Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; dava genel kredi sözleşmesine istinaden emekli maaşına konulan blokenin kaldırılması istemine ilişkin olduğu, davalı bankanın genel kredi borcundan dolayı bankadaki hesabına hapis hakkını kullandığı, MK'nın 950. maddesi gereğince alacaklının, borçluya ait olup onun rızasıyla zilyedi bulunduğu taşınırı veya kıymetli evrakı, borcun muaccel olması ve niteliği itibariyle bu eşyanın alacak ile bağlantısı bulunması halinde, borç ödeninceye kadar hapsedebileceği, hapis hakkının kullanabilmesi için, bu hakkın konusunu oluşturan taşınır veya kıymetli evrak ile alacak arasında doğal bir bağlantı bulunması gerektiği, taraflar arasındaki ilişkinin dayanağı kredi sözleşmesi ile hesaptaki paranın doğrudan ilişkili olmadığı, zilyetlik ve alacak ilişkisinin tacirler arasından doğmadığı, bu nedenle davalı bankanın hapis hakkına dayalı banka hesabındaki alacağına bloke uygulama hakkının olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile bloke işleminin kaldırılmasına...
Somut olayda; davacının davalı bankadan ticari krediler kullandığı, kredi taksitlerinin ödenmemesi üzerine davalı bankanın davacının emekli maaşından kesintiler yaptığı, davacının yapılan kesintilerin haksız olduğu iddiası ile eldeki davayı açtığı, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının emekli maaş ödemelerini ilk olarak 08.09.2016 tarihinde davalı Banka hesabına yattığı tespit edilmiş olup davacının yaklaşık 4 yıl maaşını davalı Bankadan aldığı anlaşılmaktadır. Davacının daha önce de emekli maaşından defalarca kredi ödemesi tahsil olduğu görülmektedir. 18.10.2018 maaş ödemesi 1.215,82 TL, 18.01.2019 maaş ödemesi 1.337,59 TL tamamı Bireysel Krediler Otomatik Geri Ödeme olarak tahsil edilmiştir. Dava tarihine kadar davacının emekli maaşından tahsilat yapılmaması amaçlı davalı Bankaya noter kanalıyla herhangi bir talimat gönderdiği şeklinde bir belge de dosyada mevcut değildir....
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/621 Değişik İş sayılı dosyasında davalı ... hesabına konulan toplam bloke bedeli olan 1.948.000,00 TL bedelli teminat mektubu sunulduğunda davalının hesabına konulan blokenin kaldırılmasına, teminat mektubu sunulması için HMK'nın 393. maddesi uyarınca bir haftalık kesin süre verilmesine, belirtilen süre içinde teminat mektubu sunulmadığı takdirde Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen tedbir kararın aynen devam edeceğinin ihtaratına, karar verilmiştir.Bu ara karara karşı, davacı vekili ve davalı vekili itinaf başvurusunda bulunmuştur....
Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/03/2016 tarih ve 2015/344-2016/204 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı; davalı bankadan iki adet tüketici kredisi kullandığını, ayrıca davalı bankada maaş hesabının bulunduğunu, davalı bankanın İİK'nın 83/2 maddesine aykırı olarak maaş hesabına bloke koyarak kredi taksitlerini tahsil ettiğini, oysa maaşının dörtte birinin icra kanalıyla bir başka borç için de kesildiğini, bu nedenle evinin ihtiyaçlarını karşılayamadığını, maaşından kesilen toplam miktarın 4.843,52 TL olduğunu ileri sürerek maaşı üzerindeki usulsüz blokenin kaldırılması ve mağduriyetinin giderilmesini talep ve dava etmiştir....
Maaş Ödemesinin yapıldığı, davalı banka tarafından 01.02.2020-17.09.2020 tarihleri arasında maaşın 1/4’ünün altında düşük tutarlarda, ancak 17.09.2020 tarihinden 11.01.2022 dava tarihine kadar ise davacının hesabına alacak kaydedilen maaş tutarlarının 1/4’ü oranındaki (% 25 oranında) kısmının, davacının kefaletinin bulunduğu dava dışı ......
Candan'ın davalı bankadan çektiği kredilerin ödemesi bitmeden vefat ettiğini, kullanılan kredi nedeniyle müvekkilinin hesabına haksız bloke konulduğunu ileri sürerek blokenin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, talebin anlaşılamadığını, sigorta sözleşmesinin tarafının banka olmadığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacının vefat eden eşi Sadrettin'in müvekkili bankadan tüketici kredisi kullandığını, davacının da kredinin teminatını teşkil etmek üzere mevduat rehin sözleşmesi imzaladığını, bu nedenle blokenin kaldırılmasının ancak borcun tamamının ödenmesi halinde söz konusu olabileceğini, halen kredi ilişkisinden dolayı 9.137,92 TL alacaklarının bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....
K A R A R Davacı, davalı bankanın İzmir Finansmarket şubesinden 28.06.2013 tarihinde kullandığı 42.500,00 TL tutarlı ve 60 ay vadeli tüketici kredisi nedeniyle maaş hesabına haciz konulduğunu, kredi taksitlerinin maaşından kesinti yapılarak tahsil edildiğini, buna ilişkin otomatik ödeme talimatının iptal edilmesini davalı bankadan istemesine rağmen bu talebinin reddedildiğini ileri sürerek; maaşına konulan blokenin kaldırılmasını istemiştir. Davalı banka vekili, yapılan tüm işlemlerin sözleşme ve mevzuata uygun olduğunu savunarak; davanın reddini dilemiştir. Davanın kabulü ile Vakıfbank İzmir Finansmarket şubesinde davacıya ait hesaptaki blolekinin kaldırılmasına dair verilen İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik davalının istinaf başvurusu, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13....
ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen maaş kesintisinin iptali ve blokenin kaldırılması davası sonucunda verilen kararın Dairece bozulmasına dair verilen karara, bölge adliye mahkemesince verilen direnme kararının, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; 6763 sayılı Kanun'un 43. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK'nın 373/5 maddesi uyarınca dosyadaki kâğıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dairece verilen 09.02.2022 tarihli ve 2021/9173 Esas 2022/769 Karar sayılı bozma kararı emsal Yargıtay içtihatlarına, ahde vefa ilkesine, usul ve yasaya uygun olup bölge adliye mahkemesince verilen direnme kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından, temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın 6763 sayılı Kanunun 43. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK'nın 373/5 maddesi uyarınca yetkili ve görevli Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine, 07.11.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Davalı vekili, davacının tutuklanmış olmasının müvekkilinin alacağının tahsil edilemeyeceği yönünde açık bir belirti olduğundan davacı ile imzalanan genel nakdi ve gayrınakdi kredi sözleşmesinin 62 ve 63. maddeleri, bankacılık hizmet sözleşmesinin borçların ödenmemesi, bankanın rehin, takas ve mahsup hakkı başlıklı hükümlerinin 1,2,3, 4 nolu bentleri ve taşıt kredisi rehin sözleşmesinin 12. maddesi uyarınca davacının bankadaki tüm değerleri üzerinde müvekkilinin rehin hakkı bulunduğundan konulan blokenin hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....
Davalı vekili 12/04/2023 tarihli bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde 14/10/2020 tarihinde blokelerin kaldırıldığı belirtmesine rağmen, çok daha öncesinde 14/06/2021 tarihli cevap dilekçesinde ise blokenin kaldırıldığından hiç bahsetmemiş, bu konuda hiçbir beyanda bulunmamış, aksine zarar tutarı kadar davacıların hesaplarına bloke konulduğunu açıkça ifade etmiş, blokenin sonradan kaldırıldığı noktasında açıklama yapmamıştır. Üye iş yeri sözleşmelerinin celbi için davalı bankaya müzekkere yazılmış, davalı banka 16/02/2022 tarihli yazı cevabında bugün tarihi itibariyle (16/02/2022) hesaplarda herhangi bir bloke kaydının olmadığını bildirmiş, ancak blokenin hangi tarihte kaldırıldığını açıkça yine beyan etmemiştir. Hasılı, müzekkere cevabında blokenin hangi tarihte kaldırıldığı banka tarafından açıklanmamıştır. Kaldı ki, blokenin kaldırıldığı noktasında hesap sahibi olan davacılara bu durum hakkında ihtar veya ihbar yapılmamıştır....