Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının ayıplı malın bedel iadesi talebiyle birlikte tamirattan doğan maddi ve manevi zararının giderilmesini talep ettiği görülmüş, davacının 10.000,00 TL maddi tazminat talebinin neden kaynaklandığının bildirilmediği ve zarar kalemlerinin açıklanmadığı, maddi tazminata dayanak olan herhangi bir belge veya bilginin dosyaya sunulmadığı tespit edilmiştir. Dava tarihi itibarıyla yürürlükte olan Türk Borçlar Yasasının manevi tazminatı düzenleyen 56. Maddesinde " Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. " kişilik hakkının zedelenmesi başlıklı 58. Maddede " Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir....

Tüm bu anlatım karşısında davacı kadının yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminatları, yoksulluk nafakası ile ortak çocukları yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarları ile zina sebebine dayalı taleplerinin kabulü gerektiğine ilişkin istinaf başvurularının kabulüne, sair istinaf başvurularının esastan reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; A)Davacının maddi ve manevi tazminat, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarı ile zina sebebine dayalı boşanma taleplerinin kabulü gerektiğine ilişkin istinaf taleplerinin HMK'nın 353/1- b/2 maddesi uyarınca KABULÜ ile, ANKARA BATI 1....

Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, elatmanın önlenmesi, haksız fiil nedeniyle meydana gelen maddi ve manevi kayıp ile ayıplı mal satışından kaynaklanan zararın tazmini ve kira kaybı nedeniyle tazminat isteğine ilişkindir. Davacı vekili, davacının dava konusu 278 ada 10 parsel sayılı taşınmazı 22/02/2000 tarihinde davalı Hazine'den ihale yoluyla satın aldığını, arsa üzerine 2001-2002 yıllarında ev inşa ettiğini, 17/01/2008 tarihinde arsadan davalı ......

    - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasındaki 6 adet traktör römorku satışı gereğince müvekkilinin davalıya 5.000,00 TL. nakit ödeme yaptığını, 27.000 TL: değerinde senet imzalayıp verdiğini, bakiye 7.000 TL: borcunda malın tamamen teslim edilmesi sırasında ödeneceğinin kararlaştırıldığını, römorkların dört adetinin teslim edildiğini, ikisinin teslim edilmediğini, teslim edilenlerin de ayıplı olduğunu, ayıplı malın değiştirilmesine yönelik telefon görüşmelerinden sonuç alınamayınca 05.08.2008 tarihli ihtarın davalıya gönderildiğini, ancak yine sonuç alınamadığını, müvekkilinin ticari itibarının zedelendiğini, beklediği karı elde edemediğini ileri sürerek taraflar arasındaki sözleşmenin feshine, nakit ödenen 5.000 TL'nin 01.05.2008 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline 27.000 TL.'lik senedin iadesine, 10.000 TL. maddi, 5.000 TL. manevi tazminatın faizi ile birlikte tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, ayıplı maldaki ayıbın üretim hatası olduğu, davacının değişim talebinde haklı olduğu, ayıplı araç üzerinde bulunan aksesuarlar ile oto teyp ve hoparlör sistemlerinin iadesinin gerektiği, maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden ise maddi tazminat talebine ilişkin talebini ispat edemediği, manevi tazminat talebi yönünden ise ayıplı mal satımı nedeniyle oluşan zarar, davacının iç huzurunu bozacak bir nitelikte olgu olmadığından manevi tazminat istemi kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, aracın yenisi ile değişimine, araç aksesuarlarının iadesine, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir....

        Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, 1-) Davacının işgücü ve kazanç kaybı sebebine dayalı 1.000,00 TL maddi tazminat talepli davasını 04/09/2013 tarihli celsede takipsiz bıraktığı ve üç ay içinde yenilemediği anlaşıldığından; işgücü ve kazanç kaybı sebebine dayalı 1.000,00 TL maddi tazminat talepli davanın 6100 sayılı HMK md. 150 uyarınca açılmamış sayılmasına, 2-) Davacının kaza sonucu aracında oluşan hasar sebebine dayalı maddi tazminat davasının kısmen kabulüne, araçtaki hasar nedeniyle belirlenen 5.000,00 TL maddi tazminatın yasal faiziyle birlikte tüm davalılardan (davalı ... şirketinin poliçe limitiyle sorumlu olması kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya ödenmesine, yasal faizin davalılar ... ve ... bakımından kazanın gerçekleştiği 20/09/2006 tarihinden, davalı ...bakımından ise dava tarihi olan 27/09/2011 tarihinden itibaren işletilerek hesaplanmasına, davacının fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin reddine, 3-)Davacının,...

          Kişilik haklarının zarar görmediği hallerde, eylem hukuka aykırı olsa dahi manevi tazminata hükmedilmesi olanaklı değildir. Somut olayda, ürünlerin ayıplı olması nedeniyle davacının kişilik haklarının zarar gördüğü kabul edilemez. Mahkemece, olayda manevi tazminat koşullarının bulunmadığı dikkate alınarak bu kalem yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. 3-Bedel iadesine karar verilen davada, bilirkişi raporuna ve Mahkeme kabulüne göre imalat hatası ayıplı ürünlerin davacının ihtarnamesine rağmen davalı firma tarafından alınmadığı ve karar tarihi itibarıyla davacıda olduğunun anlaşılması karşısında; bu ürünlerin iadesine ve iade tarihinden itibaren faize karar verilmesi gerekirken iade konusunda karar verilmemesi ve dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

            saf isopronol olacağına ilişkin taraflar arasında bir anlaşma olmayıp, ürünün ayıplı olduğundan bahsedebilmek için ürünün taraflar arasında anlaşılan kriterlerinin davalı-karşı davacı tarafından ortaya koyulması gerektiğini, Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; ''davacının %99,9 saf isopropanolden oluşan ürünü davalıya teslim etmesi gerekirken satmış olduğu ürünün %50 methanol %50 isopropanol içerdiği, dolayısı ile ayıplı olduğu'' nun belirtildiğini, yerel mahkemece de bu tespite atıf yapılarak ürünün ayıplı olduğuna kanaat getirildiğini, ayıplı malın kanundaki tanımının; ''Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır'' şeklinde olduğunu, dolayısı ile bir malın ayıplı olduğundan bahsedebilmek için anlaşılan özellikleri taşımamış olması gerktiğini, müvekkilinin davalıya % 100 saf isopropanolden oluşan ürün satacağı konusunda...

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: HMK'nun 355 maddesi uyarınca, yapılan inceleme sonucunda; Dava, yüklenici ile tüketici arasındaki taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklı, eksik ifa ve ayıp iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemlidir....

            Uyuşmazlık noktası ise dava konusu faturaya ilişkin malın ayıplı olup olmadığı ve bu ayıptan davacının sorumlu olup olmadığına ilişkindir. Yukarıda ayrıntılı olarak belirtildiği üzere satıcı satılan maldaki ayıptan sorumludur. Ancak bu sorumluluğun doğması için TTK ve TBK’da ayıp ihbar süreleri düzenlenmiştir. Satışa konu malın açıkça ayıplı olması halinde teslimden itibaren 2 gün, açıkça ayıp olduğu belli değil ise 8 gün, ayıp gizli ayıp niteliğinde ise ayıbın ortaya çıktığı andan itibaren makul sürede satıcıya ayıp ihbarında bulunulması gerekmektedir. Somut olayda davalı kendisinin -----isimli ürün satın aldığını ancak davacı tarafından teslim edilen ürünün satın alınan bu ürün olmadığını iddia etmektedir. Dava konusu ürünün çuvallar içerisinde ağzı kapalı şekilde olması nedeniyle teslim anında ayıbın varlığının tespit edilmesi mümkün değildir. Davalı malın ayıplı olduğunu ancak dava konusu malın içerisinde bulunduğu çuvalın açılması veya kullanılması esnasında öğrenebilecektir....

              UYAP Entegrasyonu