantresi" alımı için 11.3.2003 tarihli sözleşme imzalanıp ürün bedeli olarak 90.400 Euro ödendiğini, Türkiye'ye gelen ürünün gümrük müdürlüğünde 15.5.2003 tarihinde yapılan testte ayıplı olması nedeniyle yurda girişine izin verilmediğini, bunun üzerine ayıplı malın mahrecine iade olunduğunu, ayıplı mal yerine gönderilen malın ise 78.025 Euro değerinde olduğunu iddia ederek, eksik teslimatta 12.372 Euro, ayıplı malın depolanması için ödenen 5.015 Euro, mahrece iade için ödenen navlun bedeli 4715 EURO, malın zamanında teslim edilmemesi ve sezon geçmesi üzerine uğranılan kar kaybı 37.908.04 EURO olmak üzere toplam 60.010.04 EURO alacağın tahsilini talep ve dava etmiştir....
Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür.” şeklinde yapılan düzenlemeyle tüketiciye ayıplı mal nedeniyle tanınan seçimlik haklarından biriside ayıplı malın iadesi ve ödenen bedelin tahsilidir. Tüketici yasa ile kendisine tanınan dört seçimlik hakkından birini tercih etmekte özgürdür. Davacı eldeki davada ayıplı ürün bedelinin tahsilini istemekte olup, yasa gereği bu talepte bulunma hakkı vardır. Dava konusu ürün ayıplı olduğu içinde davacıya talebi doğrultusunda bedelin iadesi gerekir. Mahkemece, dava konusu ürünün davalıya iadesi koşulu ile ödenen bedelin malın davalılara iade tarihinden itibaren faiziyle tahsiline karar verilmesi gerekirken, davacının talep etmediği ücretsiz onarıma dair karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir....
Mahkemece yapılan yargılamada; alınan bilirkişi raporuna göre malın ayıplı olduğu, tamiri mümkün olmadığından yenisiyle değiştirilmesi gerektiği, davacının satış bedelinin iadesi yönünde seçimlik hakkını kullandığı hususunun dikkate alınması, ayıplı malın davalıya iadesi mukabili satış bedeli olan 3.800,00TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi gerekçeleri ile davanın kabulüne karar vermiştir....
Ltd.Şti. vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle, satım konusu malın ayıplı olduğunun anlaşılmasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Mahkemece satım konusu malın ayıplı olması nedeniyle akdin feshine ve ödenen bedelin istirdadına karar verilmiş olmasına rağmen, ayıplı malın satıcı davalıya, iade edilmemiş olması doğru görülmemiştir. Öte yandan, davacı dava dilekçesinde ödediği bedelin reeskont faizi ile istirdadını talep etmiş olmasına rağmen, mahkemece paranın avans faizi ile iadesine karar verilmiş olması HUMK.nun 74.maddesine aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... Ltd.Şti vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı ......
Taraflar arasında davaya konu malların teslimine ilişkin ihtilaf yoktur.Uyuşmazlık, bir kısım malların ayıplı olduğu iddiasından kaynaklanmaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 23/c maddesinde ticari satışlarda ayıp ihbar süreleri düzenlenmiş olup, buna göre, malın ayıplı olması teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içinde bu durumu satıcıya ihbar etmekle yükümlüdür,açıkça belli değil ise alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde inceleme veya incelelettirmek ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içerisinde satıcıya ihbar ile yükümlüdür. Somut olayda, dava konusu malların inceleme veya incelettirmek suretiyle ayıplı olduğunun ortaya çıkarılmasının mümkün olması nedeniyle davalı alıcının malın tesliminden itibaren 8 gün içinde ayıp ihbarında bulunmadığı bellidir....
TTK'nun 23. maddesi uyarınca, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Ayıp açıkça belli değil ise, alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmek ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğunun ortaya çıkması halinde hakkını korumak için durumu aynı süre içinde satıcıya ihbar ile yükümlüdür. Ayıbın, kullanma sonucu ortaya çıkan gizli bir ayıp olması halinde ise TBK'nun 223. maddesi uyarınca alıcı ayıbı öğrendiği tarih itibariyle hemen satıcıya bildirmelidir. Bu durumda, davalı tarafça yapılan ayıp ihbarının yasal süre içinde yapılıp yapılmadığının tespiti için öncelikle davalının, davaya konu mala ilişkin ayıbı hangi tarihte öğrendiğinin tespiti gerekir....
Müh.Ltd.Şti. vekili cevabında,dava konusu jeneratörün ayıplı olmadığını, bir an için ayıplı olduğu kabul edilse bile yasal süre içerisinde bir ayıp ihbarı olmadığı gibi, 6 aylık zamanaşımı süresinde de davanın açılmadığını, malın satışından itibaren yaklaşık olarak 2 yıl geçtiğini savunarak davanın reddini istemiştir....
İlk derece mahkemesi yapılan yargılama sonucunda, ürünler teslim alındıktan 2 yıllık zamanaşımı süresinde davanın açıldığını, davalı tarafın ürünlerin ayıplı olmadığına ilişkin olarak dosyaya delil sunamadığını, davacının seçimlik haklarını kullanmakta haklı olduğunu gerekçe göstererek açılan davayı kabul etmiş ve ürün bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesine karar vermiştir. 6502 Sayılı Kanunun 8. Maddesinde ayıplı malın tanımı "Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır....