Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet 2008/15886-2009/6294 satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta dava, davacının kamyonculuk ve nakliyecilik yapması nedeniyle aracı için satın aldığı lastiklerin ayıplı olması nedeniyle tazminat istemine ilişkin olup,davacının ticari faaliyetinden dolayı satın alması nedeniyle, davacı ile davalı arasında 4077 sayılı yasa kapsamında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. 4077 sayılı yasanın 23. maddesi bu kanunu uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir....
-Teslim edilen eserin ayıplı olması halinde iş sahibinin kullanacağı haklar 818 sayılı BK’nın 360. maddesinde sözleşmeden dönme, ücret indirimi, eserin tamir ve ıslahı olarak sayılmıştır. Davacı iş sahibi dava dilekçesinde seçimlik hakkını sözleşmeden dönme olarak kullanmış, ödediği bedelin istirdadı ile ödemediği bedel yönünden borçlu bulunmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davacı daha sonra verdiği ıslah ve açıklama dilekçelerinde asıl davadaki bu taleplerinden vazgeçmeksizin kâr mahrumiyeti, cezai şart ve manevi tazminat istemlerinde bulunmuştur. Mahkemece bilirkişi kurulundan rapor ve iki kez ek rapor alınmış, 30.....2008 tarihli kök raporda sözleşme konusu makinenin davacı yanca üretime geçirilemediği, makinenin davacının beklediği amaca hizmet edemediği, bu haliyle ayıplı sayılması gerektiği belirtilmiştir....
Mahkemece, dava zamanaşımına uğradığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, ayıplı mal nedeni ile maddi ve manevi tazminat talebinin tahsiline yöneliktir. Mahkemece 4077 Sayılı Yasa uyarınca ayıplı mal nedeni ile her türlü zarardan dolayı yapılacak taleplerin 3 yıllık zamanaşımına tabii olduğu belirterek davanın reddine karar verilmiştir. 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde "Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar" hükmüne yer verilmiştir....
Mahkemesince, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davalının taahhüt ettiği hizmetin ayıplı hizmet kapsamında değerlendirilemeyeceği, bu bakımdan 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunundan kaynaklanan ayıplı hizmet nedeniyle sorumluluk şartlarının oluşmadığı, davalı tarafın uçuşun gecikmesinden kaynaklanan kusurunun bulunmadığı, gecikmenin tamamen uçuş kapısı değişikliğinden ileri geldiği, Sivil Havacılık Yönetmeliğince davalı şirketin gecikmeden kaynaklı kusursuz sorumlu olarak sadece makul ölçüde sıcak ve soğuk içecek servisi yükümlülüğü olduğu, zararın karşılanması yönünde maddi veya manevi tazmini gerektiren bir sorumluluğunun düzenlenmediği, davalının hizmeti haksız fiil kapsamında değerlendirilemediğinden 6098 Sayılı TBK 49 maddesinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklı tazminat yükümlülüğünün doğmadığı, kusursuz sorumluluk halinin de bulunmadığı, ayrıca davacının annesi ve kendisi adına ayrı ayrı 15.000TL tazminat talebinde bulunmuş olup davacının davada davacı sıfatıyla...
KARAR Davacı, tatilini geçirmek üzere davalılar ile iki ayrı sözleşme imzalandığını,sözleşmeye konu odaların deniz manzaralı ve yan yana olması hususunu satış temsilcisine ilettiğini ,sözleşme bedeli olan 4.032 TL'yi ödediğini,tatilini kullanmak için tesise gittiğinde biri denize, biri karaya bakan iki oda hazırlandığını öğrendiğini,sözleşmeye göre her iki odanın deniz manzaralı ve yan yana olması gerektiğinin otel yetkililerine iletilmesine rağmen bu yanlışlığın düzeltilmemesi nedeniyle otelden ayrılmak zorunda kaldıklarını,daha sonra davalı tarafça sözleşme bedelinden 1.152 TL'nin kendilerine iade edildiğini belirterek davalı tarafların ayıplı hizmet vermesi nedeniyle iade edilmeyen bakiye 2.880 TL, ...-bodrum arası araç yakıt bedeli olarak 500 TL,yaşanılan mağduriyet nedeniyle nedeniyle 3.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiştir....
HUMK’nun 76.maddesi hükmü uyarınca iddia ve delilleri bildirmek taraflara, hukuki tavsifi yapmak ise hakime ait olup, davacının gerek dava dilekçesi ve gerekse yargılama sırasındaki dilekçelerinden taşınmazın hukuki ayıplı hale gelmesi nedeniyle taşınmazın raiç değerini tazminat olarak istediği duraksamaya yer vermeyecek şekilde açık ve belirgindir. Davacı talep ettiği tazminat miktarını açıklarken taşınmazın ayıplı değerini tenzil etmemiştir. Yani davacı B.K.’nun 202.maddesi gereği fesih hakkını kullanmıştır. Zapta karşı tekeffül veya hukuki ayıba dayalı sözleşmeden cayma iradesi ile acılan davalarda davacının mahkemeden elindeki ayıplı malı karşı tarafa iade talebinde bulunması koşulu aranmamakta, feshin şartları gerçekleşti ise hakimin resen ayıplı malı satıcıya iadesine karar vermelidir. Tüm Yargıtay daireleri ve Dairemizin istikrarlı inançları da bu yöndedir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, ayıplı hizmet iddiasına dayalı tazminat davasıdır. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davacı vekili müvekkilinin aracının arızalanması nedeniyle davalı şirketin işlettiği servise başvurduğunu ancak burada hatalı tamirat yapıldığını ve aracının daha çok zarar gördüğünü belirterek tazminat talebinde bulunmuş; Davalı vekili ise davanın reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davada tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilerek usulden davanın reddine karar verilmiştir....
kullanılan bazı parçaların orijinal olmaması nedeniyle onarımın gizli ayıplı olduğu; davacı ----------- cari hesap borcu olarak diğer borçlarla birlikte parça parça ödenen 23.600 TL onarım bedelinden 16 ve 27.241 km yararlanma bedeli karşılığı onarım bedelinin yaklaşık %10 kısmına denk gelen 2,360 TL kısmının mahsubundan sonra kalan 21.240 TL kısmını talep edilebileceği; davacının eser sözleşmesinin ayıplı ifasına dayalı tazminat talep ettiği, teknik incelemede tespit edilen zararını talep edebileceği, ayıp ihbarı aynı zamanda temerrüt ihtarı niteliğinde olmadığından davacının ayıp ihbar tarihinden itibaren işlemiş faiz talep etmesinin mümkün olmadığı, " yönünde görüşlerini bildirmişlerdir....
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıya ait aracın muhtelif teknik sorunların giderilmesi için yetkili servis olan davalıya 26/03/2019 tarihinde teslim edildiğini, araç servis işlemleri sonrası teslim edileceği zaman davacıya aracın şanzumanında sorun olduğunun ve 15.000TL - 30.000TL arasında masrafı olduğunun söylendiğini, araçta böyle bir arıza olmaksızın servise teslim edildiğini, arızanın serviste meydana geldiğini, davalının ayıplı hizmet sunduğunu belirterek, ayıplı hizmet nedeniyle şimdilik 33.722,50 TL maddi ve 10.000.00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. II....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi K A R A R Dava, Tüketici Mahkemesinde açılmış 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4/A maddesi gereğince ayıplı hizmet nedeniyle tazminat isteğine ilişkin olup mahkemece de bu yönde hüküm kurulmuştur. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 09.02.2012 tarihli ve 2012/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 18.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....