Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin 05/12/2017 tarih ve E:2017/1948, K:2017/7149 sayılı kısmen bozma kararının gerekçesinde, 5233 sayılı Kanuna göre hesaplanacak tazminat için özel düzenlemeler getirilmesi nedeniyle, 5233 sayılı Kanun uyarınca hesaplanacak maddi tazminat yönünden faiz başlangıç tarihinin Mahkemenin hüküm tarihi olması gerektiği belirtilmekle beraber, hüküm paragrafında "faiz başlangıç tarihi yönünden" bozulmasına ibaresine yer verildiği, maddi ve manevi tazminata işleyecek faizin başlangıç tarihi yönünden ayrım yapılmadığı; İdare Mahkemesince de anılan kısmen bozma kararına uyulurken gerekçede sadece 5233 sayılı Kanun uyarınca hesaplanacak maddi tazminata işleyecek faizin başlangıç tarihine yönelik inceleme yapılmasına rağmen, hüküm fıkrasında "kabulüne karar verilen tazminat miktarına Mahkemenin karar tarihi olan 02/06/2016 tarihinden itibaren faiz yürütülmesine" ibaresine yer verilerek genel hükümlere göre hükmedilen manevi tazminata işleyecek faizin başlangıç tarihi...

    ) 100.000,00 TL maddi, 180.000,00 TL manevi tazminat için idareye başvuru tarihi olan 14/03/2007 tarihinden itibaren kalan 322.436,60 TL maddi, 80.000,00 TL manevi tazminat için miktar artırım tarihi olan 08/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir....

      Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre; davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1- Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı,tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nesafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, hükmedilen manevi tazminat miktarının bu ölçülere uymayıp fazla tayini, 2- Davacı tarafından ayrıca maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin açılmış başka bir tazminat davasının bulunup bulunmadığının...

        K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, davacılar ile davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava 25.07.2007 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece maddi ve manevi tazminat istemlerinin kabulüne, karar verilmiş ve bu karar süresinde davacı asiller ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yerel mahkemenin manevi tazminatın takdirine ilişkin kararı isabetlidir. Ancak maddi tazminatın belirlenmesinde ve hüküm altına alınan manevi tazminatlara uygulanacak faizin başlangıcında hataya düşüldüğü görülmektedir. Kusurun aidiyeti ve oranı ile ölümün iş kazasına bağlı olarak gerçekleştiği uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, tazminatın belirlenmesinde esas alınacak ücrete ilişkindir....

          "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : Maddi tazminat talebinin REDDİNE, 1.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine Davacının maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabul, kısmen reddine ilişkin hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine ancak; Davaya dayanak teşkil eden Diyarbakır 4....

            İNCELEME VE GEREKÇE İLGİLİ MEVZUAT: Manevi tazminat isteminin kabulüne ilişkin kısma yönelik temyiz isteminin incelenmesi; 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun'un "Nakdi tazminat ve aylığın etkisi" başlıklı 6. maddesinde, "Bu Kanun hükümlerine göre ödenecek nakdi tazminat ile bağlanacak emekli aylığı uğranılan maddi ve manevi zararların karşılığıdır. Yargı mercilerinde maddi ve manevi zararlar karşılığı olarak kurumların ödemekle yükümlü tutulacakları tazminatın hesabında bu kanun hükümlerine göre ödenen nakdi tazminat ile bağlanmış bulunan aylıklar gözönünde tutulur." kuralı yer almıştır. Olayda, bilirkişice yapılan hesaplamada davacıya maddi tazminat ödenmesini gerektirecek bir zarar bulunmadığı, davacıya ödenen nakdi tazminatın güncel tutarının ise 15.457,56 TL olduğu hesaplanmıştır. Yukarıda aktarılan Kanun hükmüne göre ödenen nakdi tazminatın hükmedilecek manevi tazminatın tutarının belirlenmesinde dikkate alınması gerekmektedir....

              "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Dava tarihi : 01.08.2012 Hüküm : Davanın kısmen kabulü ile 4.746,52 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminatın davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine Davacının maddi ve manevi tazminat talebinin kısmen kabülüne ilişkin hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davalı vekilinin eksik incelemeye, reddedilen tazminat miktarı üzerinden vekalet ücreti tayini gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine ancak, 1- Noterlik ücretinin de maddi tazminat kapsamında kabul edilerek davacıya ödenmesine karar verilmesi, 2- Yasal faizin tahliye tarihinden itibaren talep edilmesine rağmen, kabul edilen maddi ve manevi tazminat miktarları için faizin tutuklama tarihinden...

                Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, manevi tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Davacının sahibi olduğu araca 26.06.2009 – 18.08.2009 tarihleri arasında haksız el konulmasından dolayı 5271 sayılı CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince tazminat davası açtığı, haksız el koyma nedeniyle manevi tazminat şartlarının oluşmayacağı gözetilerek davacı lehine manevi tazminata hükmedilmemesinde bir isabetsizlik görülmeyerek yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre; davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Yasal faizin açıkca el koyma tarihi olan 26.06.2009 tarihinden itibaren talep edilmesine rağmen kabul edilen maddi tazminat miktarı için faizin 26.06.2008 tarihinden itibaren başlatılmasına...

                  Tazminat alacağı faizinin başlangıcı tazminat alacağını doğuran zararlandırıcı olay'ın gerçekleştiği tarihtir. Maddi hukukta belirlenen esaslar çerçevesinde işleyip biriken faiz alacağına hükümde yer verilebilmesi için dava dilekçesinde talep edilmiş olması gerekir. Eğer faiz istenmekle yetinilir faizin başlangıç tarihi gösterilmez ise faize dava tarihinden itibaren hükmedilir. Somut olayda davacı vekili dava dilekçesinde maddi ve manevi tazminat istemekle birlikte faiz talebinde bulunmamış, 4.4.2006 tarihli ıslah dilekçesi ile bakiye maddi tazminat alacağının faizi ile tahsilini talep etmiş isede faizin başlangıç tarihini göstermemiştir....

                    olan tarihinden itibaren talep edilmesine rağmen kabul edilen maddi tazminat miktarı için faizin dava tarihinden itibaren başlatılmasına karar verilmesi,manevi tazminat miktarı için ise faize hükmedilmemesi, temyiz edenin sıfatına göre bozma sebebi yapılmamıştır....

                      UYAP Entegrasyonu