Kısaca taşınmaz paylı mülkiyet rejimine tabidir. Türk Medeni Kanununun 688. maddesinde paylı mülkiyet “birden çok kimsenin maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla malik olmaları” şeklinde ifade edilmiştir. Paylı mülkiyette, mülkiyet hakkına sahip birden ziyade kişi olmasına rağmen eşya üzerinde tek bir mülkiyet hakkı mevcuttur. Eşya üzerindeki bu tek mülkiyet hakkı malikler arasında bir paylı mülkiyet birliğini meydana getirir. Her paydaş mülkiyet hakkının belli bir payına sahip olur ve her paydaş diğerinden bağımsız ayrıca tasarrufi işlemlerde bulunabilir. Dolayısıyla somut olayda, bir paydaşın temsilen diğer paydaşların menfaatini koruması durumu söz konusu edilemez....
Dava mülkiyet hakkına dayanılarak açılmış bulunmaktadır. Mülkiyet hakkının kapsamını belirleyen Türk Medeni Kanunun 683.maddesi "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir" hükmünü taşımaktadır. Sözü edilen maddenin ikinci fıkrası ise mülkiyet hakkına haksız olarak elatan kişi için malike tanınan haklar gösterilmiş olup bunlar; malı haksız biçimde eline geçiren kişiye karşı istihkak davası açmak ve haksız elatmanın önlenmesini isteme yolunda idari ve yargısal yardım talep edebilme ve bu cümleden olarak elatmanın önlenmesini isteme haklarıdır. Türk Medeni Kanununun 684.maddesi ise mülkiyet hakkının kapsamını belirlerken "bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur" hükmünün yanında 685.maddesi ile de; taşınmazlara yönelik olarak "bir şeyin maliki, onun ürünlerine de malik olur....
Kısaca taşınmaz paylı mülkiyet rejimine tabidir. Türk Medeni Kanununun 688. maddesinde paylı mülkiyet “birden çok kimsenin maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla malik olmaları” şeklinde ifade edilmiştir. Paylı mülkiyette, mülkiyet hakkına sahip birden ziyade kişi olmasına rağmen eşya üzerinde tek bir mülkiyet hakkı mevcuttur. Eşya üzerindeki bu tek mülkiyet hakkı malikler arasında bir paylı mülkiyet birliğini meydana getirir. Her paydaş mülkiyet hakkının belli bir payına sahip olur ve her paydaş diğerinden bağımsız ayrıca tasarrufi işlemlerde bulunabilir. Dolayısıyla somut olayda, bir paydaşın temsilen diğer paydaşların menfaatini koruması durumu söz konusu edilemez....
Dosyada yer alan tapu kayıt örneğinden 337 ada 11 sayılı parselin birden fazla gerçek kişi adına paylı mülkiyet rejimine tabi olarak tapuda kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Diğer taraftan Türk Medeni Kanununun 718. maddesi hükmüne göre taşınmaz mülkiyetinin kapsamına yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer. Kısaca, 11 sayılı parsel üzerindeki yıkımı hüküm altına alınan yapının malikleri kayıt maliki olan paydaşlardır. Türk Medeni Kanununun 688 maddesinde paylı mülkiyet “birden çok kimsenin maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla malik olmaları” şeklinde ifade edilmiştir. Bu tanıma göre paylı mülkiyetin söz konusu olabilmesi için; birden fazla kişinin bir mala paylı malik bulunması ve bu malın malikleri arasında maddi olarak paylaşılmış olunmaması gerekir. Paylı mülkiyette, mülkiyet hakkına sahip birden ziyade kişi olmasına rağmen, eşya üzerinde tek bir mülkiyet hakkı mevcut bulunur. Davanın taşınmazın paylı maliklerine yöneltilmesi gerekir....
Kadastro Mahkemesince, davacının ve asli müdahilin ayrı ayrı davaya konu taşınmazın Maliye Hazinesi adına olan tapusunun iptali ile kendi adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ettikleri, bu talebin mülkiyet hakkı değişikliği içerir nitelikte olduğu yenileme kadastrosunda mülkiyet hakları tartışma konusu yapılamayacağından mülkiyet hakkı değişikliği içerir şekildeki taleplere yönelik davalar yönünden kadastro mahkemesinin görevli olmadığı gerekçeleri ile görevsizlik kararı verilmiştir. 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi ve buna ilişkin yönetmeliğe göre uygulama kadastrosunun amacı; sınırlandırma, ölçü, çizim ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek üzere uygulama niteliğini kaybeden, teknik nedenlerle yetersiz kalan, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği tespit edilen kadastro haritalarının tekrar düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin sağlanması olduğundan yenileme kadastrosunda mülkiyet haklarının tartışma konusu...
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Eldeki davada, 62 parsel sayılı taşınmaz kaydında malik olarak görünen “... kızı ...” ile kaydı tamamen uyuşan bir kişinin nüfus kaydının bulunduğu ve sağ olduğu tespit edildiğinden bu kişinin taşınmaz hakkında mülkiyet iddiası bulunup bulunmadığı tespit edilmeden davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece yukarıda adı geçen “......
Mülkiyet nakline neden olunmaması için anılan kişinin mirasçıları duruşmaya çağrılarak dava konusu taşınmazlarda mülkiyet iddiaları bulunup bulunmadığı sorularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece, mülkiyet nakline neden olacak biçimde eksik araştırma ve inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 21.11.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Somut olayda, davacı mülkiyet hanesi boş bulunan 678 parsel sayılı taşınmazın mülkiyet hanesine adının yazılmasını istemiştir. Tapu kaydında hatalı yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davasının kaynağını, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi oluşturur. Tapu sicil müdürlüğü tarafından 678 parsel sayılı taşınmazın tescil harici olduğundan tapu kaydının bulunmadığı bildirilmiştir. Tapu kaydı bulunmayan bir taşınmazda kimlik bilgilerinin düzeltilmesi de istenemez....
Ancak; Dava konusu 178 ada 15 parsel numaralı taşınmaza ilişkin olarak satınalma tutanağında irtifak kamulaştırmasına konu alan 366,93 m2, mülkiyet kamulaştırmasına konu alan ise 276,95 m2 olarak belirlenmiştir. Bilirkişilerce ise; mülkiyet kamulaştırmasına konu alın 572,04 m2 olarak tespit edildikten sonra satınalma tutanağındaki irtifak ve mülkiyet alanı toplanarak 643,88 m2 bulunmuş ve bulunan bu değerden 572,04 m2'lik alan çıkarıldıktan sonra irtifak alanı 71,84 m2 olarak elirlenmiştir. Bilirkişilerce irtifak ve mülkiyet kamulaştırmasına konu alanların yüzölçümünün bu şekilde belirlenmesi mümkün değildir....
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Somut uyuşmazlıkta, nüfus müdürlüğünün 13.12.2011 tarihli yazı cevabı ve ekinde bulunan nüfus aile kayıt tablosunun incelenmesinden davacının dava konusu 600 parsel sayılı taşınmazın maliki ile aynı kimlik bilgilerini taşıyan "... kızı ..." isimli bir kardeşinin bulunduğu saptanmıştır. Tapu kayıt maliki ile aynı kimlik bilgilerine sahip şahıs belirlenerek, mülkiyet iddiası olup olmadığı araştırılmadan eksik araştırma ile mülkiyet aktarımına yol açabilecek biçimde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır....