Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Mükerrer Kaydın İptali K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Hazine adına idari yoldan tescil edilen 1161 parsel sayılı taşınmazın önceden kadastrosu yapılan 493 parsel sayılı taşınmazın içerisinde kaldığından bahisle açılan mükerrerlik kaydının iptali talebine ilişkin olup; Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 02.07.2021 tarihli ve 211 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.07.2021 tarihli ve 31536 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (1.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 30.09.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Özel Daireler arasında meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde arazi kadastrosu yapılmadan önce karara bağlanan dava dosyasında mükerrerlik iddiasıyla tescil ilamı ile oluşan tapu kaydının başka bir tapu adına dayanılarak iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi Yargıtay 1. Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç :1.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA , dosyanın bu daireye gönderilmesine , 29.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
CEVAP: Davalı Ali Türkoğlu tarafından davaya karşı cevap dilekçesi sunulmamış; davalı Tapu T5 vekili cevap dilekçesinde özetle; tapu kayıtlarında mükerrerlik olmadığını, yapılan tapulama çalışmalarının doğru olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Davacıların iptalini istedikleri kambiyo takibi yapılan ve bu davanın konusunu oluşturan Samsun İcra Müdürlüğünün 2018/31857 esas sayılı takip açılış tarihinin 27.03.2018 olduğu, mükerrerlik iddiasında bulunulan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan 2018/34242 esas sayılı takip başlangıç tarihinin ise 30.03.2018 olduğu gözetildiğinde davaya konu edilen 2018/31857 esas sayılı takibin daha önce başlatıldığı anlaşılmaktadır. Mükerrerlik iddiasında bulunabilmek için şikayete konu edilen takibin açıldığı tarihte aynı alacağa ilişkin devam etmekte olan bir takibin bulunması gerekir. Somut olayda iptali istenen 2018/31857 esas sayılı takibin başlatıldığı 27.03.2018 tarihinde henüz ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılmış bir takip bulunmadığına göre bu dosya için mükerrerlik iddiasında bulunulması da mümkün değildir. Bir başka deyişle mükerrerlik iddiası ancak sonra başlatılan takip için ileri sürülebilir....
Esas sayılı dosyasında, davacı mükerrerlik şikayetinde bulunulamayacağından mükerrerlik şikayetinin yerinde görülmediği, davacı vekilinin ipotek maliklerinin borçlu olarak gösterilmediğini, bu nedenle takibin iptalini talep ettiği anlaşılmışsa da takip talebi ve icra emrinde ipotek maliklerinin gösterildiği ve taraflarına icra emrinin tebliğ edildiği anlaşıldığından takibin iptali talebinin yerinde olmadığı, somut olayda, ipoteğin, üst sınır ipoteği olduğu, Beşiktaş 17....
yeniden mükerrerlik oluşturacak şekilde 3059 parselin de davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesinin de usul ve yasaya uygun bulunmadığı" belirtilerek, hükmün bozulmasına karar verilmiştir....
Hal böyle olunca; Mahkemece bilirkişi raporunda ve ekli krokisinde belirtildiği üzere Alikolan Köyü 126 ve 127 mera parselleri ile mükerrerlik oluşturan dava konusu 801 (125 ada 156 parsel), 836 (125 ada 142 parsel), 841 (125 ada 143 parsel), 842 (125 ada 141 parsel), 871 (125 ada 139 parsel), 872 (125 ada 140 parsel), 800 (125 ada 158 parsel), 802 (125 ada 157 parsel), 835 (125 ada 144 parsel), 840 (125 ada 145 parsel), 869 (125 ada 136 parsel) ve 870 (125 ada 135 parsel) ... taşınmazların bilirkişi raporuna göre mükerrerlik gösteren bölümlerinin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olduğu" gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir....
çalmadığını, adresin kapalı olduğunun yanlış bilgi olduğunu, muhatabın dağıtım saatlerinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tevsik edilmediğini, kapıya ihbarname yapıştırılmadığını, müvekkilinin komşu olarak belirtilen Ramazan Demir isimli kişiyi tanımadığını, bu kişinin verdiği bilginin de gerçeği yansıtmadığını, davacının çalışan olması sebebiyle tebligat tarihinde çarşıda değil işte olduğunu, müvekkilinin icra takibini 20/08/2020 tarihinde haricen öğrendiğini, borca ve ferilerine itiraz ettiklerini bildirerek ödeme emri tebliğ tarihinin 20/08/2020 tarihi olarak düzeltilmesine, takibin durdurulmasına ve mükerrerlik nedeniyle takibin iptali ile kötü niyetli davalı aleyhine %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, ilama aykırılık şikayeti ve mükerrerlik nedeniyle icra emrinin iptali istemine ilişkindir. Kural olarak icra mahkemesi kararlarının uygulanması için kesinleşmesi gerekmediğinden, Bakırköy 12. İcra Müdürlüğünün 2017/5236 Esas sayılı dosyasıyla başlatılan takibin iptali kararı kesinleşmeden Bakırköy 16. İcra Müdürlüğünün 2013/2448 Esas sayılı takip dosyasından icra emri düzenlenmesi halinde mükerrer takipten söz edilemez. (Yargıtay 12....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :Uyuşmazlık, Yalova İcra Müdürlüğü 2022 / 7155 Esas sayılı dosyasında usulsüz tebliğ şikayeti ile mükerrerlik nedeniyle borca itiraza ilişkindir. Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.” Şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 12/02/1969 tarih ve 1967/172- 107 sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez....