Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Anılan ve yerleşik Yargıtay uygulamaları nazara alındığında, tazminat talebinin dayanağını oluşturan ceza dava dosyasında beraat etmiş olması nedeniyle davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmolunması gerektiği, maktu vekalet ücretini aşan ve serbest meslek makbuzu ile ispatlanan kısmın ise davacı ile avukatı arasındaki hukuki ilişkiye dayandığı, bu nedenle koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davasında zarar kapsamına dahil edilemeyeceği anlaşıldığından davacı vekilinin ceza davası dolayısıyla davacının ödemek zorunda kaldığı vekalet ücretinin de maddi zarar hesabında göz önünde bulundurulması gerektiğine yönelik temyiz sebebi yerinde görülmemiştir. 3.Davacı hakkında hükmedilen manevi tazminat miktarının, davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, gözaltında kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle,...

    Koruma tedbirleriyle ulaşılmak istenen amaçlar arasında şüpheli kişinin veya sanığın hazır bulunmasını ve delillerin karartılmamasını güvence altına almak başta gelir ayrıca koruma tedbirleriyle, kişi hak ve özgürlüklerini sınırlandırmanın kanunla yapılması, geçici olması ve amaç değil araç olması esastır. 6222 sayılı Kanun'un 18/3. maddesi uyarınca uygulanan "seyirden yasaklama" tedbiri, Kanun'da tanımlanan veya yollamada bulunan ilgili kanunlardaki suçlardan birinin işlendiği şüphesinin olması ve bu şüphe nedeniyle hakkında soruşturma başlamış olması durumunda hiçbir karara gerek olmaksızın Kanun gereği derhal uygulamaya konulan "özgün ve önleyici amaçlı koruma tedbiri"dir. Seyirden yasaklama tedbiri bakımından 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun'undaki koruma tedbirlerine ilişkin genel kuralların dışına çıkılmıştır....

      Nitekim 6100 Sayılı HMK'nun 406/2. fıkrasında "İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara iliskin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır." denmiştir. Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir. Eldeki davada istem, haksız eylemden kaynaklanan tazminata (para alacağına) ilişkin olduğundan geçici koruma talebinin ihtiyati haciz olduğu açıktır.Nitekim, ilk derece mahkemesince de geçici hukuki koruma tedbiri ihtiyati haciz olarak değerlendirilmiş ve bu yönde inceleme yapılmıştır. 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati hacize karar verebilmek için alacağın muaccel olup olmadığı önem taşımaktadır. Alacak haksız eylem iddiasına dayandığında TBK.'...

      Dava, iş kazası sonucu işgöremezlik nedenli, davacı işçinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkin olup derdest dosyada davacı vekilince, geçici hukuki koruma tedbiri olan "ihtiyati haciz/ tedbir " talebinde bulunulması üzerine ilk derece mahkemesince talebin reddine karar verilmiş, davacı tarafın istinaf başvurusunda bu ara kararın kaldırılması talep edilmiştir. HMK 341/1 maddesinde ilk derece mahkemesinden verilen nihai kararlar ile, ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği düzenlenmiştir. Buna göre, Dairemiz, başvuruyu incelemekte görevlidir. Gerek ihtiyati tedbir gerekse de ihtiyati haciz hukukumuzda geçici hukuki korumalar olarak düzenlenmiştir. HMK 389. maddesinde ihtiyati tedbir şartları düzenlenmiştir....

      "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat Hüküm : Manevi tazminat talebinin reddi, 169.299,60 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine Temyiz edenler : Davalı vekili ve davacı vekili Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Davacı vekili 07.09.2010 tarihli dilekçesi ile müvekkiline ait 21.930 kg çaya 28.01.2009 tarihind el konulduğunu, yapılan soruşturma sonunda Şemdinli Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/307 Esas- 2010/298 Karar sayılı ceza dava dosyasında davacı hakkında beraat kararı ile birlikte el konulan çayların iadesine karar verildiğini, ancak kendilerine çayların tesliminin yapılmadığını belirterek çayların bedeli olarak 372.810 TL maddi ve 100.000 TL'de manevi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

        izleyen bir yıl içinde dava konusu edilebileceğinin belirtildiği, davacı hakkında 31.03.2015 tarihinde verilen beraat kararının 07.04.2015 tarihinde kesinleştiği, kesinleşme şerhinin davacıya tebliğ edilmediği, gerekçeli kararda da davacıya tazminat açma hakkı olduğunun hatırlatılmadığı, bu itibarla 08.01.2016 açılan davanın ... süresinde açılmış olduğu, CMK'nun 141. ve devamı maddelerinde düzenlenen koruma tedbirleri nedeniyle tazminat müessesesinin davamızda şartlarının oluştuğu, Davacı hakkında ... koruma tedbiri nedeniyle çalışamadığı ve ücret gelirinden yoksun kaldığı, oluşan maddi zararının giderilmesi gerektiği anlaşılmış; maddi tazminat hesabında davacının 01/06/2005 ile 22/08/2005 tarihleri arasında tutuklulukta geçirdiği süreler esas alınmış, davacının olay tarihinde esnaflık yaparak geçimini sağladığı, gelirinin ve gelir kaybının da asgari ücret düzeyinde olduğu anlaşılmakla davacı hakkında 16 yaşından büyükler için belirlenen 2005 yılı yıllık net asgari ücret tarifesi üzerinden...

          "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : Davanın reddi Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Tazminat talebinin dayanağı olan Adana 7....

            Talep, ölümlü trafik kazası nedeniyle manevi tazminat istemli davada verilen geçici hukuki koruma kararına ilişkindir. Duruşma açılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından inceleme ve görüşmeler HMK'nın 353 ve 355'inci maddeleri uyarınca istinaf sebepleriyle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür. Buna göre; 1-İhtiyati haciz, nitelikçe bir geçici hukuki koruma tedbiridir. (HMK 406/2) Geçici hukuki koruma tedbirlerinin amacı, yargı organları önünde hak arayan kişilerin nihai olarak elde etmeyi umdukları haklarına erişimi kolaylaştırmaktır. Bu amacın gerçekleşmesi için, elde edilmesi umulan hakların ya da onların konularının ortadan kalkması, yok olması, değiştirilmesi gibi olasılıkların bertaraf edilmesi gerekir. Elde edilmesi umulan hakka kavuşulmasını kolaylaştırıcı tedbirler hak arama özgürlüğünü, adil yargılama hakkını ve hukuk devleti ilkesini de yakından ilgilendirir....

              Uyuşmazlık, iş kazası sonucu ölüm nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini için açılan dava sırasında talep edilen ihtiyati haciz isteğine ilişkindir. Bilindiği üzere, uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu hakkında olması halinde 6100 Sayılı HMK'nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebileceği açıktır. Her iki hukuki koruma tedbiri; amaçları, konuları ve sonuçları bakımından birbirinden farklıdır. Biri diğerinin yerine geçmek üzere karar verilmez. Diğer bir anlatımla talep ya ihtiyati haciz ya da ihtiyati tedbir şeklinde nitelendirilip hüküm altına alınmalıdır. Nitekim 6100 Sayılı HMK'nun 406/2. fıkrasında "İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara ilişkin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır." denmiştir....

              Bilindiği üzere manevi tazminat kişinin kişilik haklarının ihlali, bu kapsamda huzur, güvenlik, sağlık ve benzeri haklarının saldırıya uğraması halinde miktarının, kapsamının ve koşullarının hakimin takdirine bağlı olarak belirlendiği bir tazminat türü olup, tazminat yükümlüsünün tutum ve davranışları olayın özelliği, kusurun varlığı, niteliği, ekonomik, sosyal çevre ve benzeri pek çok subjektif etkene göre belirlenen bir tazminat türü olup, maddi tazminat gibi miktarı objektif koşullara göre belirlenecek bir tazminat türü değildir. Bu nedenlerle alacağın muaccel olması yanında, ihtiyati hacze esas belirli bir miktar olması koşulu sağlanamamaktadır. Bu nedenlerle manevi tazminat talebi yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararı yerinde görülmüştür....

              UYAP Entegrasyonu