Davacılar vekili dava dilekçesinde, TTK’nın haksız rekabete ilişkin hükümleri uyarınca fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak kaydı ile 500.-TL maddi ve 30.000.-TL manevi tazminat ile davalının elde etmesi mümkün görülen 500.-TL menfaat karşılığının iadesini talep etmiştir. Haksız rekabet özünde bir haksız fiil olduğundan, haksız fiiller hakkında geçerli olan ispat kuralları haksız rekabet sebebiyle açılan maddi tazminat davasında da geçerlidir. Buna göre, zararı ispat etmek davacıya düşer (BK m.42/I). Bu nedenle, TK m.58/I-d hükmüne dayanılarak açılacak maddi tazminat davasında da, haksız rekabet eylemi ile zarar arasındaki illiyet bağını ve zararın miktarını ispat etmek davacıya aittir. Haksız rekabet tazminatının tayininde TTK. nun 58/d hükmü uyarınca davacının uğradığı zararın göz önüne alınması gerekir....
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Dava, haksız rekabet oluşturan eylemlerin önlenmesi, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, haksız rekabetin önlenmesi yanında maddi tazminat da talep etmiştir. TTK’nın 58. maddesinde haksız rekabet fiilinden zarar görenin maddi tazminat da talep edebileceği hükme bağlanmıştır. Mahkemece maddi zararın varlık ve miktarının ispatlanmadığı gerekçesiyle davacı tarafın maddi tazminat istemi ret edilmiştir. Ancak, davalının haksız rekabette bulunduğu mahkemece uyulan bozma ilamında açıkça kabul edilmiştir. Davacının, bu eylem nedeniyle zarara uğradığı da sabittir. Zarar miktarını ispat davacıya düşmektedir....
Ceza Dairesinin 24.09.2012 tarihli ilamıyla dava zamanaşımı sebebiyle TCK'nın 102/4, 104/2. maddeleri gereğince ortadan kaldırılmasına ve nakil aracının iadesine hükmedildiği, davacının buna dayanarak söz konusu araca el konulması sebebiyle maddi yönden zararının giderilmesi için bu davayı açtığı anlaşılmakla; Haksız el koyma işleminin gerçekleştiği, tarihte yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanunun 1. maddesinin 6. fıkrasında hangi hallerde tazminat istenebileceğinin tahdidi şekilde sıralandığı ve anılan Kanunun 1. maddesi kapsamında haksız el koyma nedeniyle tazminat isteme konusunda düzenleme bulunmadığı, 466 sayılı Kanunun 1. maddesi hükmü nedeniyle haksız el koyma nedeniyle tazminat istenemeyeceği gerekçesi yerine, elkoyma işleminin yapıldığı tarihte yürürlükte olmayan 5271 sayılı CMK'nın 144/1-c maddesi gereğince değerlendirme yapılarak davanın reddine karar verilmiş olması gerekçesi itibariyle yanlış, sonucu...
Borçlar Kanununun 60. maddesi "haksız fiil nedeniyle tazminat davasının zararın ve sorumlunun öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl, her halde zararı doğuran olayın gerçekleşmesinden itibaren on yıllık sürede zamanaşımına uğrayacağını" düzenlemektedir. Haksız fiil aynı zamanda suç teşkil eden bir eylem ise ve Ceza Kanunu’nda daha uzun zamanaşımı süresi öngörülmüşse haksız fiil sorumluluğunda da bu uzun zamanaşımı süreleri uygulanır.6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 72. maddesinde ise tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı süresinin uygulanacağı açıkça düzenlenmiştir. Davaya konu olayda; davalının eylemi suç teşkil etmekte olup, mahkeme gerekçesinde de ceza mahkemesi kararına açıkça atıfta bulunulmuştur....
Manevi tazminat, kişilik haklarına yapılan haksız saldırı nedeniyle, saldırının oluşturduğu zarardan doğan etkilerin, maddi bir karşılık ödetilmek suretiyle bertaraf edilmesini ve zarar görenin manevi yönden tatmin edilmesini amaçlamaktadır. Manevi tazminatın amacı, zarara uğrayanda manevi huzurun gerçekleşmesini temin etmektir. Manevi tazminatın belirtilen bu özellikleri dikkate alındığında, zarar görenin davranışlarının manevi zarara yol açan haksız eylemin gerçekleşmesine olan etkisinin, ancak tazminat miktarının belirlenmesinde rol oynayabileceği (tazminat talep hakkını tamamen ortadan kaldırmayacağı) açık olup, davacının kendi davranışlarının, iddia edilen zararın oluşumunda başlıca etken olduğuna ilişkin gerekçe yerinde olmamıştır. Diğer yandan; haksız fiil nedenine dayanan manevi tazminat istemi bakımından, haksız eylem ile zarar arasında illiyet bağının bulunması gerekir. Uygun illiyet bağının bulunmadığı durumda, eylemin haksızlığı, tazmin borcunu doğurmaz....
Mahkemece, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne; maddi tazminat isteminin ise reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar vekili, davalının davacıları yaraladığını ve onlara hakaret ettiğini, ceza yargılaması sonunda mahkum olduğunu belirterek davalının haksız eylemleri nedeniyle davacıların işlerini yapamadıklarından geçici iş gücü kaybı, hastaneye gidip gelmek için yaptıkları ulaşım giderinden dolayı maddi tazminat ile manevi zararlarının giderilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur....
İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO:2022/6 Esas KARAR NO:2022/17 DAVA:Tazminat (Haksız İhtiyati Tedbirden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ:19/01/2022 KARAR TARİHİ:21/01/2022 Mahkememize tevzii edilen Tazminat (Haksız İhtiyati Tedbirden Kaynaklanan) davasının yapılan incelemesi sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA:Davacılar vekili dava dilekçesinde; Davalı ... ... .... Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi ......
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Asıl dava, tasarıma tecavüzün tespiti, meni ve bundan kaynaklı maddi ve manevi tazminat ile haksız rekabetin tespiti, meni ve bundan kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece, haksız rekabetin tespiti ve önlenmesine, maddi ve manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne, tasarımla ilgili taleplerin reddine karar verilmiştir....
Ceza Dairesinin 13.09.2012 tarih, 2008/4814 Esas, 2012/22897 Karar sayılı ilamı ile sanıklar (davacılar) hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verilmiş olmasının yanında haksız el koyma işleminin gerçekleştiği, tarihte yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanunun 1. maddesinin 6. fıkrasında hangi hallerde tazminat istenebileceğinin tahdidi şekilde sıralandığı ve anılan Kanunun 1. maddesi kapsamında haksız el koyma nedeniyle tazminat isteme konusunda düzenleme bulunmadığı, 466 sayılı Kanunun 1. maddesi hükmü nedeniyle haksız el koyma nedeniyle tazminat istenemeyeceği gerekçesi yerine elkoyma işleminin yapıldığı tarihte yürürlükte olmayan 5271 sayılı CMK'nın 144/1-c maddesi gereğince değerlendirme yapılarak davanın reddine karar verilmiş olması gerekçesi itibariyle yanlış, sonucu itibariyle doğru kabul edilmiş, davanın tümüyle reddedilmiş olması karşısında davalı hazine lehine her davacı aleyhine...
Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tazminat istemine ilişkindir. ... ... ... Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın aile hukukundan kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... ...Aile Mahkemesi ise davacının talebi irdelendiğinde haksız fiile dayanan tazminat istemine ilişkin olduğu, evlilik dışı birliktelik durumunda davalıların iddia edilen bu eylemde müteselsilen sorumlu olduğu, uyuşmazlığın nitelendirilen bu vasfına Aile Hukukundan kaynaklanmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Somut olayda, davacının manevi tazminat isteği, boşanma davası açılmadan kişilik haklarına saldırı sebebiyle manevi tazminat isteğine ilişkindir. Davacı, davalının kendisini aldattığını ileri sürerek davalıdan manevi tazminat talep etmektedir....