Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

San. ve Tic. A.Ş’ye ait yağların reklamında içerik olarak da kişilik haklarına saldırı oluşturacak şekilde, “tencereye de yakışır, tavaya da” sloganıyla kullanılmış ve bu reklam diğer davalıların sahibi olduğu gazetede yayınlanmıştır. Bu durumda, davacının fotoğrafının izin alınmadan davalılar tarafından ticari amaçlı olarak reklamda kullanılması...’in 86. maddesi ve TMK’nın 24. maddesi kapsamında davacının kişilik haklarına tecavüz teşkil etmekte ve davacının maddi ve manevi tazminat talep hakkı bulunmaktadır. O halde, mahkemece, davacının içinde bulunduğu şartlar göz önüne alınıp gerekli inceleme ve değerlendirme yapılarak davalıların haksız kullanımları karşılığı uygun bir maddi tazminat ile bununla orantılı manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

    tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 22/09/2014 gününde verilen dilekçe ile yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle maddi ve manevi tazminat, yapılan saldırının önlenmesi ve yayın istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, diğer taleplerin reddine dair verilen 08/03/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, internet yoluyla kişilik haklarına yapılan saldırının önlenmesi, maddi ve manevi tazminat ve yayın istemlerine ilişkindir. Mahkemece, manevi tazminata ilişkin istemin kısmen kabulüne, diğer istemlerin reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı vekili; davalıların içerik sağlayıcısı oldukları “www.olay53.com” isimli internet sitesinde “......

      Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kullandığı ifadelerin şiir yazdığını söyleyen davacının şair sıfatına karşı yöneltilmiş bir eleştiri niteliğinde olduğunu, davacıya hakaret etme ve kendisini aşağılama kastı olmadığını, müvekkilinin eleştirisini sert bir dille iletmek istediğini ve benzetme kullandığını, bu üslubun kişilik haklarına saldırı niteliği taşımadığını ve ifade özgürlüğünün kullanımı niteliğinde olduğunu, manevi tazminat miktarı belirlenirken kusur oranı tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve olayın özelliğinin dikkate alınması gerektiğini bu ilkeler incelenmeden manevi tazminat yönünden hüküm kurulduğu, tazminat miktarı yönünden de kararın kaldırılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf sebepleriyle bağlı kalınarak yapılan incelemede; Dava; kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat talebine ilişkindir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat hukukuna ilişkin davada ... Aile ile 2. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; tarafların evli oldukları, açılan boşanma davasının 2004 yılında reddedildiği, davalının eşi için "fuhuş yaparken basıldı" sözleri üzerine manevi tazminat talep edildiği, davanın 20.07.2006 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı anlaşılmaktadır. Dava, Türk Medeni Yasasının 24. maddesine göre kişilik haklarına saldırı ve B.Y.'...

        Davacının manevi tazminatı hak edebilmesi için haksız fiil veya tasarrufun kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunması gereklidir. Kişilik hakları nelerdir: Gerek uygulamada gerekse öğretide belirlendiği gibi kişilik hakları kişinin hayat hakkı, ruh ve beden bütünlüğü, din, vicdan ve düşünce hürriyeti, çalışma hürriyeti, onur, isim, ün, saygınlık, resim, sır gibi korunması gereken kavramlardır. Bu haklar kişiye sıkı sıkıya bağlı mutlak hak niteliğindedir. Bir haksız fiilin veya haksız idari işlemin veya tasarrufun manevi tazminatı gerektirmesi kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması koşuluna bağlıdır. Yine haksız fiilin kişiye yönelik olması da gerekir. Kişiye yönelik olmayan bir tasarrufun veya fiilin kişilik haklarına saldırı oluşturmasının kabulü zordur. Bir idari tasarrufun iptal edilmesi, tek başına davacı lehine manevi tazminat verilmesine yeterli sayılamaz....

          Davacı, davalı tarafından "Gaflet, Delalet, Hıyanet", "Avrupa Birliği Tabuta Çakılan Son Çivi" isimli kitaplarının bazı bölümlerinde ve sahibi olduğu......adresinde 03/11/2004 tarihinden 15/09/2009 tarihine kadar yayınlanan "Mandacı Profesörler", "Altın Vererek İğfal Etmek", ".... Siyonist Korsanlar", "Özür Dileyenler", "Cahillere Avrupa Anayasalarında Ana Dil Kavramı", ".... 13. Ağır Ceza Mahkemesine Duyuru" isimli yazılarıyla kişilik haklarına saldırı oluştuğunu ileri sürerek, davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmasını istemiştir. Davalı taraf ise, yazılarında ve kitaplarında geçen ibarelerin kişilik haklarına saldırı değil; sert eleştiri, basın ve ifade özgürlüğü kapsamında yazılar olduğunu belirterek, istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; dava konusu kitap ve yazılarda geçen ibarelerin bazılarının davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu gerekçesiyle istem kısmen kabul edilmiştir....

            Oysa, Anayasa’nın “Temel Haklar ve Hürriyetlerin Niteliği” başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten başka, 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu da düzenleme altına alınmış bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25. maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı düzenlenmiş, yine 26. maddesinde Adın korunması haksız kullanımı halinde ve haksızlığın niteliğinin gerektirmesi halinde manevî tazminat talep edilebileceği öngörülmüştür....

              Kişisel varlıklar, bedensel ve ruhsal tamlık ve yaşam ile nesep gibi insanın, insan olmasından güç alan varlıklar ya da Kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir. Tekniğin gelişimi ve yaşam koşullarına göre belirlenmiş varlıklar, açıklanan olgularla çevrelendirildiğinde, davaya konu olayın bu çerçeve dışında kalması durumunda manevi tazminat isteği reddedilmelidir.Somut olaya gelince, davalı tarafça sarf edilen ve davaya konu edilen söz ve ifadeler, davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacak nitelikte olmayıp, eleştiri kapsamında değerlendirilmesi gereken beyanlardır....

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 16/07/2010 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 26/09/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2- Davalının diğer temyiz itirazına gelince; Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir....

                  Yine BK.nun 49/1 maddesi "şahsiyet hakkı hukuka 2013/15495-17380 aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir" düzenlemesi bulunmaktadır. BK.nun 98.maddesi delaletiyle haksız fiiller babında yer alan 49.maddesinin sözleşme ilişkilerine de uygulanabileceği konusunda bir duraksama olmamalıdır. Ne var ki, manevi tazminata hükmedilirken şahsiyet haklarına hukuka aykırı şekilde bir saldırının varlığı da aranmalıdır. Sözleşme ilişkilerinde manevi tazminatın kabul edilebilmesi için salt sözleşmeye aykırı davranmak yeterli değildir. Ayrıca sözleşmenin ihlaliyle birlikte kişilik haklarının da (kişinin yaşamı, sağlığı, beden ve ruh tamlığı, düşün uğraşısı, onur ve saygınlığı, resmi ve özel yaşantısı gibi..) ihlali gerekir. Burada kişinin bedensel ve ruhsal ve sosyal bireyliğinin korunması söz konusudur....

                    UYAP Entegrasyonu