Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, davacının emekli maaşı üzerine konulan blokenin kaldırılması ve haksız kesilen tutarın iadesi istemine ilişkindir. Dava tarihinde yürürlükte olan 4822 sayılı Kanunla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 3/e maddesinde; tüketicinin "Mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi", 3. maddesinin h bendinde tüketici işleminin "mal veya hizmet piyasalarında tüketici ile satıcı-sağlayıcı arasında yapılan her türlü hukuki işlemi" ifade edeceği, aynı yasanın 2. maddesinde ise bu kanunun, birinci maddede belirtilen amaçlarla mal veya hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsayacağı belirtilmiştir. Somut olayda, dava tüketici mahkemesi sıfatıyla görülüp sonuçlandırılmış ise de ihtilaf bankacılık işleminden kaynaklanmaktadır....
tarihinde hesaba konmuş olan blokenin, dava tarihi olan 13.05.2020 tarihinden sonra 22.07.2020 tarihinde iptal edildiği, dava konusu olayda, hesabın 2011 yılından 16.07.2019 tarihine kadar hareketsiz kaldığı, bu tarihe kadar hesapta zaten para mevcut olmadığı, 16.07.2019 tarihinde hesaba 6,34 TL bulunduğu, sadece bu tutarın blokenin kaldırıldığı 22.07.2020 tarihine kadar hesaptan çekilmesinin engellendiği, bloke işlemi nedeniyle davacının herhangi bir maddi zararının oluşmadığı, davacı...tarafça bloke işleminin diğer bankalardan kredi kullanmasına engel olduğuna ve blokenin hukuka aykırı olarak konulduğu ve hukuka aykırı olarak kaldırılmadığına ilişkin delil ibraz edilmediği ve davanın ispatlanamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir....
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME: Dava kambiyo senetlerine mahsus takip nedeniyle banka hesabı üzerine konulan blokenin kaldırılması ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın bu şekilde giderilmesi istemine ilişkindir. Davacı taraf, davacı aleyhine .... esas sayılı dosyası ve ....Esas sayılı dosyaları ile icra takibi başlatıldığını, alacaklı vekiline takip tutarlarının ödendiğini ve takibe dayanak çeklerin icra dairesinden teslim alındığını, sonrasında davalı bankanın .... Şubesi çalışanına imza karşılığında teslim edildiğini ileri sürmüştür. Sonrasında bankanın çeklerin teslim alınmadığını savunarak davacıya ait banka hesabı üzerine bloke koyduğunu belirtmiş ve anılan blokenin kaldırılması talep ve dava edilmiştir. Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış ve tarafların sunmuş oldukları deliller toplanmıştır. 6100 sayılı HMK.nun 190.maddesi uyarınca; ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir....
AŞ) vekili, davanın açıldığı tarih itibariyle davacının kefaletinin bulunduğu şirketlerin bankaya karşı çek taahhüt risklerinin bulunduğunu, dava açıldıktan sonra bu risklerin davacı tarafından kapatıldığını, bu nedenle hesap üzerindeki blokenin kaldırıldığını ve sonuçta davanın konusuz kaldığını, davaya konu paranın yatırıldığı tarih itibariyle banka bünyesinde faizli bir hesapta değerlendirildiğinden davacının faize ilişkin isteminin yerinde olmadığını, ayrıca blokeli para üzerinde davacıdan alacaklı bulunan .... şahısların haczinin mevcut olduğunu savunarak, hesap üzerindeki blokenin kaldırılması nedeniyle davanın konusuz kaldığını, hesap üzerinde .... şahıslar lehine haciz mevcut olduğundan paranın davacıya iadesinin mümkün olmadığını belirtmiştir....
Şubesi ...... numaralı maaş hesabına konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesi üzerine; hüküm, alacaklı tarafından temyiz edilmiştir. Borçlu aleyhine birikmiş ve devam eden aylar nafakasının tahsili amacıyla ilamlı takip başlatıldığı, borçlunun SGK'dan almakta olduğu emekli maaşından devam eden aylar nafakasını karşılar şekilde maaşının 1/4'ü kesilmekte iken, 89/1 ihbarnamesi ile ING Bank'daki maaş hesabının tümüne konulan haczin kaldırılması istemiyle İcra Mahkemesi'ne başvurduğu bir diğer anlatımla, borçlunun talebinin emekli maaşının 1/4'ünden fazlasına konulan haczin kaldırılması olduğu anlaşılmaktadır. Bu hali ile talep İİK'nun 82/1. maddesi ile 5510 sayılı Yasa'nın 93. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetidir. 5510 sayılı Yasa'nın 93. maddesinde; "Bu kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez....
Mahkemisinin 2010/21 Esas ve 2010/781 Karar sayılı ilamı maaşa konulan haczin iptal edildiğini ve fazladan ödenenen 3.000,00 TL'nin davalı alacaklıdan iadesi istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesince, davacının işleminin ... müdürü işlemini şikayet niteliğinde olduğunu,maaşından yapılan kesintilerin geri ödenmesi amacıyla ... müdürlüğüne başvurduğu ve talebinin reddi üzerine, ... müdürlüğünün red işlemi aleyhine dava açıldığından ... mankemisinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... Mahkemesi ise, talebin maaşından yapılan kesintinin iadesini istediği yani sebepsiz zenginlişmeye dayalı olarak açtığından ....sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
ye kredi kullandırdığını, kredi sözleşmelerindeki imzanın kredisine ait bulunmadığını hiç kimseye kefil olmadığını aleyhine haksız icra takibine girişildiğini ileri sürerek borçlu olmadığının tespiti ile banka hesabına konulan blokenin kaldırılarak 1800.00 TL paranın tarafına iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı banka vekili davanın reddi ile %40 tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama toplanan deliller benimsenen Adli Tıp Raporuna göre; imzanın davacıya ait olmadığı, icra dosyasında davacıdan yapılan bir tahsilata rastlanmadığı gerekçeleri ile menfi tespit isteminin kabulüne istirdat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ Taraflar arasındaki davadan dolayı ....Tüketici Mahkemesi’nce verilen 29/03/2016 gün ve 2016/104-2016/368 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: Karar tarihinde yürürlükte bulunan HUMK’un 21/07/2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanun ile değişik 427/2. maddesi hükmüne göre, miktar veya değeri 1.000,00 TL'yi geçmeyen taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar kesin olup, bu miktarın, karar tarihi itibariyle 2.190,00 TL olduğu, dava dilekçesinde emekli maaşına konulan blokenin kaldırılması ve fazlaya dair hakların saklı tutularak 1.299,00 TL’nin davalıdan tahsilinin talep edildiği, mahkemece davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, 17.04.2008 tarih ve 5754 Sayılı Yasanın 56. maddesi ile değişik 5510 Sayılı Yasanın 93. maddesine göre; sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödeneklerinin, sağlık hizmeti sunucularının genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu kurum nezdinde doğan alacaklarının devir ve temlik edilemeyeceği, gelir, aylık ve ödeneklerin bir kısım borçlar dışında haczedilemeyeceği, hükmün 2008 yılı Ekim ayı başında yürürlüğe girdiği, blokenin Yasanın yürürlüğe girmesinden sonra konulduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, blokenin kaldırılmasına ve 7.306,69 TL'nin davalı bankadan tahsiline karar verilmiştir....
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı bankanın müşterisi olup, 1999-2000 ve 2001 yıllarında bankadan teslim aldığı çek yapraklarından bir kısmının çalınmak suretiyle elden çıkması sonucunda çek yapraklarının bankaya iade edilemediğini, zamanaşımına uğrayan bu çekler sebebiyle müvekkilinin 83.000,00 TL’lik hesabına bloke konulduğunu, kaybedilen boş çek yapraklarının çek olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığını, bankaya gönderilen ihtarnamede çek yapraklarının boş ve imzasız olarak kaybedildiği bildirilerek hesaptaki blokenin kaldırılmasının istendiğini, ancak blokenin kaldırılmadığını, bu bedelin ödenmesi için başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile icra takibinin devamına, asıl alacağın %20 oranından az olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. II....