Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kaynağa Zarar Vermekten Kaynaklanan K A R A R Mahkeme tarafından yapılan nitelendirmeden de anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı adına tapuda kayıtlı 33 ada 2 parsele davalı ...'nin kötü niyetle kamulaştırma yapmaksızın elattığı, taşınmazın bir kısmını kaynak ve yol haline getirdiği iddiası ile mülkiyet hakkına dayanılarak açılan maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (18.)...

    Başka bir deyişle maddi tazminat, zarar görenin mal varlığında meydana gelen eksilmeyi karşılamalı ve zararın tamamını gidermelidir. Zira tazminatın amacı, zarar vereni cezalandırmak veya zarar göreni zenginleştirmek değildir. Ancak zararlı sonucun doğmasına zarar veren yanında zarar görenin kusuru veya bazı durum ve davranışları ya da umulmayan olaylar da katkıda bulunmuşsa tazminattan belirli bir indirim yapılması hakkaniyete daha uygun düşmektedir. İşveren açısından değerlendirme yapıldığında, işverenin müterafik kusur niteliği taşıyan davranışlarının, işçinin işe alınmasında özenli davranmaması, işçiye verilen talimatlar ve eğitimde kusurlu davranılması şeklinde karşımıza çıkabilir. Bu durumlarda da, işverenin müterafik kusur niteliği taşıyan davranışı dikkate alınarak işçinin sorumluluğu hafifletilir (Baycık, s. 189 )....

    Sanığın, Eskişehir İli Uluönder Mahallisinde bulunan caminin avlusundaki dernek yönetim odasının kapısını zorlayıp kırarak içeri girdiği, akabinde 5 TL bozuk parayı çalarak suç mahallinden uzaklaştığı olayda, 1-Hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 2-Kamu malına zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; Sanığın, yapılan keşif sonucunda Uluönder Camii'nin avlusunda bulunduğu anlaşılan ve ibadethane ve eklentisi vasfında olmayan, idari amaçlı olarak kullanılan dernek yönetim odasının kapısını zorlayıp zarar vermekten ibaret olan eyleminin, TCK.nun 151/1 maddesine uyan mala zarar verme suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, mala zarar verme HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Mahkemenin gerekçeli kararının 27/04/2012 tarihinde Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi uyarınca tebliğ edildiği, adreste kimsenin bulunmadığı komşu tarafından belirtilerek, evrakın mahalle muhtarına teslim edilip, kapısına (2) no’lu haber kağıdının yapıştırıldığı, beyanda bulunan ve haber bırakılan komşu ismi tespit edilmeksizin tebliğ işleminin tamamlandığı görülmektedir. Tebligattan haberdar edilen kişi sadece imzadan imtina etme hakkına sahip olup, isim vermekten imtina edemez....

        müdafinin bu konudaki vaki taleplerinin inceleme dışı bırakılarak, suça sürüklenen çocuk hakkında mala zarar verme ve nitelikli hırsızlık suçlarından kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz incelemesinde; I-Suça sürüklenen çocuk hakkında mala zarar verme suçundan kurulan hükmün incelenmesinde; Suça sürüklenen çocuk hakkında mala zarar verme suçundan hükmolunan doğrudan para cezasının miktarı bakımından, 14/04/2011 tarih ve 27905 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanunun 26. maddesi ile eklenen 5329 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun geçici 2. maddesinin 1. fıkrası uyarınca üç bin liraya kadar olan mahkumiyet hükümlerinin kesin nitelikte olması ve temyiz kabiliyetinin de bulunmaması nedeniyle suça sürüklenen çocuk ... müdafinin temyiz isteğinin CMUK'nun 317. maddesi gereğince REDDİNE, II-Suça sürüklenen çocuk hakkında nitelikli hırsızlık suçundan kurulan hükmün incelemesinde; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine...

          yi kasten yaralamaktan, genel güvenliği tehlikeye sokmaktan, mala zarar vermekten ve görevli memura direnmekten sanık ...'ın yapılan yargılanması sonunda: Hükümlülüğüne, sanık ...'nin ... 'ı silahla yaralama suçundan beraatine ilişkin (...) Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 12.10.2006 gün ve 92/230 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi sanık müdafii ile müdahil vekili taraflarından istenilmiş olduğundan dava dosyası C.Başsavcılığından tebliğname ile Dairemize gönderilmekle: incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi. TÜRK MİLLETİ ADINA 1-a) Sanık ...’in dosyada bulunan adli sicil kayıtlarına göre daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olduğu ve bu nedenle 5728 sayılı Kanunla değişik 5271 sayılı CMK.nun 231/6-a maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasından istifade edemeyeceği anlaşılmıştır....

            Tekniğin gelişimi ve yaşam koşullarına göre belirlenmiş varlıklar, açıklanan olgularla çevrelendirildiğinde, davaya konu olayın bu çerçeve dışında kalması durumunda manevi tazminat isteği reddedilmelidir. Yukarıda açıklanan mala zarar verme iddiasına ilişkin maddi tazminat davası tefrik edilmiş olduğundan, sadece mala verilen zarar iddiasına dayanan manevi tazminat isteğine ilişkin olarak yapılan değerlendirmede, davacının ailesince yetiştirilen 40 yıllık ağaçların davalı tarafından kesildiği iddiası ile maruz kaldığı eylem davacının iç huzurunu bozacak nitelikte bir olgu değildir. Manevi tazminatın koşullarını düzenleyen Türk Borçlar Kanunu'nun 58. maddesine göre mal varlığına yönelik zararlar kişinin sosyal, fiziki ve kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olarak benimsenemez....

            Uyuşmazlık, ibranamede maddi tazminat olarak davacıya ödendiği bildirilen 18.000,00 TL'nin eldeki temyiz incelemesine konu dosyada hesaplanan maddi zarar tutarına etkisinin ne şekilde olacağı, hesaplanan maddi zarar tutarından ne miktarda geçici iş göremezlik ödeneğinin tenzil edilmesi gerektiği noktalarında toplanmaktadır. İbranamenin kural olarak işçiye yapılmış olan ödeme ile sınırlı olmak üzere bağlayıcılığı asıldır. Gerçek anlamda İbranameden söz edebilmek için tazmin edilecek miktar ile buna karşılık alınan meblağ arasında açık oransızlığın bulunmaması koşuldur. Başka bir anlatımla, açık oransızlığın bulunduğu durumlarda anılan belge ibraname değil ancak makbuz niteliğindedir. Bu yönün ise, ibranamenin verildiği tarih göz önünde tutularak işçinin gerçek zararının uzman bilirkişiler aracılığı ile saptanması suretiyle belirleneceği hukuksal gerçeği ortadadır. Oysa yukarıda açıklandığı biçimde inceleme ve araştırma yapılmadığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır....

              Hal böyle olunca da Mahkemece sürekli iş göremezlik oranı %"0" olan davacının istirahatli (raporlu) kaldığı dönem bakımından yoksun kaldığı ücret kaybının hesaplanmadan yazılı gerekçe ile maddi tazminat isteminin reddine karar verilmesi usul ve yasaya doğru olmamıştır. Yapılacak iş; davacının raporlu olduğu dönemde %100 oranında malul kaldığını değerlendirerek, bu dönemde çalışamaması nedeniyle yoksun kaldığı ücreti kadar bir zararının olduğunun kabulüne göre maddi zararını bilirkişiye hesaplattırmak ve tüm delilleri bir arada değerlendirip sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara aykırı biçimde ve özellikle maddi zarar kavramı yanlış yorumlanarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

                Hal böyle olunca da Mahkemece sürekli iş göremezlik oranı %"0" olan davacının istirahatli (raporlu) kaldığı dönem bakımından yoksun kaldığı ücret kaybının hesaplanmadan yazılı gerekçe ile maddi tazminat isteminin reddine karar verilmesi usul ve yasaya doğru olmamıştır. Yapılacak iş; davacının raporlu olduğu dönemde %100 oranında malul kaldığını değerlendirerek, bu dönemde çalışamaması nedeniyle yoksun kaldığı ücreti kadar bir zararının olduğunun kabulüne göre maddi zararını bilirkişiye hesaplattırmak ve tüm delilleri bir arada değerlendirip sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara aykırı biçimde ve özellikle maddi zarar kavramı yanlış yorumlanarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

                  UYAP Entegrasyonu