Anılan kanunun ‘Ayıplı Hizmetten Sorumluluk’ başlıklı 14.maddesi gereğince; ‘sağlayıcı hizmeti sözleşmeye uygun olarak ifa etmekle yükümlü olduğundan sorumluluğu söz konusudur. Kaldı ki, sunulan hizmetin ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz (H.G.K.’nun 19.09.2012 tarih 2012/13-153 E., 2012/598 K. sayılı ilamı). Mahkemece açıklanan bu husus gözardı edilerek, davalı ...Ş. yönünden husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355.maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava; ayıplı mal/hizmetten kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacı tarafça dava dilekçesinde tüpün alındığı bayi işletmecisinin T6 olarak belirtildiği fakat davalı imalatçının kabulünde olduğu üzere de tüpün satımını yapan bayinin T5 olduğu davacının konumu ve tüpün inceleme için satan bayiye teslimine göre söz konusu taraf değişikliğinin 6100 Sayılı HMK'nın 124/3.maddesi kapsamında maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği olarak kabul edilmesi gerektiğinden taraf olmaktan çıkarılan T6 lehine yargılama giderlerinden vekalet ücretine hükmedilmemesinde usule aykırılık görülmemiştir....
ye ait işyerinde benzin yerine motorin ikmali yapıldığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. 6502 sayılı TKHK'nın "Ayıplı hizmet" başlıklı 13. maddesinde; (1) Ayıplı hizmet, sözleşmede belirlenen süre içinde başlamaması veya taraflarca kararlaştırılmış olan ve objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan hizmettir. (2) Hizmet sağlayıcısı tarafından bildirilen, internet portalında veya reklam ve ilanlarında yer alan özellikleri taşımayan ya da yararlanma amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren hizmetler ayıplıdır. " 6502 sayılı yasanın "Ayıplı hizmetten sorumluluk" başlıklı 14. maddesinde; "(1) Sağlayıcı, hizmeti sözleşmeye uygun olarak ifa etmekle yükümlüdür. (2) Sağlayıcı, kendisinden kaynaklanmayan reklam yoluyla yapılan açıklamalardan haberdar olmadığını ve haberdar olmasının da kendisinden beklenemeyeceğini...
Mahkeme, davacı T2'a gerçekleştirilen tedavide bir hizmet kusurunun bulunmadığı, davalının davacı T1'a sundukları hizmette vekil ve hizmet verenden beklenen gerekli dikkat ve özeni göstermedikleri, tedavi ve revizeleri gerektiği şekilde yürütemedikleri, hatalı protez işlemlerinin yapıldığı, davacı T1'ın şikayetlerinin giderilmediği, hizmetin bu hali ile ayıplı olduğu, davacı T1'ın ayıplı hizmetten doğan seçimlik haklarının yanında TBK hükümlerine göre tazminat da talep edebileceği, davacının(Yadigar) sunduğu deliller kapsamında 6.000TL tutarında tedavi faturasının bulunduğu, bunun dışında 35.000TL tedavi bedeli ödediğinin tanıkla ispatının mümkün olmayacağı ancak ispata yarar yazılı delilin de bulunmadığı, davacıların tedavi sürecini birlikte geçirdikleri ve bu süreçte 2.276,80TL yol/seyahat ve 688,23TL konaklama masrafında bulundukları, toplam maddi zararın 8.965,03TL olduğu ,ayrıca davacı T1'a uygulanan kusurlu protez tedavisinin davacıda bedensel zarara yol açtığı, davacının tedavi...
Öncelikle tespit edilmesi gereken husus davacı tarafça teslim edilen işin ayıplı olup olmadığıdır. Teslim edilen işin ayıplı olup olmadığı yönünde bilirkişi Birgül Var'dan rapor alınmış, ek raporlar ile kök rapor arasında çelişki bulunması nedeniyle bilirkişi İsmail Fatih Ormancı'dan rapor alınarak çelişki giderilmiştir. Yukarıda da yazılı olan Yargıtay kararlarından da anlaşılacağı üzere yapılan işin ayıplı olduğu hususunda ispat davalıdadır. Davalı tarafça yapılan işin ayıplı olduğuna dair iddianın yüklenici tarafından kabul edilmemesi halinde mahkemece üzerinde inceleme yaptırılıp, ayıplı olduğu belirlenmeyen ya da iş sahibinin teslimden sonra delil tespiti yaptırmak suretiyle tespit ettirmediği veya resmi makamlarca düzenlenen tutanaklarla tespit edilmeyen ayıplar yönünden eserin ayıplı olarak imâl edildiğinin kabulü ve buna göre hesaplama yapılması mümkün değildir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Tüketici Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı ifa nedeniyle ayıplı malın misli ile değiştirilmesi ve 1.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminat talebinden ibarettir. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Tarih : 28.09.2010 No : 2009/1008-2010/1271 Taraflar arasındaki ayıplı malın değiştirilmesi-tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ... İç ve Dış Tic. AŞ. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, davalı yandan satın alınan bilgisayarın ayıplı olması nedeniyle yenisiyle değiştirilmesi, bunun mümkün olmaması halinde cihaz bedelinin 24.10.2008 tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsili ve ayıplı maldan kaynaklanan zarar nedeniyle 125.00. TL maddi ve manevi tazminatın faiziyle birlikte tahsiline ilişkindir....
Davacı taraf, yüklenicinin ayıplı imalatı nedeniyle zarara uğradığını iddia etmiş ise de, 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 360. maddesi hükmünde belirtilen ayıplı imalâttan kaynaklanan zararın varlığı kanıtlanamadığı gibi, davacının dosyaya sunduğu belgelerdeki masrafların da ayıplı imalâtla bağlantısı bulunmadığından, mahkemece menfi zarar isteminin kabulüne karar verilmesi yerinde değildir. Yine aynı Kanunun 49. madde hükmü uyarınca, manevi tazminat istemi için davacının kişilik haklarının hukuka aykırı şekilde ihlal edilmesi gerekir. Davacı bu hususu da kanıtlayamamıştır. Mahkemece sözleşme ilişkisinin ifa ile sonuçlanmamış olması gerekçesiyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmesi de doğru olmamıştır. Kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat hukukuna ilişkin davada ... 2. Sulh Hukuk ile 2. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, apartmandaki ayıplı imalattan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davanın 12.01.2007 tarihinde 31.400.00.-YTL değer gösterilerek asliye hukuk mahkemesinde açıldığı, davacıların apartmanda kat maliki oldukları, uyuşmazlığın kat mülkiyeti ile ilgisi bulunmadığı, ayıplı imalattan kaynaklandığı ve görevin tesbitinde değerin esas alınması gerektiği anlaşılmaktadır. H.Y.U.Y.'nın 8/1. maddesi gözetilerek dava tarihi ve değeri esas alındığında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 2....
GEREKÇE: Dava, 6502 sayılı Kanun'dan kaynaklanan hizmetin ayıplı olması nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 sayılı Yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı Yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez....