manevi tazminatın ve söz konusu ticari ilişki nedeniyle davalı tarafa fazladan yaptıkları 6.500 TL ödemenin davalıdan tahsilini talep etmiş, mahkemece, ticari ilişkiden kaynaklanan 6.500 TL alacağın tahsili talebinin kabulüne, ayıplı mal satışından kaynaklı maddi zararın 1.000 TL'sinin kabulüne, ıslahla arttırılan maddi tazminat miktarının zaman aşımı nedeniyle reddine, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacının istinaf sebeplerinin incelenmesinde, davacı maddi tazminat talebini belirsiz alacak davası olarak açmış, bilirkişi raporundan sonra harcını yatırmak süretiyle bedel arttırımı yapmıştır....
Somut olayda, davacı tarafça ayıplı araç satılması nedeniyle strese bağlı vitiligo oluştuğu belirtilerek manevi tazminat talep edilmiş ise de kişilik haklarını, bedensel bütünlüğü veya ruhsal bütünlüğü zedeler nitelikte bir hususun söz konusu olmadığı, davacı tarafça ayıplı araç satılmış olması ile stres yapılması veya vitiligo oluşması arasında illiyet bağının bulunduğunun ispat edilemediği, tazminata hükmedilebilmesi için yapılan eylemle birlikte kusur, zarar ve illiyet bağı koşullarının birlikte sağlanması gerektiği, ancak davacı tarafça manevi olarak zarar uğrandığı hususunun ispatlanamadığı, bu sebeplerle mahkemece manevi tazminat koşullarının bulunmadığı dikkate alınarak manevi tazminat isteminin reddi karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Öyle olunca davacının talepleri maddi ve manevi tazminat olarak bölünüp maddi tazminat talebi için öncelikle Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurulması gerektiği gerekçesiyle davanın reddi doğru değildir.” şeklinde olup maddi ve manevi tazminatın beraber talep edilmesi halinde taleplerin bölünemeyeceğini belirtilmektedir. Yine Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 27.12.2004 tarih ve 2004/15255E ve 2004/18969 K. sayılı kararında " 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 22. maddesi gereğince davanın değerine göre Tüketici Hakem Heyetine başvurunun zorunlu olduğu uyuşmazlıkların tespitinde, ayıplı hizmet nedeni ile uğranılan manevi zarar bedelinin de dahil edilmesi gerekir....
Kişisel varlıklar, bedensel ve ruhsal tamlık ve yaşam ile nesep gibi insanın, insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki yönlüdür. Somut olayda, kiralananı kanalizasyon suyunun basmasından kaynaklanan manevi zarar istenilmiştir . Bu olay , iç huzuru bozacak nitelikte olgulardan olmadığından ve manevi zararın koşullarını düzenleyen BK’nun 49. (TBK 58) maddesine göre kişinin sosyal, fiziki ve kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bulunmadığından, bu eyleme dair manevi tazminat isteminin reddi gerekirken, manevi tazminat isteminin kabulü doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 29/11/2018 NUMARASI : 2017/514 2018/927 DAVA KONUSU : Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan) KARAR : Bakırköy 5. Tüketici Mahkemesinin 2017/514 Esas, 2018/927 karar sayılı kararı dosyasında verilen karar istinaf incelemesi için dairemize tevzi edilmekle Dairemiz yukarıda belirtilen esas sırasına kaydı yapıldı. Dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, 31.10.2016 tarihinde Avek A.Ş....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı şirketle paket tur sözleşmesi imzaladığını, ancak rezervasyon yaptırılan otelin elektrik ve suyu kesildiğinden dolayı banyo yapamadıklarını, yemek yiyemediklerini, hizmetin ayıplı olduğunu ileri sürerek, 1.584,00-TL satış bedeli ve 5.000,00-TL manevi tazminat olmak üzere toplam 6.584,00-TL'nin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, davanın reddin dilemiştir....
proğramında, kaldıkları otelin de aralarında bulunduğu otellerde domuz eti verildiğine dair haberler yer aldığını, bu olayın kişilerin sağlığını ve inançlarını hiçe saymak olduğunu, maddi ve manevi zararları oluştuğunu ileri sürerek 100 er TL maddi 50.000 TL manevi tazminatın faizi ile tahsilini istemişlerdir. Davalı, otellerine konaklamak amacıyla gelen davacılara domuz eti yedirilmediğini, yabancı turistler için domuz eti bulundurmanın da doğal olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davalı tarafından ayıplı hizmet sunulduğu gerekçesiyle Borçlar Kanununun 42. 43. ve 49. maddeleri gözetilerek esas ve birleşen davalar yönünden 1000 er TL maddi 2000,00'er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....
Bu yönüyle davacının bedel iadesi/maddi tazminat ve manevi tazminata ilişkin taleplerinin davaların yığılması kapsamında değerlendirilmesi gerekir....
Yeni borçlu, iç üstlenme sözleşmesinden kaynaklanan savunmaları alacaklıya karşı ileri süremez "düzenlemeleri bulunmaktadır. Somut olayda, dava dışı çalışanın sözleşmeden kaynaklanan ifa borcunun davacı tarafından üstlenildiği ve borcun üstlenilmesini davalı tarafça kabul edildiği dosya kapsamı ile sabittir. O halde, davacının, satın alınan tatil hizmetinin ayıplı çıkması nedeni ile hizmetin temin edilmesine aracılık eden davalı şirketten, ödenen hizmet bedelinin, tatil mahalline gitmek için katlanılan yol masrafının ve ayrıca hizmetteki kusur nedeni ile uğranılan manevi zararın tazmine ilişkin talebin, tarafların tüm delilleri toplandıktan sonra TBK 199. maddesi hükmü değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken hukuki yanılgı ile aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ Taraflar arasındaki hizmetin ayıplı olmasından kaynaklanan davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 23/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....