Davacı, davalı tarafından "Gaflet, Delalet, Hıyanet", "Avrupa Birliği Tabuta Çakılan Son Çivi" isimli kitaplarının bazı bölümlerinde ve sahibi olduğu......adresinde 03/11/2004 tarihinden 15/09/2009 tarihine kadar yayınlanan "Mandacı Profesörler", "Altın Vererek İğfal Etmek", ".... Siyonist Korsanlar", "Özür Dileyenler", "Cahillere Avrupa Anayasalarında Ana Dil Kavramı", ".... 13. Ağır Ceza Mahkemesine Duyuru" isimli yazılarıyla kişilik haklarına saldırı oluştuğunu ileri sürerek, davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmasını istemiştir. Davalı taraf ise, yazılarında ve kitaplarında geçen ibarelerin kişilik haklarına saldırı değil; sert eleştiri, basın ve ifade özgürlüğü kapsamında yazılar olduğunu belirterek, istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; dava konusu kitap ve yazılarda geçen ibarelerin bazılarının davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu gerekçesiyle istem kısmen kabul edilmiştir....
Kişisel varlıklar, bedensel ve ruhsal tamlık ve yaşam ile nesep gibi insanın, insan olmasından güç alan varlıklar ya da Kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir. Tekniğin gelişimi ve yaşam koşullarına göre belirlenmiş varlıklar, açıklanan olgularla çevrelendirildiğinde, davaya konu olayın bu çerçeve dışında kalması durumunda manevi tazminat isteği reddedilmelidir.Somut olaya gelince, davalı tarafça sarf edilen ve davaya konu edilen söz ve ifadeler, davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacak nitelikte olmayıp, eleştiri kapsamında değerlendirilmesi gereken beyanlardır....
A.. aleyhine 27/12/2013 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat ve kararın yayımlanmasının istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 08/07/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz olunmuştur. Davacı, davalının 16/12/2013 tarihinde internet üzerinden ''...'' şeklinde bir tivit attığını, kullanılan ifadelerin kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur....
T.. vekili Avukat Cemil ve diğeri tarafından, davalı-k.davacı S.. K.. ve diğerleri aleyhine 21/04/2011 gününde verilen dilekçe ile asıl davada haksız haciz ve kişilik haklarına saldırı nedeniyle maddi ve manevi tazminat, karşı davada kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 05/03/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı-k.davalı F.. T.. vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA 09/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemenin boşanma sebebi olarak kabul ettiği olaylar, davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı gibi; dosyada kişilik haklarına saldırı olarak kabul edilebilecek erkekten kaynaklanan başkaca maddi bir hadisenin varlığını gösteren bir kanıt da bulunmamaktadır. Bu durumda, Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi koşulları kadın yararına gerçekleşmemiştir. Öyleyse, davacının manevi tazminat isteğinin reddi gerekirken, yazılı şekilde manevi tazminata hükmedilmesi doğru bulunmamıştır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple manevi tazminat yönünden BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 30.11.2015 (Pzt.)...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 16/07/2010 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 26/09/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2- Davalının diğer temyiz itirazına gelince; Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir....
Yine BK.nun 49/1 maddesi "şahsiyet hakkı hukuka 2013/15495-17380 aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir" düzenlemesi bulunmaktadır. BK.nun 98.maddesi delaletiyle haksız fiiller babında yer alan 49.maddesinin sözleşme ilişkilerine de uygulanabileceği konusunda bir duraksama olmamalıdır. Ne var ki, manevi tazminata hükmedilirken şahsiyet haklarına hukuka aykırı şekilde bir saldırının varlığı da aranmalıdır. Sözleşme ilişkilerinde manevi tazminatın kabul edilebilmesi için salt sözleşmeye aykırı davranmak yeterli değildir. Ayrıca sözleşmenin ihlaliyle birlikte kişilik haklarının da (kişinin yaşamı, sağlığı, beden ve ruh tamlığı, düşün uğraşısı, onur ve saygınlığı, resmi ve özel yaşantısı gibi..) ihlali gerekir. Burada kişinin bedensel ve ruhsal ve sosyal bireyliğinin korunması söz konusudur....
Yine BK.nun 49/1 maddesi "şahsiyet hakkı hukuka 2013/15495-17380 aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir" düzenlemesi bulunmaktadır. BK.nun 98.maddesi delaletiyle haksız fiiller babında yer alan 49.maddesinin sözleşme ilişkilerine de uygulanabileceği konusunda bir duraksama olmamalıdır. Ne var ki, manevi tazminata hükmedilirken şahsiyet haklarına hukuka aykırı şekilde bir saldırının varlığı da aranmalıdır. Sözleşme ilişkilerinde manevi tazminatın kabul edilebilmesi için salt sözleşmeye aykırı davranmak yeterli değildir. Ayrıca sözleşmenin ihlaliyle birlikte kişilik haklarının da (kişinin yaşamı, sağlığı, beden ve ruh tamlığı, düşün uğraşısı, onur ve saygınlığı, resmi ve özel yaşantısı gibi..) ihlali gerekir. Burada kişinin bedensel ve ruhsal ve sosyal bireyliğinin korunması söz konusudur....
Hukuk Dairesinin 2015/14186 E, 2017/7147 K, 2015/13649 E, 2017/7182 K, 2014/17625 Esas, 2015/14873 Karar sayılı ilamlarında ve benzer ilamlarda da belirtildiği üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder nitelikte bir hüküm olmadığından hukuk yargıcı yönünden bağlayıcı olmayacağı, ancak mevcut delillerin mahkemece değerlendirilmesi gerektiği yasa gereğidir. Türk Medeni Kanunu'nun 24. Maddesi ve Borçlar Kanunu'nun 49.ve TBK 58. Maddesi gereğince kişisel değerlere saldırı halinde manevi tazminata hükmedilmesi için; a) Kişilik haklarına saldırının bulunması gerekir. b) Saldırının hukuka aykırı olması gerekir. c) Kişinin haksız olan eylemden dolayı manevi zarara uğramış olması gerekir. Bu üç şartın bir arada olması halinde kişinin kişilik haklarına haksız saldırı nedeniyle manevi tazminat sorumluluğu doğabilecektir....
Davacı, davalı ile aralarında görülmekte olan çekişmeli boşanma davası devam ederken, davalının başka bir bayanla facebook hesabından uygunsuz yazışmalarının boşanma davası sırasında bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi üzerine davalının boşanmayı kabul ettiğini, maddi ve manevi tazminat hakları saklı tutularak anlaşmalı olarak boşandıklarını, aile birliği devam ederken davalının sadakat yükümlülüğünü yerine getirmediğini belirterek, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, boşanmanın kesinleşmesinden önce, boşanma davasının devamı sırasında başka bir bayanla güven sarsıcı mesajların davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....