Ayrıca, davacı bu davada tescil talebi ile birlikte 10 yılık süre içinde orman kadastrosunun iptali talebi ile dava açmış olup, çekişmeli 109 ada 15 parsel sayılı taşınmazın (B harfli taşınmaz) yörede 1996 yılında kesinleşen orman kadastro çalışmasında orman sınırları dışında bırakıldığı, 109 ada 26 parsel sayılı taşınmazın ise davacının talep ettiği 13.500 m2'lik bölümünün kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı, davacının herhangi bir tapu kaydına dayanmadığı, zilyetliğe dayanarak bu davayı açtığı, 6831 sayılı yasanın 11. maddesine göre orman tahdidine 10 yıllık süre içinde açılan davaların ancak tapu kaydına dayalı olarak açılabileceğinden mahkemenin 109 ada 26 parsele yönelik olarak açılan orman kadastrosunun iptaline ilişkin davanın reddi yolunda kurulan hüküm usul ve yasaya uygun olup onanması gerekmiştir....
Hukuk Genel Kurulunun 20.03.1996 gün ve 1995/20-1086 E. 1996/174 K. sayılı ilamında; kabul edilen ilkeye göre; bir davada hak düşürücü süre söz konusu ise; dava dinlenemeyeceği ve işin esası incelenemeyeceği gibi, kesin hükmün varlığı, ormankadastrosunun kendiliğinden geçersiz olması sonucunu doğurmayacağından kesin hüküm, yararına olan taraf yönünden, kesinleşen orman kadastrosu nedeniyle bir sonuç doğurmaz. Olayda gerçek kişiler arasında açılan kadastro tespitine itiraz davası devam ederken yörede 09.03.1982 tarihinde orman kadastro çalışması yapılarak ilan edilmiş ve çekişmeli taşınmaz orman sınırları içine alınmıştır. O davanın taraflarından biri orman kadastrosuna itiraz etmediğinden çekişmeli taşınmazı içine alan orman kadastrosu kesinleşmiş ve orman kadastrosunun iptali konusunda açılacak bir davada hakdüşürücü süre çoktan geçmiştir. Kişiler arasında görülen dava orman kadastrosunun kesinleşmesini önlemez....
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne ve dava konusu ... mahallesi 973 ada 34 nolu parselin tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişiler tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan tapu kaydının iptali ve tescili istemine ilişkindir. Yörede 1978 yılında ilan edilerek kesinleşen orman tahdidi ve 2. madde çalışması bulunmaktadır. Mahkemece bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki orman kadastrosuna itiraz ve tesbitin iptali davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 17.6.2005 tarihli dava dilekçesi ile ... Köyü sınırları içinde bulunan ve sınırları gösterilen 4 parça taşınmazın ... Köyünde yapılan orman kadastrosu sırasında orman sınırları içine alındığını, ... Köyünde orman kadastrosu yapılmadığını ve ... Köyünde yapılan orman kadastrosunun ... Köyünde ilan edilmediğini, taşımazların ormanla ilgisinin bulunmadığını, ... yıllardır zilyetliğinde olduğunu, orman kadastrosunun iptali ile taşınmazların orman sınırları dışına çıkarılmasını talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi ve katılan Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Orman Yönetimi, kadastro mahkemesine verdiği dava dilekçesinde; ...Köyü 111 ada 187 ve 283 nolu sırasıyla 4030 m² ve 729 m² yüzölçümlü taşınmazların davalılar murisi adına tapuda kayıtlı olduğunu, taşınmazların bulunduğu yerde 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan yenileme kadastrosunun askıya çıkarıldığını, taşınmazın davalılar murisi adına tespit edildiğini, ancak, çekişmeli yerlerin kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde ve bitişiğinde bulunduğunu iddia ederek, tapunun iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tescillerini istemiştir. Davacı Hazine, aynı iddiayla davaya katılmıştır....
Tapulama Mahkemesinin 18.08.1986 tarihli ve 1983/1563 esas-1986/159 karar sayılı kararı ile Orman Yönetiminin davasının reddine karar verilmiş, bu karar Yargıtay 7.H.D.’ce 13.05.1986 tarihinde onanarak, 13.08.1986 tarihinde kesinleşmiştir. Kadastro Mahkemesindeki dava devam ederken yörede orman kadastrosu yapılmış ve 26.07.1985-26.07.1986 tarihleri arasında ilana çıkarılarak kesinleşmiştir. Sözü edilen davanın, taşınmazın orman olduğu iddiası ile orman kadastrosunun askı ilan süresinden önce açılması nedeniyle, davanın varlığı bu taşınmaz hakkında orman kadastrosunun kesinleşmesini önler. Tapulama Mahkemesi kararının kesinleşmesi ile birlikte, taşınmazın orman niteliğinde olmadığı ve orman sınırları dışında kaldığı kesinleşmiş olup, orman olmayan bir yerde 2/B madde uygulaması yapılamayacağına göre, Hazinenin davasının reddine karar verilmesi gerekirken, taşınmazın 2/B madde sahasında kaldığından bahisle kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve 6831 Sayılı Orman Yasasının 7. maddesi “Devlet ormanları ile evvelce sınırlaması yapılmış olup da herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırının tayini ve tesbiti orman kadastro komisyonları tarafından yapılır.” hükmü gereğince yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasına ait harita ve tutanaklar ile arazi kadastrosu paftasının uzman orman ve ... bilirkişisi tarafından uygulanması sonucu, dava konusu taşınmazın 6.7.1973 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı, 6831 Sayılı Yasanın 11/1.maddesinde öngörülen orman kadastrosunun iptali için öngörülen hak düşürücü sürelerin geçtiği, davacı; genel arazi kadastrosundan önceki hukuki sebeplere değil, kadastrodan sonraki hukuki nedene dayanarak iptal ve tescil istediğinden, somut olayda 3402...
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve 6831 Sayılı Orman Yasasının 7. maddesi “Devlet ormanları ile evvelce sınırlaması yapılmış olup da herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırının tayini ve tesbiti orman kadastro komisyonları tarafından yapılır.” hükmü gereğince yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasına ait harita ve tutanaklar ile arazi kadastrosu paftasının uzman orman ve ... bilirkişisi tarafından uygulanması sonucu, dava konusu taşınmazın 06.07.1973 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı, 6831 Sayılı Yasanın 11/1.maddesinde öngörülen orman kadastrosunun iptali için öngörülen hak düşürücü sürelerin geçtiği, davacı; genel arazi kadastrosundan önceki hukuki sebeplere değil, kadastrodan sonraki hukuki nedene dayanarak iptal ve tescil istediğinden, somut olayda 3402...
Mahkemece davanın kısmen kabulüne, dava konusu parselin 05.12.2005 tarihli krokide (A) ile gösterilen 1843,03 m2’lik bölümün tapusunun iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6831 Sayılı Yasanın 11/1. maddesine göre tapu kaydına dayanılarak açılan orman sınırlamasına itiraz ve tapu iptali ve tescile ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 06.04.1982 tarihinde ilanı yapılarak kesinleşen orman kadastrosu ve 2. madde uygulaması bulunmaktadır. 1982 yılında ilan edilen ilk orman kadastrosuna yapılan itirazlar nedeniyle kesinleşmemiş yerlerde orman kadastrosu ile 2/B madde uygulaması 1989 yılında yapılmıştır. Yörede yapılan arazi kadastrosu 24.11.1995 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı tapu kaydına dayalı olarak 1982 yılında kesinleşen orman sınırlandırılmasının iptalini ve orman nitelikli parsel sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemektedir....
Dosya içeriğinden, çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgede daha önce orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı anlaşılamamaktadır. Mahkemece, bu hususta araştırma yapılmamıştır. Bu yerde orman kadastrosu yapılmışsa, kural olarak: bir yerin orman olup olmadığı, kesinleşmiş tahdit harita ve tutanaklarının uygulanmasıyla çözümlenir ise de, o yerde köy ya da belde sınırlarının tümünü kapsayan ve 4785 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak orman kadastrosunun yapılması halinde sağlıklı çözüme ulaştırır. Çünkü, 3116 sayılı Kanun sadece Devlet ormanlarının kadastrosunun yapılması öngörülmüştür....