Davacı borçlu tarafça, takibin faiz ve ferilerine itiraz dışında mükerrerlik ve muacceliyet itirazında da bulunulmuş ancak mahkemece muacceliyet itirazı hakkında olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamış, yine mükerrerlik itirazının reddine dair hüküm kurulmuşsa da buna ilişkin de bir değerlendirme yapılmamış yalnız davacının mükerrerlik iddiasının reddine demekle yetinilmiş, ancak reddin hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığının belirtilmediği gerekçenin bu haliyle yukarıda açıklanan düzenlemelere aykırı olduğu görülmektedir. Ayrıca, bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin aynı bilirkişiden rapor alınması suretiyle giderilmesi de hukuka aykırıdır. Bu nedenle çelişkinin aralarında bankacı bilirkişinin de yer alacağı 3 kişilik bilirkişi heyeti vasıtasıyla giderilmesi gerekmektedir....
Taşınır rehninin paraya çevrilmesi başlığı altında yer alan İİK'nun 147. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 62. maddesinde "itiraz etmek isteyen borçlu, itirazını ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak İcra Dairesine bildirmeye mecburdur" hükmüne yer verilmiştir. Mükerrerlik iddiası borca itiraz niteliğinde olup, anılan yasal düzenlemeler gereği ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde İcra Müdürlüğüne yapılması gerekir. İcra Müdürlüğü yerine İcra Mahkemesine yapılan itiraz fuzuli olup bir hukuki sonuç doğurmaz. Somut olayda borçlu aleyhine başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takibin dayanağı, rehinli olan ... plakalı kamyonete dayalı olarak, daha önce... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2009/5323 sayılı dosyası ile icra takibi yürütüldüğü ve bu takibin halen derdest olduğu ileri sürülerek mükerrerlik itirazı ile İcra Mahkemesine başvurulmuştur....
İcra mahkemesince derdestlik şikayetinin esası incelenerek sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken derdestlik (mükerrerlik) itirazının borca itiraz olarak değerlendirilerek İİK'nın 62/1 maddesi uyarınca bu itirazın icra dairesine yapılması gerekirken icra mahkemesine yapılan itirazın fuzuli olup sonuç doğurmayacağı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir. Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının kaldırılarak icra mahkeme kararının bozulması yerine onanması yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum. 02.05.2023...
Beldesine ait çalışma alanı sınırının 34 nolu sınır taşında 35 nolu sınır taşına düz bir hattın çekildiği ve 1521 parselin kuzeydoğu köşesinden geçtiği, diğer dava konusu ... köyüne ait kadastro çalışmasınında aynı 1/5000 ölçekli fotogrametrik pafta üzerinden yapıldığı, mürekkepleme işleminin aynı pafta kullanılarak gerçekleştiği, bu nedenle kadastro paftasında bir mükerrerlik oluşmadığı, 1521 ve 1523 parsellerin aynı pafta üzerinde tersim edilmesi nedeniyle mükerrerliğin de oluşmasının mümkün olmadığı, ancak ... Köyü çalışma alan sınırının kadastrosu daha önce yapılan ... Beldesi kadastro çalışma alanı sınırına uyması gerekirken, bu sınıra uymadığı ve ... Beldesi çalışmalarının sınırının bir kısmını içine aldığı, bu nedenle çalışma alanı sınırında mükerrerlik oluştuğu, mükerrerlik oluşan kısmın ......
Davacı borçlu tarafça, takibin faiz ve ferilerine itiraz dışında mükerrerlik ve muacceliyet itirazında da bulunulmuş ancak mahkemece mükerrerlik ve muacceliyet itirazı hakkında olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle, mahkemece, taraf teşkilinin sağlanması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli olmadığından, davalı bankanın sair istinaf başvuru sebepleri bu aşamada incelenmeksizin, istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK'nun 355, 353/1- a-4, 353/1- a-6 maddeleri uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve belirtilen eksiklikler giderilerek yargılamaya devam edilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere, 1....
Mükerrerlik iddiası da borca itiraz niteliğinde olduğundan yasal sürede icra dairesine yapılmalıdır. Şikayet yoluyla mükerrerlik nedeniyle takibin iptali istenemeyeceği gibi, bu husus re'sen de nazara alınamaz. O halde mahkemece, takibin şekli bakımından icra mahkemesine yapılan itirazın geçersiz olduğu göz önünde bulundurularak, borçlunun itiraza yönelik isteminin reddi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı ..., kadastrodan önceki sebeplere dayalı olarak dava açmamakta, kadastro sonucu oluşmuş ve adına tescilli taşınmazının komşu köyde daha sonra yapılan kadastro çalışmaları sırasında davalılar adına tespit ve tescil edilen taşınmaz ile mükerrerlik oluşturduğunu öne sürmektedir. Diğer bir anlatımla aynı kanunun 12/3, maddesinde düzenlenen "bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz" hükmününün uygulanma imkanı bulunmamaktadır....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ilamsız takiplerde mükerrerlik şikayetinin olmadığını, bunun borca itiraz olarak icra müdürlüğünde ileri sürülmesi gerektiğini, öte yandan mükerrerlik halinde ikinci takip yerine ilk takibin iptalinin istenmesinin mümkün olmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu ileri sürerek şikayetin reddini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece davacı borçlunun iddiasının borca itiraz mahiyetinde olduğu, bunun icra müdürlüğünde ileri sürülmesi gerektiği, icra mahkemesinde ileri sürülen bu hususun hukuki sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir....
Davacı kiraya veren tarafından takibe konu edilen kira bedeli, davalı kiracı tarafından kabul edilmediğinden ve kira bedelleri tek taraflı düzenlenen ve karşı tarafça itiraz edilen ticari defterler ile ispat olunamayacağından, davacı kiraya veren tarafından kira bedelinin kesin delille ispat edilmesi gerekmektedir....
Davalı ... vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davanın konusunun kadastro tespitine itiraz değil, mükerrer tescil olmadığının tespiti ile tapu kaydının davalı müvekkili aleyhine düzeltilmesi istemine ilişkin olduğunu, kadastro tespitine itiraz davalarındaki maktu vekalet ücreti takdiri yerinde olmayıp müvekkile ait taşınmazın eksiltilmesi istenilen (tapu iptali ve tescil) miktarının 25.03.2021 tarihli bilirkişi raporu ile tespit edilen değeri üzerinden ve iki ayrı taşınmaz için iki ayrı davalı söz konusu olduğundan, dava konusu taşınmazların değeri üzerinden asgari ücret tarifesine göre vekalet ücreti takdiri gerektiğini öne sürerek mahkeme kararının vekalet ücreti yönünden kaldırılarak, davacı tarafın açtığı mükerrer tescil olmadığının tespiti ile tapu kaydının düzeltilmesi taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. C....