Netice olarak; davacının haklı görülmesi halinde 04/02/2016 dava tarihi itibariyle; ayıp nedeniyle bedelde indirim bedeli 10.234,78 TL olduğunu" teknik kanaatleri olarak belirtmiştir. Dava. Sözleşmenin feshi, menfi tespit (istirdat), maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Mahkememizce istinaf ilamı kararı uyarınca ayıp ihbarı hususu irdelenmiştir. 6102 sayılı TTK'nun 23/1-c maddesi gereğince; malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içerisinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içerisinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu satıcıya ihbarla yükümlüdür....
Mahkemece, manevi tazminat talebinin reddine, davacının uğradığı zarar olan 2468,10 YTL'nin tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının manevi tazminat istemi ile ilgili temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava konusu araçtaki boya atmaları ve paslanmaların üretim hatasından kaynaklandığı ve aracın gizli ayıplı olduğu, yargılama sırasında da alınan bilirkişi raporundan anlaşılmıştır. Davacı süresi içinde davalılara ayıp ihbarında bulunarak, aracın yenisiyle değiştirilmesini istemiş, sonuç alamayınca ... bu davayı açmıştır....
Manevi tazminata hükmedilirken; şahsiyet haklarına hukuka aykırı şekilde bir saldırının varlığı aranmalıdır. Yargıtay 13. HD'nin 11/06/2014 gün ve 2014/4307 E.-2014/18685 K. sayılı kararında: "Satın alınan aracın ayıplı çıkması nedeniyle, davacının kişisel haklarının zarara uğradığı kabul edilemeyeceğinden, manevi tazminatın koşulları bulunmamaktadır. Mahkemece aksine düşüncelerle,davacının ayıplı araç nedeniyle büyük bir üzüntü duyduğundan bahisle,koşulları oluşmadığı halde yazılı şekilde manevi tazminata hükmedilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir." şeklinde karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; "Somut olayda da ayıpsız misliyle değişimine karar verilen araca ilişkin ayıp nedeniyle değer kaybı delil tespiti dosyasında alınan bilirkişi raporunda miktar olarak belirtilmiş ise de Dolayısıyla aracın ayıplı olması sebebi ile değer düşümü; =(212.631,00- - 190.517,38)=22.113,62 TL olarak belirlenmiştir....
Malın ayıplı olması halinde tüketicinin seçimlik hakları;aynı yasanın 11.m.sinde; "(1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici; a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme, seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. (2) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz....
KARAR Davacı, davalı ... bilgisayar şirketinde 20.3.2014 tarihinde televizyon satın aldığını, televizyonun görüntü kalitesinin bozuk olması nedeniyle 28.04.2014 tarihinde servise başvurduğunu, servis tarafından parça değişimi yapılmasının gerektiğinin belirtildiğini, ancak onarım istemediğini, davalı tarafın ayıbı gidermeye yönelik üzerine düşenleri yapmadığını, televizyondaki ayıp nedeniyle mağdur olduğunu ileri sürerek; ayıplı malın ayıpsız misli ile değiştirilmesine, 1.000,0TL manevi tazminat ile 239,45TL noter giderinin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, 26.03.2015 tarihli celsede manevi tazminat talebinden feragat etmiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir....
Mahkemece, dava açıldıktan sonra oluşan zararın ıslah dilekçesiyle davaya dahil edilerek davalılardan tahsilene karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 3-Manevi tazminat yönünden ise, B.K.’nun 49. maddesi hükmü uyarınca, manevi tazminata hükmedilebilmesi için; kişilik hakkının hukuka aykırı bir şekilde zarara uğraması gerekmekte olup, davacının kişilik hakkının zarara uğraması söz konusu olmadığından manevi tazminat talebinin reddi gerekmektedir. Mahkemece bu hususlar gözetilerek manevi tazminat talebinin tümden reddi gerekirken yazılı gerekçe ile kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulmasını gerektirir. Yerel mahkeme kararının yukarıda ikinci ve üçüncü bentte açıklanan gerekçelerle bozulması gerekirken, zuhule dayalı olarak onandığı hususu bu defa yapılan inceleme ile anlaşıldığından davalıların bu yönlere ilişkin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ....
Her iki tarafın tacir olması ve satışın ticari nitelikte olması nedeniyle uygulanması gereken 6102 sayılı TTK'nın 23/1-c. maddesine göre; '' Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.'' 6098 sayılı TBK'nın223. maddesine göre; ''Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır....
hususlarda bilirkişi görüşü de alınmak suretiyle davanın kabulü ile aracın ayıpsız misli ile değişimine ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....
Davada, davalı yüklenici tarafından yapılan bazı işlerin sadece ayıplı olduğu ve bazı işlerin ise eksik yapıldığı ileri sürülerek 10.000,00 TL eksik ve kusurlu işler bedelinin; 20.000,00 TL de manevi tazminatın davalıdan tahsili istenmiş; 09.07.2009 tarihinde davacı vekilince dava ıslah edilmiş ve maddi tazminat davasının konusu olan tazminat miktarı 86.840,00 TL'ye yükseltilmiştir. Ayıp, bir mal ya da eserde sözleşme veya yasa hükümlerine göre normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır. Eksik işler ise, yanlar arasındaki sözleşme gereğince, yapılması gereken işlerin hiç yapılmamasıdır. Özetle, ayıplı işler yapılan işlerdendir; eksik işler ise, yapılmayan işlerden sayılmaktadır. 818 Sayılı BK'nın 360. maddesi hükmü gereğince, yapılan şey iş sahibinin kullanamayacağı ve nısfet kurallarına göre kabule zorlanamayacağı ölçüde kusurlu veya sözleşmeye önemli ölçüde aykırı olursa iş sahibi, bu eseri kabulden kaçınabilir....