Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Genel Şartlarda açıkça bedeni hasar ifadesinin yer alması, maddi hasarlı trafik kazalarında sürücünün olay yerini terk etmesi halinde sigorta şirketine sigortalısına rücu hakkı vermemelidir. Aksinin kabulü halinde istisna olan kurumun geniş yorumlanması anlamına gelecektir. Bu bağlamda davaya konu trafik kazasının bedeni hasara yol açmadığı, maddi hasarlı bir trafik kazası olduğunun kaza tespit tutanağı ve hasar dosyasından anlaşıldığı, bu durumda sigortalı araç sürücüsü olay yerini terk etse bile sigorta şirketinin B.4/f maddesi gereğince sigortalısına ödediği bedeli rücu etme hakkı olmadığı kanaati ile aşağıdaki şekilde davanın reddine karar vermek gerekmiştir....

    Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir. Eldeki davada istem, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan haksız eyleme dayanan maddi,manevi tazminat (para alacağına) yönelik olduğuna göre; ilk derece mahkemesince geçici hukuki koruma tedbirinin ihtiyati haciz olduğu kabul edilmesi suretiyle inceleme yapılması ve davacılar vekilinin ihtiyati haciz isteğinde bulunmasında hukuka aykırılık yoktur. Öte yandan, 2004 Sayılı İİK 257 ve devamı maddeleri gereğince ihtiyati hacize karar verebilmek için bir alacağın varlığı ve bu alacağın muaccel olup olmadığı önem taşımaktadır....

    Davalılar ... ve ... vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının 2010-2016 yılları arasında iki kez trafik kazası geçirdiğini bu nedenle hareket kısıtlılığı dahil olmak üzere birden fazla bedensel maluliyete uğramış bir kişi olduğunu, bu hususun aydınlatılmadan eksik inceleme ile tanzim edilmiş bir raporun gerçeği yansıtmayacağını belirterek öncelikle davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece ....... tarihli ara karar ile davalıların İhtiyati haciz kararına karşı yaptığı itirazın reddine karar verilmiştir....

      Davalılar T4 ve T5 vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının 2010- 2016 yılları arasında iki kez trafik kazası geçirdiğini bu nedenle hareket kısıtlılığı dahil olmak üzere birden fazla bedensel maluliyete uğramış bir kişi olduğunu, bu hususun aydınlatılmadan eksik inceleme ile tanzim edilmiş bir raporun gerçeği yansıtmayacağını belirterek öncelikle davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece 05/10/2022 tarihli ara karar ile davalıların İhtiyati haciz kararına karşı yaptığı itirazın reddine karar verilmiştir....

      "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir." Davanın konusunun trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebi olduğu, davalıların ihtiyati tedbir konulması istenilen malvarlıklarının doğrudan uyuşmazlık konusu olmadığı açıktır. Bu durumda ilk derece mahkemesince davacıların ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik yoktur....

      Limited Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dosyada kusur ve zarar tespiti yapılmadığı, böylece likit ve muaccel bir alacak bulunmadığından ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığını, manevi tazminat talebi yönünden ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini, mahkemenin yetkisiz olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin ihtiyati haczin kaldırılması talebinin reddine ilişkin ara kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355'inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Talep, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar tazminatı ve manevi tazminat istemiyle açılan davadada, manevi tazminat davası yönünden verilen ihtiyati haciz ara kararının kaldırılması talebinin reddi kararının kaldırılması istemine ilişkindir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkin olup, uyuşmazlık ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararın yerinde olup olmadığı noktasındadır. 2004 sayılı İİK'nın 257/1.maddesinde; "Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir" düzenlemesi muaccel, bir başka deyişle vadesi gelmiş alacaklar yönünden ihtiyati haciz koşulları düzenlemiş olup, muaccel olmayan/vadesi gelmemiş alacak yönünden ise ihtiyati haciz koşulları aynı yasanın 257/2.maddesinde ise; "Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde...

          Davacıların maddi ve manevi tazminata ilişkin alacağını dosyaya sundukları trafik kazası tespit tutanağı ile Elmalı Ağır Ceza Mahkemesinin ... esas sayılı dava dosyasındaki yargılama nedeniyle yaklaşık da olsa ispat ettiği gözetildiğinde ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerekmektedir. Davacı taraf teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiş ise de, İİK.'nun 259/1 maddesi, ihtiyati haciz talebinde alacaklıyı teminat göstermekle yükümlü kılmıştır. Tüm bu nedenlerle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nun 353/1. fıkrası (b-2) bendi gereğince kabulüne, ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin reddine dair 29/07/2021 tarihli ara kararın kaldırılmasına, davacılar vekilinin ihtiyati haciz talebinin kabulüyle, İİK.'nun 257. maddesi gereğince 840.000,00 TL alacak miktarıyla sınırlı olarak davalılar .... San. Tic. Ltd. Şti. ile ....'...

            Davacılar vekili aşamalardaki beyanlarında talebini ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir olarak nitelendirmiş, ilk derecede açık olarak ihtiyati haciz talebinde bulunmamıştır. Davacı vekilinin intiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz verilmesine ilişkin talebi bakımından 6100 sayılı HMK ve 2004 sayılı İİK hükümlerinde ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir niteliğinde bir geçici hukuki koruma yöntemi de bulunmamaktadır. Bu nedenle talep yönünden red kararı verilmiş olmasında da bir isabetsizlik bulunmamaktadır. HMK'nın 355....

              Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere, İlk Derece Mahkemesince ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen kararın, yasaya ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.İİK'nun 257/1. fıkrasına göre “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” Bu hüküm gereğince alacaklı, bir para alacağı için ancak vadesinin gelmesi hâlinde ihtiyati haciz talebinde bulunabilecektir. İİK'nun 258/1. fıkrası gereğince “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur….” Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi gerekmez....

                UYAP Entegrasyonu