Dava dilekçesindeki açıklamaya göre, dava orman kadastrosunun iptali ile beyanlar hanesindeki şerhin silinmesi niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1944 yılında kesinleşen orman tahdidi ve 1952 yılında 5653 sayılı Yasa hükümlerine göre makiye ayırma İşlemi ve daha sonra 14.2.1994 tarihinde ilan edilerek dava tarihinde kesinleşen 2/B madde uygulaması vardır....
Mahkemece, 105 ada 2 numaralı orman parselinin 1965 yılında yapılan orman kadastrosu ile orman olarak tespit edildiği ve orman kadastrosunun da 1966 yılında kesinleştiği, kesinleşme tarihinden dava açma tarihine kadar hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı tarafından temyizi üzerine, mahkemece ek kararla temyiz süresinin geçirildiği gerekçesi ile temyiz talebinin reddi ve eski hale getirme talebi hakkında karar verilmek üzere dosyanın ilgili Yargıtay Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. Dava, orman kadastrosunun iptali ile tapu iptali ve tescil istemlerine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 1965 yılında yapılan orman kadastrosu ile 3402 Sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi hükümlerine göre yapılıp 28/06/2013 - 29/07/2013 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastro çalışmaları vardır....
Mahkemece; çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosunun 1985 yılında yapılıp 15.06.1988 tarihinde ilân edilerek 15.12.1988 tarihinde kesinleştiği, kadastrodan önce var olan tapu kaydına dayanılarak yasada öngörülen süre içinde orman kadastrosuna itiraz edilmesi gerektiği, aksi takdirde tapu kaydının orman kadastrosunun kendiliğinden geçersiz olması sonucunu doğurmayacağı, orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten davanın açıldığı tarihe kadar 6831 sayılı Kanunun 11. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süre dolduğundan tapu iptali ve tescil davasının reddine, dayanak tapu kaydının orman tahdidi içinde kalan yere ilişkin olması, kadastro çalışmaları sırasında revizyon görmemesi, davalı ...nin zamanaşımı itirazında bulunması sebebiyle tapunun hukukî değerini yitirdiği 15.12.1998 tarihinden itibaren TBK'nın 146. maddesindeki 10 yıllık genel zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan tazminat davasının ... yönünden zamanaşımı süresi dolduğundan, ... ... yönünden ise pasif taraf sıfatı...
Bozma kararına uyularak işlem yapıldığına ve 6831 Sayılı Orman Yasasının 7. maddesi “Devlet ormanları ile evvelce sınırlaması yapılmış olup da herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırının tayini ve tesbiti orman kadastro komisyonları tarafından yapılır.” hükmü gereğince yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasına ait harita ve tutanaklar ile arazi kadastrosu paftasının uzman orman ve ... bilirkişisi tarafından uygulanması sonucu, dava konusu taşınmazın 10.08.1998 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı, 6831 Sayılı Yasanın 11/1. maddesinde öngörülen orman kadastrosunun iptali için öngörülen hak düşürücü sürelerin geçtiği, davacı Hazinenin; genel arazi kadastrosundan önceki hukuki sebeplere değil, kadastrodan sonraki hukuki nedene dayanarak iptal ve tescil istediğinden, somut olayda 3402 Sayılı...
Hükme dayanak yapılan orman ve ... bilirkişileri tarafından düzenlenen krokilerde (A) ve (B) ile gösterilen bölümlerinin miktar ve şekil yönünden farklılık gösterdiği, orman ve ... bilirkişisi tarafından orman kadastro harita ve tutanakları uygulanarak parselin orman tahdidine göre durumu gösterildiği gibi çekişmeli taşınmaz ve çevresine ait kadastro paftasının, memleket haritası üzerine aplike edilerek taşınmazın konumu gösterildiği halde mahkemece bu harita gözönünde bulundurulmadan ... bilirkişinin 3402 sayılı Yasanın 4. maddesine göre yapılan orman kadastrosunun esas alınarak düzenlediği rapor esas alınarak hüküm kurulmuştur. Yörede 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesine göre orman kadastrosu yapılarak, arazi kadastro ekiplerine teslim edilmişse de yasanın açık hükmüne karşın arazi kadastro ekibince belirlenen orman sınırına uyulmadığından orman kadastrosunun tamamlanmış olduğu kabul edilemez....
Hükme dayanak yapılan orman ve ... bilirkişileri tarafından düzenlenen krokilerde (A) ve (B) ile gösterilen bölümlerinin miktar ve şekil yönünden farklılık gösterdiği, orman ve ... bilirkişisi tarafından orman kadastro harita ve tutanakları uygulanarak parselin orman tahdidine göre durumu gösterildiği gibi çekişmeli taşınmaz ve çevresine ait kadastro paftasının, memleket haritası üzerine aplike edilerek taşınmazın konumu gösterildiği halde mahkemece bu harita gözönünde bulundurulmadan ... bilirkişinin 3402 sayılı Yasanın 4. maddesine göre yapılan orman kadastrosunun esas alınarak düzenlediği rapor esas alınarak hüküm kurulmuştur. Yörede 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesine göre orman kadastrosu yapılarak, arazi kadastro ekiplerine teslim edilmişse de yasanın açık hükmüne karşın arazi kadastro ekibince belirlenen orman sınırına uyulmadığından orman kadastrosunun tamamlanmış olduğu kabul edilemez....
Bu nedenlerle; mahkemece, yörede 1948 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapıldığı anlaşılan orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneğinin ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre 1999 yılında yapılan orman kadastrosunun aplikasyonu ve 2/B madde uygulama çalışmalarına ilişkin, orman kadastrosunun aplikasyonu ve 2/B madde uygulamasına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın konumunu gösterir orman tahdit harita örneğinin eksiksiz olarak istenerek dosyada yer alması, yörede yapılan arazi kadastrosuna ilişkin kadastro paftasının, ... Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2006/342 E. sayılı ve ......
Hukuk Genel Kurulunun 20.03.1996 gün ve 1995/20-1086 E. 1996/174 K. sayılı ilamında; kabul edilen ilkeye göre; bir davada hak düşürücü süre söz konusu ise; dava dinlenemeyeceği ve işin esası incelenemeyeceği gibi, kesin hükmün varlığı, orman kadastrosunun kendiliğinden geçersiz olması sonucunu doğurmayacağından kesin hüküm, yararına olan taraf yönünden, kesinleşen orman kadastrosu nedeniyle bir sonuç doğurmaz. Olayda gerçek kişiler arasında açılan kadastro tespitine itiraz davası devam ederken yörede 09.03.1982 tarihinde orman kadastro çalışması yapılarak ilan edilmiş ve çekişmeli taşınmaz orman sınırları içine alınmıştır. O davanın taraflarından biri orman kadastrosuna itiraz etmediğinden çekişmeli taşınmazı içine alan orman kadastrosu kesinleşmiş ve orman kadastrosunun iptali konusunda açılacak bir davada hakdüşürücü süre çoktan geçmiştir. Kişiler arasında görülen dava orman kadastrosunun kesinleşmesini önlemez....
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve 6831 Sayılı Orman Yasasının 7. maddesi “Devlet ormanları ile evvelce sınırlaması yapılmış olup da herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırının tayini ve tesbiti orman kadastro komisyonları tarafından yapılır.” hükmü gereğince yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasına ait harita ve tutanaklar ile arazi kadastrosu paftasının uzman orman ve ... bilirkişisi tarafından uygulanması sonucu, dava konusu taşınmazın 1972yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı, 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve ... bakımından orman niteliğini yitirmesi nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılma işleminin de kesinleştiği, 6831 Sayılı Yasanın 11/1.maddesinde öngörülen orman kadastrosunun iptali için öngörülen hak düşürücü sürelerin geçtiği, davacı; genel...
Sulh Hukuk ve Kadastro Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava orman tahdidinin iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı, kadastro çalışmaları sırasında taşınmazının orman tahdit sınırları içinde bırakıldığını belirterek, orman tahdit sınırları içinde kalan bölümle ilgili olarak orman kadastrosunun iptali ile adına tescilini istemiştir. Dava, arazi kadastro sırasında orman niteliği ile tespit gören 101 ada 1 nolu parsele yöneliktir. Dosya kapsamından 101 ada 1 parsel sayılı orman parseline yönelik Bozkır Kadastro Mahkemesinin ...esas sayılı dosyasında derdest davasının bulunduğu, bu nedenle tespitinin kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda, uyuşmazlığın Bozkır Kadastro Mahkemesi tarafından görülüp çözümlenmesi gerekir....