nedenlerle davacılar vekilinin istinaf sebebleri yerinde görüldüğünden başvurusunun kabulüne,kararın kaldırılmasına yapılan hata nedeniyle yeniden yargılama yapılmasını gerekmediğinden yeniden hüküm verilmesine ,haksız rekabetin tesbiti ve menine ,manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne ,maddi tazminat ile fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir....
Maddesine göre ihtiyati haciz isteyen alacaklının hacizde haksız çıktığı takdirde borçlu ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan sorumlu olduğu ve bu sorumluluğun maddi tazminat talebi yönünden uygulanabilen kusursuz sorumluluk niteliğinde olduğu anlaşılmakla davacı tarafın herhangi bir maddi tazminat talebi bulunmadığından manevi tazminat yönünden sorumlu tutulabilmesi için kusur sorumluluğunun gerçekleşmesi gerektiği, ihtiyati hacze itirazın yine kararı veren mahkemece reddedildiği, aynı konuya ilişkin tarafların birbirine karşı dava açtıkları ve davanın yine mahkememize ait ... Esas sayılı dosyada birleştirildiği, ortada kesin belirlenebilir bir likit alacağın bulunmadığı gibi taraf iddialarının da ayrıca yargılamayı gerektirdiği, ihtiyati hacizden kaynaklı manevi tazminatın yasal şartlarının oluşmadığı dikkate alınarak dava hakkında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....
UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava; ikinci el araç satışından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, araç satışı ile iştigal eden davalı şirketin, davacıya ikinci el araç sattığı, satış esnasında araçta bir takım ayıpların bulunduğunu beyan ettiği ve davacının taahhütte belirtilen bu ayıplı haliyle aracı satın aldığı, ancak araçta farklı ayıpların bulunduğunu belirterek dava açtığı ve mahkemece maddi tazminat davasının kısmen kabulüne, manevi tazminat davasının reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
Davalı- karşı davacı vekili, asıl davanın reddini istemiş, karşı davacı da maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkemece, asıl davada davalının basiretli bir tacir gibi davranmadığı kanaatiyle asıl davanın kabulüne, 5.931.40 YTL’nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda reeskont faizi ile davalıdan tahsiline, karşı davanın reddine karar verilmiş, hükmün davalı- karşı davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı, sipariş formunda davacıdan ... lablı Emniyet Folyosu talep etmiş, sipariş formu davacı tarafça da teyit edildiği halde, davalıya sipariş formunda istenen mal yerine, başka bir mal (alüminyum folyo termolak) gönderilmiştir. Uyuşmazlık, ayıplı mal satışından değil, sipariş edilenden başka bir malın gönderilmiş olmasından (aliud teslim) kaynaklanmaktadır....
Davacı, davalı yükleniciden satın aldığı bağımsız bölümün gizli ayıplı olduğunu, sözleşmeden dönülerek taşınmazın ödediği bedelin güncel bedelinin iadesiyle maddi ve manevi tazminat istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda tüm delilleri toplanmış, mahallinde bilirkişi incelemesi yapılmış, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda dava konusu taşınmazın gizli ayıplı olduğu kabul edilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
Bu husus davacı tarafından istinaf edilmediğinden yeniden verilen kararda alacağa ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmiştir.Satın alınan taşınmazdaki eksiklik ve ayıpların kişilik haklarının ihlaline sebebiyet verdiği kabul edilemeyeceğinden manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacının maddi tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken fazla istemin reddine karar verilmesi doğru değil ise de, yapılan hata/eksiklik yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak, yeniden karar verilerek maddi tazminat isteminin kabulüne ve manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul Anadolu 3....
A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; kısmi dava açılamayacağını, davanın zamanaşımı süresinde açılmadığını, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin hukuki dayanağının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Mahkemece Verilen İlk Karar Mahkemece 03.07.2014 tarih, 2013/449 E. ve 2014/792 K. sayılı karar ile Tokat 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/161 E., 2013/216 K. sayılı ilamı ile dava konusu araçtaki ayıp nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybına hükmedildiği, kararın kesinleştiği, böylece davacının maddi zararının karşılandığından işbu davadaki maddi tazminat talebinin yerinde görülmediği, manevi tazminat koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. B. Birinci Bozma Kararı Yargıtay (Kapatılan) 19....
Profesyonel Oto Ekspertizi Osmangazi Şubesi'nde inceleme yapılmış araçta sağ arka çamurlukta boya olduğu tespit edilmiş olduğu, davalı tarafından hatalı düzenlenen rapor dolayısı ile aracını esas değerinin altında satmak zorunda kaldığı bu nedenle ıslah hakkı saklı kalmak kaydı ile 1000TL maddi zarar ve ticari itibarinin zedelendiği iddiası ile 1000TL manevi tazminat talebi yönündeki davanın kabulü ile toplam 2.000 TL nin davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalının usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşıldı. Deliller; Bursa Esnaf ve Sanatkarlar Odası'na, BTSO'ya, Bursa Vergi Dairesi'ne yazılan müzekkereye cevap verildiği cevabi yazının dosya arasında olduğu anlaşılmaktadır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ, HUKUKİ KABUL VE GEREKÇE Dava, ayıplı hizmet nedeniyle meydana geldiği ileri sürülen maddi- manevi zararın tazmini istemine ilişkindir....
Anılan maddeye göre hizmet alan tacir, malın ayıplı olduğu açıkça belli değilse, malı teslim aldıktan sonra malı incelemek veya incelettirmek, malın ayıplı olması halinde 8 gün içinde bu durumu hizmet verene iletmek durumundadır. Somut olayda, tarafların tacir olduğu anlaşıldığına ve davalı-karşı davacıda verilen hizmetin ayıplı olduğunu iddia ettiğine göre bu ayıbın süresinde ihbar edilip edilmediği dava konusu olayın sonuçlandırılması açısından önem arzetmektedir....
Anılan maddeye göre hizmet alan tacir, malın ayıplı olduğu açıkça belli değilse, malı teslim aldıktan sonra malı incelemek veya incelettirmek, malın ayıplı olması halinde 8 gün içinde bu durumu hizmet verene iletmek durumundadır. Somut olayda, tarafların tacir olduğu anlaşıldığına ve davalı-karşı davacıda verilen hizmetin ayıplı olduğunu iddia ettiğine göre bu ayıbın süresinde ihbar edilip edilmediği dava konusu olayın sonuçlandırılması açısından önem arzetmektedir....