Bu üç şartın bir arada olması halinde kişinin kişilik haklarına haksız saldırı nedeniyle manevi tazminat sorumluluğu doğabilecektir....
Aile Mahkemesi TARİHİ : 27/05/2014 ESAS-KARAR NO : 2013/254-2014/440 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı (koca) tarafından, kusur belirlemesi, nafakalar, maddi ve manevi tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanmaya sebep olan olaylar, kişilik haklarına saldırı niteliğinde ise manevi tazminata hükmedilebilir (TMK m. 174/2). Davalının ortak konut tesis etmemesi ve evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmemesi tek başına davacının kişilik haklarına saldırı olarak değerlendirilemez....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kullandığı ifadelerin şiir yazdığını söyleyen davacının şair sıfatına karşı yöneltilmiş bir eleştiri niteliğinde olduğunu, davacıya hakaret etme ve kendisini aşağılama kastı olmadığını, müvekkilinin eleştirisini sert bir dille iletmek istediğini ve benzetme kullandığını, bu üslubun kişilik haklarına saldırı niteliği taşımadığını ve ifade özgürlüğünün kullanımı niteliğinde olduğunu, manevi tazminat miktarı belirlenirken kusur oranı tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve olayın özelliğinin dikkate alınması gerektiğini bu ilkeler incelenmeden manevi tazminat yönünden hüküm kurulduğu, tazminat miktarı yönünden de kararın kaldırılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf sebepleriyle bağlı kalınarak yapılan incelemede; Dava; kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat talebine ilişkindir....
Mahkemece kabul edilen ve davacı kadın tarafından da temyiz edilmeyen kusur durumuna göre, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda “evi terkeden, eşi ve çocuklarına karşı bakım yükümlülüğünü ihlal eden ” davalı erkek ağır kusurludur. Ne var ki mahkemece belirlenen bu kusur tek başına davacının kişilik haklarına saldırı olarak değerlendirilemez. Bunun dışında, davalıdan kaynaklanan davacının kişilik haklarına saldırı teşkil eden maddi bir olay da mahkemece belirlenmemiştir....
San. ve Tic. A.Ş’ye ait yağların reklamında içerik olarak da kişilik haklarına saldırı oluşturacak şekilde, “tencereye de yakışır, tavaya da” sloganıyla kullanılmış ve bu reklam diğer davalıların sahibi olduğu gazetede yayınlanmıştır. Bu durumda, davacının fotoğrafının izin alınmadan davalılar tarafından ticari amaçlı olarak reklamda kullanılması...’in 86. maddesi ve TMK’nın 24. maddesi kapsamında davacının kişilik haklarına tecavüz teşkil etmekte ve davacının maddi ve manevi tazminat talep hakkı bulunmaktadır. O halde, mahkemece, davacının içinde bulunduğu şartlar göz önüne alınıp gerekli inceleme ve değerlendirme yapılarak davalıların haksız kullanımları karşılığı uygun bir maddi tazminat ile bununla orantılı manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 22/09/2014 gününde verilen dilekçe ile yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle maddi ve manevi tazminat, yapılan saldırının önlenmesi ve yayın istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, diğer taleplerin reddine dair verilen 08/03/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, internet yoluyla kişilik haklarına yapılan saldırının önlenmesi, maddi ve manevi tazminat ve yayın istemlerine ilişkindir. Mahkemece, manevi tazminata ilişkin istemin kısmen kabulüne, diğer istemlerin reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı vekili; davalıların içerik sağlayıcısı oldukları “www.olay53.com” isimli internet sitesinde “......
Davacı, ana muhalefet partisi genel başkanı olan davalının, 22/04/2014 tarihinde partisinin TBMM grup toplantısında hakkında sarfetmiş olduğu gerçek dışı sözlerle kişilik haklarına haksız şekilde saldırıda bulunduğunu iddia ederek, manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, davaya konu ifadelerin eleştiri sınırları içinde sarfedildiğini, kişilik haklarına saldırı mahiyetinde olmadığını beyanla, istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; davalının, davacı hakkında sarf etmiş olduğu sözlerin eleştiri sınırlarını aştığı ve kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamından; davalının, davaya konu söz ve ifadeleri TBMM’de partisinin 22/04/2014 tarihli grup toplantısında ana muhalefet partisi genel başkanı sıfatıyla sarfettiği anlaşılmaktadır....
Davacının manevi tazminatı hak edebilmesi için haksız fiil veya tasarrufun kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunması gereklidir. Kişilik hakları nelerdir: Gerek uygulamada gerekse öğretide belirlendiği gibi kişilik hakları kişinin hayat hakkı, ruh ve beden bütünlüğü, din, vicdan ve düşünce hürriyeti, çalışma hürriyeti, onur, isim, ün, saygınlık, resim, sır gibi korunması gereken kavramlardır. Bu haklar kişiye sıkı sıkıya bağlı mutlak hak niteliğindedir. Bir haksız fiilin veya haksız idari işlemin veya tasarrufun manevi tazminatı gerektirmesi kişilik haklarına saldırı niteliğinde olması koşuluna bağlıdır. Yine haksız fiilin kişiye yönelik olması da gerekir. Kişiye yönelik olmayan bir tasarrufun veya fiilin kişilik haklarına saldırı oluşturmasının kabulü zordur. Bir idari tasarrufun iptal edilmesi, tek başına davacı lehine manevi tazminat verilmesine yeterli sayılamaz....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat hukukuna ilişkin davada ... Aile ile 2. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; tarafların evli oldukları, açılan boşanma davasının 2004 yılında reddedildiği, davalının eşi için "fuhuş yaparken basıldı" sözleri üzerine manevi tazminat talep edildiği, davanın 20.07.2006 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı anlaşılmaktadır. Dava, Türk Medeni Yasasının 24. maddesine göre kişilik haklarına saldırı ve B.Y.'...
Oysa, Anayasa’nın “Temel Haklar ve Hürriyetlerin Niteliği” başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten başka, 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu da düzenleme altına alınmış bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25. maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı düzenlenmiş, yine 26. maddesinde Adın korunması haksız kullanımı halinde ve haksızlığın niteliğinin gerektirmesi halinde manevî tazminat talep edilebileceği öngörülmüştür....