Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

(Orhun) vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 21/05/2008 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 30/04/2013 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2) Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....

    "İçtihat Metni" Davacılar diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 15/11/2013 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacılardan ...'un davasının dava şartı eksikliğinden usulden reddine, davacılardan ... ve davasının reddine dair verilen 10/03/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılardan ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davacılardan ...’un davasının dava şartı eksikliğinden usulden reddine, davacılardan ve ...’un davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davacılardan ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya kapsamından davacılardan ...’un karar tarihi itibariyle 18 yaşını ikmal ettiği anlaşılmaktadır....

      Mahkemece, toplanan deliller ve tanık anlatımlarına göre, davalının davacıyı evlenme vaadiyle kandırdığı ve bir çocuk dünyaya getirdiği, bu durumun kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, maddi tazminat isteminin de ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden, davacı ile davalının 2005 yılında tanıştıkları, daha sonra ayrıldıkları, davalının bu süreçte evlendiği ve evli olduğu sırada davacı ile rızaya dayalı birliktelik yaşadığı, bu birlikteliğin sonucunda bir çocuğu dünyaya geldiği anlaşılmaktadır. Davacının, bu olaylar yaşandığı sırada ergin olduğu sabittir. Şu durumda, davacı ile davalının rızaya dayalı birliktelik yaşaması ve davacının da ergin (reşit) olması gözetildiğinde, davalının eylemi kişilik haklarına saldırı teşkil etmediğinden mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken isteminin kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 09/06/2014 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalılardan ... hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine, ... hakkındaki davanın ise kısmen kabulüne dair verilen 17/06/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılardan ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, yayın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir. Davacı; ... ilçesinde serbest Avukat olarak görev yaptığını; davalılardan ... tarafından, ... ve ......

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... tarafından, davalı ... aleyhine 28/06/2004 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 18/09/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir....

            Mahkemece, “manevi tazminata hükmedilebilmesi için kişilik haklarının zarara uğraması gerektiği, kişilik haklarının zarar görmediği hallerde eylem hukuka aykırı olsa dahi manevi tazminata hükmedilmesinin olanaklı olmadığı, hırsızlık nedeni ile uğranılan maddi kaybın sigorta şirketi tarafından karşılandığı zaten manevi tazminat istemine dayanak teşkil etmeyeceği, hırsızlık olayının kişilik haklarına bir saldırı içermediği, dolayısıyla manevi tazminat koşullarının oluşmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacının site içindeki evine hırsız girdiği, toplanan deliller ve tüm dosya mündericatı ile sabittir. Davacının, evine hırsız girmesiyle ruhsal bütünlüğünün bozulduğu, özel hayatına müdahale edildiği ve kişilik haklarına saldırı olduğunun kabulü gerekir....

              Maddesi ve Borçlar Kanunu'nun 49.ve TBK 58. Maddesi gereğince kişisel değerlere saldırı halinde manevi tazminata hükmedilmesi için; a) Kişilik haklarına saldırının bulunması gerekir. b) Saldırının hukuka aykırı olması gerekir. c) Kişinin haksız olan eylemden dolayı manevi zarara uğramış olması gerekir. Bu üç şartın bir arada olması halinde kişinin kişilik haklarına haksız saldırı nedeniyle manevi tazminat sorumluluğu doğabilecektir....

              Mahkemece kabul edilen ve davacı kadın tarafından da temyiz edilmeyen kusur durumuna göre, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda “evi terkeden, eşi ve çocuklarına karşı bakım yükümlülüğünü ihlal eden ” davalı erkek ağır kusurludur. Ne var ki mahkemece belirlenen bu kusur tek başına davacının kişilik haklarına saldırı olarak değerlendirilemez. Bunun dışında, davalıdan kaynaklanan davacının kişilik haklarına saldırı teşkil eden maddi bir olay da mahkemece belirlenmemiştir....

                Bu üç şartın bir arada olması halinde kişinin kişilik haklarına haksız saldırı nedeniyle manevi tazminat sorumluluğu doğabilecektir....

                Davacı, ana muhalefet partisi genel başkanı olan davalının, 22/04/2014 tarihinde partisinin TBMM grup toplantısında hakkında sarfetmiş olduğu gerçek dışı sözlerle kişilik haklarına haksız şekilde saldırıda bulunduğunu iddia ederek, manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, davaya konu ifadelerin eleştiri sınırları içinde sarfedildiğini, kişilik haklarına saldırı mahiyetinde olmadığını beyanla, istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; davalının, davacı hakkında sarf etmiş olduğu sözlerin eleştiri sınırlarını aştığı ve kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamından; davalının, davaya konu söz ve ifadeleri TBMM’de partisinin 22/04/2014 tarihli grup toplantısında ana muhalefet partisi genel başkanı sıfatıyla sarfettiği anlaşılmaktadır....

                  UYAP Entegrasyonu