Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

K A R A R Davacı, 23/10/2014 tarihinde marketten bir adet ... marka 250 ml'lik şişedeki meşrubatı satın aldığını, şişe içerisinde bir cisim bulunduğunu ve bundan dolayı tiksinti yaşadığını, malın ayıplı olduğunu, 06/11/2014 tarihinde davalı tarafa ihtarname gönderdiğini fakat, taleplerinin davalı tarafından reddedildiğini, maddi ve manevi zarara uğradığını ileri sürerek ayıplı mal olan 250 ml'lik meşrubat bedeli 2,00 TL maddi tazminat ile 80.000,00 TL manevi tazminatın 23/10/2014 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacı tarafından satın alınan şişenin içinde yabancı bir cismin üretim aşamasında bulunmasının mümkün olmadığını, bunun sonradan müdahale ile yapılmış olabileceğini, manevi tazminat şartlarının oluşmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş; davacı, tarafın istinaf başvurusu ... Bölge Adliye Mahkemesi 19....

    Davalı vekili, müvekkilince satılan malın ayıplı olmadığı gibi, ayıp ihbarının da süresinde yapılmadığını bildirerek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davacı yanca davalıdan satın alınan malzemelerin gizli ayıplı olduğunun kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 40.070.84 YTL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya dair talep ile maddi tazminat ve koşulları oluşmayan manevi tazminat istemlerinin ise reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenlerden alınmasına, 17.06.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Somut olayımızda; davacının şahsiyet haklarına bir saldırı bulunmadığının açık olduğuna göre; davaya konu satış sözleşmesine konu aracın ayıplı olmasının şahsiyet haklarına saldırı niteliğinde olmadığı, manevi tazminat koşullarının bulunmadığı dikkate alınarak, manevi tazminat isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      "İçtihat Metni" -K A R A R- Uyuşmazlığın, malın ayıplı olması nedeniyle meydana gelen trafik kazası sonucu manevi tazminat istemine ilişkin bulunmasına göre, kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. Buna göre; temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesi ile Başkanlar Kurulu’nun 19.01.2015 gün ve 8 sayılı kararı uyarınca Dairemiz görev alanı dışındadır. Dosyanın inceleme yerinin belirlenmesi için 11 Nisan 2015 Tarihli ve 29323 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik Yargıtay Kanununun 60/II. fıkrası uyarınca dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu’na GÖNDERİLMESİNE, 02/06/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        -------- bedelinin ödenmediğini, ödememe sebeplerinin de bu malların ayıplı olması olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini, sattığı malların ayıplı olduğunu bile bile icra takibi yapan davacıdan %20 kötü niyetli takip tazminatı tahsiline karar verilmesini talep etmiş; Ayrıca, davacı tarafından satılıp da ----- adedi ayıplı olan bu------- dolayı müvekkilinin müşterilerine karşı zor durumda kaldığını; itibarının düştüğünü belirterek şimdilik ----maddi tazminatla ------ manevi tazminatın da davacıdan tahsiline karar verilmesini karşı dava olarak talep etmiştir....

          Ayıplı malın neden olduğu zarardan dolayı birden fazla kimse sorumlu olduğu takdirde bunlar müteselsilen sorumludurlar. Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz."hükmü uyarınca tüketici seçimlik haklarından biriyle birlikte tazminat hakkını da kullandığında satıcı ve diğer sayılan kişiler sorumlu olacaktır. somut olayda davalı ... Türk A.Ş ayıplı malın satıcısı olarak sorumlu tutulması gerekirken, bu davalı hakkında mahkemece yanlış değerlendirme sonucu red kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda l. bentte açıklanan nedenlerden dolayı davalının tüm temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerden dolayı temyiz $dilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 110.42 YTL kalan harcın davalı ... Paz. Ltd. Şti'den alınmasına, 3.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Dava, davacının dava dışı 3. bir firmanın fabrika inşaatının zemininde kullanılmak üzere davalıdan satın alınan zemin sertleştirici ürünün ayıplı çıkmış olması nedeniyle bu malı kendi bayiinden satın alan 3. firmanın dava dışı bayice zararının telafi edilmesi nedeniyle dava dışı bayisine ödediği işçilik ve malzeme tazminatının tahsili ile ürünün ayıplı olması nedeniyle manevi tazminat istemine, davalıdan olan cari hesap alacağı ile davalıda bulunan torbaların iadesi ile 10 adet boş irsaliyenin iadesine ilişkindir. Davalı, ayıbın kullanım hatasından kaynaklandığını ileri sürmüştür....

              Mahkemece, teknik konuda görüşüne başvurulan bilirkişi raporu da hükme esas alınmak suretiyle maddi tazminat talebinin kısmen karşılanması yanında davalı tarafça satın alınan malın ayıplı olması nedeniyle davacının kış şartlarında ailesi ile birlikte yolda kalması, ... 'den ...'ya ulaşımda sıkıntılar yaşaması, çekici ile yapılan yolculuğun eziyet halini aldığı, davacının ve ailesinin gerek fiziksel olarak gerekse moral bozukluğu ve üzüntü yaşadıkları göz önünde tutulduğunda, davacının ruhsal bütünlüğünün bundan dolayı bozulduğu, ıstırap çektiği kendisinde manevi anlamda bir zarar oluştuğu gerekçesiyle manevi tazminat isteminin de kısmen kabulü cihetine gitmiş ise de dava konusu olayda manevi tazminatın koşulları oluşmamıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 58.maddesi (eski Borçlar Kanunu 49.md) hükmü uyarınca, manevi tazminata hükmedilebilmesi için, şahsiyet hakkının hukuka aykırı bir şekilde zarara uğraması gerekir....

                Mahkemece asıl ve birleşen davalarda ayrı ayrı maddi tazminatın kısmen kabulü ile, 660 avronun dava tarihinden itibaren devlet bankalarınca bir yıllık mevduata uyguladığı en yüksek faizi ile davalıdan tahsiline, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş,hüküm asıl ve birleşen davaların davacılar ile davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava,Asıl ve birleşen davaların davacıları ile davalı arasında hac görevinin ifa edilmesine ilişkin yapılan hac hizmeti organizasyonundan kaynaklanan, bu hizmetin ayıplı verildiğini ilişkin iddialara dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....

                  İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ayıplı ve eksik ifa iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın zamanaşımı sebebiyle reddine dair hüküm kurulduğu anlaşılmıştır....

                  UYAP Entegrasyonu