Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tüm dosya kapsamına göre, davacının tanzim edeni olduğu iddiasıyla takibe dayanak edilen ------------- bedelli senetler üzerinde davacı adına atılmış imzaların denetime elverişli görülerek hükme esas alınan grafolog raporundaki tespit ile davacı eli ürünü olmadığı, icra mahkemesi tarafından yapılan şikayet üzerine alınan raporun da aynı yönde olduğu ve takibin durdurulmasına karar verildiği, yine de davacının menfi tespit davası açmasında hukuki yararının bulunduğu, dosya kapsamında davalı alacağını devreden bankanın diğer davalıya kullandırdığı kredi kapsamında söz konusu senetleri tahsil cirosu ile teslim aldığı dolayısı ile kötüniyetinin söz konusu olmadığı ancak davalı ------ sahte imzalı olduğunu bildiği senetleri kullandığı kredinin teminatı veya borcu için verdiği ve arada başka bir cirantanın da olmadığı görülmekle kötüniyetli olduğunun kabulü gerektiği, davacı her ne kadar senetlerin istirdatını talep etmiş ve toplanan deliller kapsamında senedin davacı yönünden hükümsüzlüğü tespit...

    Tüm dosya kapsamına göre, davacının tanzim edeni olduğu iddiasıyla takibe dayanak edilen ------------- bedelli senetler üzerinde davacı adına atılmış imzaların denetime elverişli görülerek hükme esas alınan grafolog raporundaki tespit ile davacı eli ürünü olmadığı, icra mahkemesi tarafından yapılan şikayet üzerine alınan raporun da aynı yönde olduğu ve takibin durdurulmasına karar verildiği, yine de davacının menfi tespit davası açmasında hukuki yararının bulunduğu, dosya kapsamında davalı alacağını devreden bankanın diğer davalıya kullandırdığı kredi kapsamında söz konusu senetleri tahsil cirosu ile teslim aldığı dolayısı ile kötüniyetinin söz konusu olmadığı ancak davalı ------ sahte imzalı olduğunu bildiği senetleri kullandığı kredinin teminatı veya borcu için verdiği ve arada başka bir cirantanın da olmadığı görülmekle kötüniyetli olduğunun kabulü gerektiği, davacı her ne kadar senetlerin istirdatını talep etmiş ve toplanan deliller kapsamında senedin davacı yönünden hükümsüzlüğü tespit...

      Mahkemece, yargılamanın HMK'da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına ve özellikle icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında İİK'nın 72/3.maddesi kapsamında icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesine dair tedbire hükmedilmesinde ve davacı.... diğer davacı ... ... Şirketinin yetkilisi olmasına göre ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığından davalı ... İnşaat Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir. HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı ... İnşaat Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30....

        Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2019/785 Esas sayılı dosyası kapsamında adli emanete alındığını, bu dosyada davalı alacaklı hakkında açığa imzanın kötüye kullanılması nedeniyle yargılama yapıldığını, icra müdürlüğünün kasasında bulunmayan ve ceza kovuşturmasına konu olan senet hakkında aleyhine ödeme emri gönderilmesinin yasaya aykırı olduğunu, Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/129 Esas sayılı dosyası ile davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, davalı hakkında daha önce alınmış bir menfi tespit kararı bulunmasına ve senetler için özellikle açılmış menfi tespit davası bulunmasına ve Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesine açılan menfi tespit davasının halen derdest olmasına rağmen hakkında takip başlatılmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek ödeme emri ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

        Menfi tespit davalarının ticari bir dava olduğu için TTK’nun 5/A maddesi kapsamına alınması ve böyle bir davayı açmak isteyen kişinin önce arabulucuya başvurmaya zorlanması, kanuna aykırı olduğu gibi sayısız hukuki sakıncalara da neden olacaktır. Bu itibarla kanun hükmünde öngörülen açık ifadelere rağmen dava şartı arabuluculuğun uygulama alanının genişletilmesi doğru değildir. HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir....

        Eda davası veya tespit davası ayrımı arabulucuğa ilişkin anılan düzenlemede yer almamaktadır. İİK.'na tabi menfi tespit davasının anılan düzenlemeden ayrı tutulduğuna dair gerek TTK’da gerekse İİK’da bir hüküm de bulunmamaktadır. İİK kapsamında kalmayan menfi tespit davaları da olabileceği için menfi tespit davasının ayrıntılı olarak İİK’da düzenlenmesi de dava şartı arabuluculuk dava şartından muaf olması için yeterli bir dayanak değildir. İİK 72. maddesindeki menfi tespit davasının aynı zamanda yargılama sırasında ödeme üzerine kendiliğinden istirdata dönüşme ihtimali de gözetilmelidir. Diğer taraftan ödeme üzerine açılan menfi tespit davasında hukuki yarar bulunup bulunmadığı da Yargıtay'da tartışmalı bir konudur. Yargıtay 19....

          Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/6426 esas sayılı dosyada alınan bilirkişi raporu neticesinde, dava konusu bonodaki davacıya atfen atılan imzanın davacıya ait olmadığının tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, kötüniyet tazminat isteminin reddine karar verilmiş hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nın 72. maddesi gereği dava ve takip konusu senetteki keşideci imzasının davacıya ait olmadığı iddiasıyla açılan menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece imzasını inkar eden davacı avalist yönünden HMK'nın 211. maddesi gereği senet tanzim tarihinden öncesine ait imza örneklerinin getirtilerek konusunda uzman bir bilirkişi vasıtasıyla imza incelemesi yapılması gerekirken anılan savcılık soruşturması kapsamında alınan rapora atıfta bulunularak karar verilmesi isabetsiz olup eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir....

            İLK DERECE MAHKEMESİNİN 01/02/2023 TARİHLİ ARA KARARI : İlk derece mahkemesince; "...İİK'nun 72.maddesi kapsamında (İstanbul 14.İcra Müdürlüğü dosyası ile) 07/10/2022 tarihinde başlatılan icra takibinden sonra 24/10/2022 tarihinde açılmış menfi tespit davası olup dosya kapsamı nazara alındığında İİK'nun 72.maddesi kapsamında icra takibinin durdurulmasına ilişkin şartların mevcut olmadığı, İİK'nun 72/3.maddesi gereği icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği, ancak icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesi bakımından tedbir kararı verilebileceği..." gerekçesiyle 1-Davacı tarafın takibin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE, 2-Davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin İİK'nun 72/3.maddesi gereğince kabulü ile İzmir 6....

              Öte yandan İİK'nın 89/3. maddesine göre açılan menfi tespit davaları maktu harca tabi olduğu halde nispi harca hükmedilmesi ve anılan yasa hükmünde menfi tespit davasını açan ücüncü şahsın davayı kaybetmesi durumunda mahkemece tazminata mahkum edileceği hükmüne yer verilmiş olmasına rağmen davayı kazanması halinde tazminat verileceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığı halde davalı aleyhine % 20 tazminata hükmedilmesi de usul ve yasaya aykırıdır.” gerekçesiyle bozulmuştur....

                İİK'nın 89. maddesine dayalı olarak menfi tespit davası açılması için, takipte taraf olmayan üçüncü kişiye usulüne uygun olarak birinci, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin çıkartılması gerekmektedir. Birinci veya ikinci haciz ihbarnamelerinin usulüne uygun şekilde gönderilmemesi halinde üçüncü haciz ihbarnamesi herhangi bir hukuki sonuç doğurmaz. Somut olayda; davacı tarafça dava dışı borçlu veya alacaklıya söz konusu takip kapsamında herhangi bir ödeme yapılmamış olduğu, davanın İİK 89/5. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği, davanın İİK 89/3 maddesinde düzenlenen haciz ihbarnamelerinin gönderilmesi nedeniyle açılan menfi tespit davası olduğu anlaşılmaktadır. Dosya içeriğine göre, davacıya usulüne uygun olarak birinci ve ikinci haciz ihbarnamesi çıkarılmamış olduğu bu nedenle üçüncü haciz ihbarnamesinin hüküm ifade etmeyeceği sabit olup, davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararı yoktur (Yargıtay 4.HD 2016/12318 E, 2018/7493 K)....

                UYAP Entegrasyonu