Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak; 3213 sayılı Yasanın12/5.maddesine göre "...bu şekilde maden çıkartılması ve/veya sevk edilmesi Devlet malına karşı işlenmiş fiil sayılır. Bu fiili işleyenler adli takibat yapılmak üzere ilgili makamlara bildirilir." hükmü, hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 27621 sayılı, 24/06/2010 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 5995 sayılı Maden Kanunu’nda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 6.maddesiyle 3213 sayılı Maden Kanunu'nun 12.maddesini 5.fıkrasının değiştirildiği, buna göre; "Ruhsatı olmadan veya başkasına ait ruhsat alanı içerisinde üretim yapıldığının tespiti halinde sevk edilen madene el konulur....

    Davalı maden ruhsatı ile faaliyette bulunmuş olmakla birlikte, davaya konu hazine adına kayıtlı bulunan yerleri kullanabilmek için davacıyla anlaşıp kiralama yapmış veya izin almış değildir. Mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, 3213 Sayılı Maden Kanunu'nun 46. maddesinde değişiklik yapılmasından önceki döneme ait kullanım bedeli talep edebileceğinden mahkemece bu döneme ait gerekli hesaplamalar yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken…” (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi E. 2016/7324 K. 2017/75 T. 9.1.2017) “…Somut olayda, davalı maden ruhsatı ile faaliyette bulunmuş olmakla birlikte, dava konusu devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yeri kullanabilmek için davacıyla anlaşıp kiralama yapmış veya izin almış değildir....

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, verimli tarım topraklarının maden sahaları nedeniyle kullanılamaz duruma gelmesinin bölge geneli itibarıyla istihdam, gelir ve arazi kayıplarını gündeme getireceği, verimli toprakların sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde maden arama faaliyetlerinde kullanılmaması gerektiği, alanın 1/100.000 Çevre Düzenleme Planında orman alanına, yola, mera alanına ve kırsal yerleşim alanına isabet ettiği, bu alanın maden arama sahası olarak ihaleye açılmasının kamusal yarar ve hukukla bağdaşmadığı, Eskişehir'de hangi madenlerin aranacağı ya da işletileceğinin belirsiz olduğu, yine bu sahaların mera mı, orman mı, tarım alanı mı, doğal ya da arkeolojik sit alanları ya da su havzaları olup olmadıkları hakkında hiçbir bilginin bulunmadığı ileri sürülmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir....

      TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, verimli tarım topraklarının maden sahaları nedeniyle kullanılamaz duruma gelmesinin bölge geneli itibarıyla istihdam, gelir ve arazi kayıplarını gündeme getireceği, verimli toprakların sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde maden arama faaliyetlerinde kullanılmaması gerektiği, alanın bir kısmının tarım alanına, bir kısmının da mera alanına isabet ettiği, bu alanın maden arama sahası olarak ihaleye açılmasının kamusal yarar ve hukukla bağdaşmadığı, Eskişehir'de hangi madenlerin aranacağı ya da işletileceğinin belirsiz olduğu, yine bu sahaların mera mı, orman mı, tarım alanı mı, doğal ya da arkeolojik sit alanları ya da su havzaları olup olmadıkları hakkında hiçbir bilginin bulunmadığı ileri sürülmektedir....

        İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davalı idarenin ormanlık alanda kalan, Çevre ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü Kadastro ve Mülkiyet Dairesi Başkanlığının … tarih ve … sayılı maden işletilmesine muvafakat verilmesine ilişkin olur kapsamında kalan ve davacı şirketin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğünce düzenlenen 01.04.2026 tarihine kadar geçerli maden işletme ruhsatı uyarınca işlettiği 62.675,95m2'lik açık işletme izin alanındaki 58.685,70m2'lik alanda kalan faaliyetlerin tamamlandığından iptali, geriye kalan 3.988,39m2'lik alan içerisindeki faaliyetlerinin maden işletme izin süresi sonuna kadar devam ettirilmesi, faaliyetin tamamlandığı ormanlık alana ilişkin izin irtifakının iptal edilerek bahse konu teminatın 3.988,39m2'lik izin iptal tarihinden sonrası için iadesi talebiyle yapılan başvurunun değerlendirilmesinde davalı idarenin takdir yetkisinin bulunduğu açık olmakla birlikte, yapılan faaliyetin niteliğine göre faaliyetin...

          Yukarıda belirtilen Maden Kanununun 31. maddesinin değerlendirilmesinden, iş riski yüksek olan maden sahalarında yapılacak madencilik faaliyetlerinin can ve mal emniyeti ile kazaların en aza indirgenmesi amacıyla maden ruhsat sahalarındaki işletme faaliyetlerinin maden mühendisi nezaretinde yapılmasının zorunlu kılındığı anlaşılmıştır. Madencilik faaliyetini yürüten maden işçilerinin can güvenliği ve maden işletmesinin çevre yönünden taşıdığı tehlike dikkate alınarak, maden ruhsat sahalarındaki işletme faaliyetlerinde asgari bir maden mühendisinin daimi olarak istihdamı ve işletme faaliyetinin maden mühendisinin gözetiminde yapılması konusunda bir istisna öngörülmemiştir. Nitekim bu durum, maddede maden ruhsat sahalarındaki işletme faaliyetlerinin, maden mühendisi nezaretinde diğer bir ifade ile gözetiminde yapılmasının zorunlu olduğu lafzı ile ortaya konulmuştur....

            Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava görevsiz mahkemede açıldığını, Bursa Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, görev yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, Maden Kanunun ve Yönetmeliği gereği davacının 25/12/2012 tarihinde maden arama ruhsatını davalıya devretmesiyle beraber bütün hak ve vecibeler davalıya geçtiğini, maden arama ruhsatı 3 yıllı süre sebebiyle kendiliğinden hükümsüz hale geldiğinden ruhsat sahasında yegane hak sahibi devletin olduğunu, maden arama sahasında mühendislik firmasında hizmet alınarak ve onun nezaretinde 4-5 ay aralıksız sondaj ve karot çalışmaları yapıldığı, işinde uzman başka bir mühendislik firması ile anlaşılarak sahanın tamamında elektro sondaj çekildiğini, arama çalışmaları sırasında davacı şahıs sık sık gelerek bilgi sahibi olduğunu, Denizli Noterliğinin 3760 yevmiyeli ihtarnamesiyle işbu sözleşmeyi tek taraflı feshettiği beyan edilmiş bulunduğu, davacının bir gün sonra yanılma sebebiyle feshettiği sözleşme için neden...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki uyuşmazlık, maden arama ruhsatı devir sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. Ancak dosya içerisinde daha önce Yargıy 13. Hukuk Dairesi'nce verilmiş görevsizlik kararı bulunduğundan dosyanın Başkanlar Kurulu'na sunulmak üzere Yargıtay Birinci Başkanlığı'na gönderilmesine karar verilmiştir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle Dairemizin görevsizliğine, dosyanın Başkanlar Kurulu'na sunulmak üzere Yargıtay Birinci Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 13.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Davacı tarafından, Eskişehir ili, Yunus Emre ilçesi sınırlarında ER:… sayılı maden ruhsatı müracaatının reddine ilişkin … tarih ve … sayılı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü işleminin iptaline karar verilmesi istenilmiştir....

                  Bu fiili işleyenler adli takibat yapılmak üzere ilgili makamlara bildirilir." hükmü, suç tarihinden önce yürürlüğe giren 27621 sayılı, 24/06/2010 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 5995 sayılı Maden Kanunu’nda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 6. maddesiyle 3213 sayılı Maden Kanunu'nun 12. maddesini 5. fıkrasının değiştirildiği, buna göre; "Ruhsatı olmadan veya başkasına ait ruhsat alanı içerisinde üretim yapıldığının tespiti halinde sevk edilen madene el konulur....

                    UYAP Entegrasyonu