Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK'nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/12/2020 NUMARASI : 2019/370 ESAS, 2020/398 KARAR DAVA KONUSU : Mülkiyet (Taşınır Maldan Kaynaklanan) KARAR : Sivas 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 01/12/2020 tarih, 2019/370 Esas, 2020/398 Karar sayılı kararına karşı davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili T1 Sivas ve Erzurum Kongreleri'nde alınan kararlar ile 14 Eylül - 15 Aralık 1919 tarihleri arasında yayımlanan İrade-i Milliye Gazetesi'nin basımında kullanılan 1889 model JOHENNISBERG AM RHEIN marka baskı (matbaa) makinesinin sahibi olduğunu, Söz konusu makine, 1993 yılına kadar, müvekkile ait "Sivas Anadolu Gazetesi'nin" basımında kullanıldığını, söz konusu makinenin, Sivas Kongre'sinin 93....

    Türk Medeni Kanunu'nun "Mülkiyet hakkının içeriği" başlıklı 683. maddesi: "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir" hükmü ile malikin mülkiyet hakkını yasal sınırlar içinde kullanabilme yetkisini düzenlemiştir. Öte yandan, anılan Kanunun taşınmaz mülkiyet hakkının kısıtlamalarını düzenleyen "komşu hakkı" bölümünde yer alan 740. maddesi ise başkasının mülküne taşarak zarar veren dal ve köklerin, zarar gören mülk sahibinin istemi üzerine uygun bir süre içinde kaldırılmaması halinde, zarar gören mülk sahibi tarafından kesilebileceği ve kendi mülkiyetine geçirilebileceği hükmünü içermektedir. Görüleceği üzere bu madde ile de mülkiyetin taşkın kullanımına kısıtlama getirilmiştir....

      Suça konu araca el konulması ile araç sahibinin (borçlunun) mülkiyet ve tasarruf hakkı elinden alınmış olur. El koyma ile araç sahibinin (borçlunun) araç (eşya) üzerinde her hangi bir hakkı kalmamaktadır. Araç sahibinin mülkiyet ve tasarruf hakkı sona erdiğinden (el koyma işlemi ile) bu eşya üzerinde (araç) borçlu ile alacaklı arasındaki ilişkiden kaynaklanan bir başkasının rüçhan hakkından da söz edilemez. Zira; rüçhan hakkının varlığının devam edebilmesi için eşya (araç) üzerinde eşya sahibinin tasarruf ve mülkiyet hakkının devam ediyor olması gerekmektedir. Somut olayda, satışı yapılan araçla ilgili olarak henüz ceza mahkemesince verilen ve 17/06/2018 tarihinde kesinleşmiş bir müsadere kararının bulunduğu, ... 2....

        Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. 1.Dava konusu haciz 21.10.2009 tarihinde borçlu şirkete ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste ve borçlu şirket vekilinin huzurunda haczedilmiştir.İİK’nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısı ile davalı alacaklı yararınadır.Bu yasal karine aksinin davacı 3.kişi tarafından her türlü delille ispatlanması olanaklıdır. Borç kaynağı 14.01.2008 tarihli kredi sözleşmesinin teminatı olarak verilmiş 15.01.2008 tanzim tarihli bonodur. Davacı şirket bu tarihten önce 27.02.2007 tarihinde kurulmuş ve 29.03.2007 tarihinde her türlü gemi inşası ve tadili için yatırım teşvik belgesi almıştır. Bu kapsamda haczedilen taşınır malları yurt dışından ithal ettiğine dair gümrük belgeleri, faturalar ve bu malların alımına ilişkin satıcı firma tarafından düzenlenmiş belgeler sunulmuştur....

          Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK'nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir. Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazda davacının 1/5 payı, ...'in 4/5 payı bulunmaktadır. Davacının payını 6.11.2007de satın aldığı ve bu tarihte ...'in 4/5 payın maliki olduğu anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK'nın 124. maddesi uyarınca, “Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür....

            Bu nedenle, sanıklar açısından mülkiyet hakkının menfi yönü gerçekleşmemiştir. 4- Malik, malın kullanım hakkını sözleşme ile bir başkasına devretmekle, devredilen haklar zilyede geçeceğinden kendi hakkını sınırlamış olur. Malik kendisine ait eşya üzerinde anayasa ve yasalara uygun olarak dilediği gibi tasarrufta bulunabilir. Yani malik sıfatından kaynaklanan haklarını kullanıp kullanmamak tamamen kendi iradesindedir. Bu anlamda eşya üzerindeki mülkiyet hakkını terk etme hakkı olduğu gibi, mülkiyet hakkını bir başkasına vermek suretiyle eşyanın devrini de sağlayabilir. Mülkiyeti temelli devretme hakkı tanınan malik, evleviyetle eşyanın geçici kullanımı amacıyla devretme hakkına da sahip olacaktır. Esasen bu malikin kendisine ait eşya üzerindeki kudretinin tecellisidir. Bu nedenle zilyetliğin devri suretiyle mülkiyete dayalı bazı hakların kullanılamayacağını kabul etmek, mülkiyet hakkının niteliği ile çelişmez....

              Taraflar arasında, mülkiyet uyuşmazlığının bulunmadığı, çekişmenin, söz konusu taşınmazın kullanılma ve yararlanma biçiminin nasıl olması gerektiği noktasında olduğu kuşkusuzdur. Bilindiği üzere, 1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununda paylı mülkiyet, yasanın 688 ile 700. maddelerinde düzenlenmiş, düzenlemede, genellikle 1926 tarihli önceki yasa hükümleri dikkate alınmış, “Yönetim ve Tasarruf’a” ilişkin bazı konularda açıklık sağlanmış, bu arada 693. madde ile de önceki yasadan farklı bir yasa hükmü getirilmiştir. Sözü edilen maddede aynen “Paydaşlardan her biri, diğerlerinin hakları ile bağdaştığı ölçüde paylı maldan yararlanabilir ve onu kullanabilir. Uyuşmazlık halinde yararlanma ve kullanma şeklini hâkim belirler. Bu belirleme, paylı malın kullanılmasının zaman veya yer itibarıyla paydaşlar arasında bölünmesi biçiminde de olabilir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Edinilmiş maldan katılma payı alacağı ... ile ...ve müşterekleri aralarındaki edinilmiş maldan katılma payı alacağı davasının kısmen reddine dair ... 1. Aile Mahkemesi'nden verilen 09.07.2012 gün ve 193/528 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....

                olaya gelince; taşınır mallardaki ortaklığın giderilmesi davalarında 492 Sayılı Harçlar Kanunu ve karar tarihinde (2016 yılı) yürürlükte bulunan 1 sayılı tarife uyarınca 29,20TL maktu harç alınması gerekirken mahkemece taşınır mal niteliğindeki dava konusu taşınırların satış bedeli üzerinden binde 11,38 oranında harç alınmasına karar verilmesi doğru görülmemişse de; bu husus, hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu