WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı borçlu vekili istinaf başvurusunda özetle; davanın mükerrer takip şikayeti olduğunu, davacı aleyhine Ankara 18. İcra Müdürlüğünün 2019/7757 ve 2019/7759 Esas sayılı dosyaları ile kullanılan krediye istinaden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi açıldığını, aynı borca ilişkin Ankara 18. İcra Müdürlüğünün 2019/7760 Esas sayılı dosyası ile aynı kredi borcuna istinaden ilamsız takip yolu ile daha önce takipler yapıldığını, mükerrer ve hukuksuz açılan aynı borca ilişkin ikinci ve üçüncü icra takiplerinin iptali gerektiğini, borcun tek ve aynı olduğunda çekişme bulunmadığını, serbest irade ile %40 faizin kabul edildiği iddia edilmekle davacının genel işlem şartlarına katılma yoluyla girdiği edimler arasında dengesizlik bulunduğunu, takip sonrası işlemiş faizin fahiş miktarda olduğunu, makul olmayan faiz oranına itiraz edildiğini, aynı borç için ilamlı takip yapıldığını, ikinci takibin iptali gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/215 E. sayılı dosyası ile kayyım atanacağının vakıf yöneticileri tarafından bilindiğini, söz konusu dosyadan alacaklı vakfa 28/05/2021 tarihli karar ile T3'nın kayyım olarak atanmasına karar verildiğini, bu nedenle yetkisiz kişilerce ve 4721 sayılı TMK 2. maddede belirtilen ilkeye aykırı olarak açılan icra emrinin tümden iptali gerekirken, kayyumun yetki belgesi sunması halinde devamına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, kısmen reddedilen kısmın kaldırılarak icra emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca mükerrer takip, faiz yönünden ilama aykırılık şikayeti ile alacaklı vakfın yetkisiz temsilcisinin takip başlatması nedeniyle icra emrinin iptali istemine ilişkindir....

Somut durumda açılan davada davacı tarafından birkaç nedene dayalı olarak takibin, olmadığı takdirde tahliyeye ilişkin memurluk kararının iptali istenilmiştir. Davacı yanın takibin iptali istemi, dayanak ilamın icrası için kesinleşmesi gerektiği ve takibin mükerrer olduğu iddialarına dayanmakta olup sözkonusu iddialara dayalı şikayet süreye bağlı olmayıp süresiz olarak ileri sürülebilir. Mahkemece yapılan yargılamada davacı yanın sadece bu iddiaları incelenerek süreden reddedilmiş, dava konusu olan takibin ve talebin genişletildiği gerekçesi ile tahliyeye ilişkin memurluk kararının iptali istemli iddia ve dava sebebi inceleme ve değerlendirme konusu yapılmamıştır. Anılan durum karşısında mahkemece hem usulden hem esastan redde dair gerekçe oluşturularak ve hüküm fıkrası ile şikayetin süre aşımı nedeni ile usulden reddi kararı isabetli olmadığı gibi dava konusu yapılan tüm taleplerin incelenmemesi de hatalı olmuştur....

İş Mahkemesi'nin 26/02/2020 tarih 2018/134 esas ve 2020/62 karar sayılı kararına istinaden yapıldığını, mükerrer olarak yapılan ikinci icra takibinin usul ve yasaya aykırı olup, takibin iptali gerektiğini, icra emrinin Sivas 2. İş Mahkemesi'nin 31.03.2021 tarih 2021/41 Esas ve 2021/95 Karar sayılı kararına aykırı olarak düzenlendiğini, aynı dava ile ilgili iki ayrı icra takibi yapılmış olmasının ileride davacının mükerrer ödeme yapmasına ve telafisi imkansız zararların ortaya çıkmasına neden olacağını belirterek bozmadan sonra mükerrer olarak Sivas İcra Müdürlüğü'nün 2021/10335 sayılı dosyasından yapılan icra takibinin iptal edilmesini, haksız ve kötü niyetle mükerrer olarak yapılan takipte davalının asıl alacağı üzerinden % 20'si oranında kötüniyet tazminatına mahkûm edilmesini talep ettiği anlaşılmıştır....

YANIT: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının fahiş ecrimisil talebinde bulunulduğu yönündeki iddialarını kabul etmediklerini, takibin dayanak ilama uygun yapıldığını, mükerrer takip iddiasının da gerçeği yansıtmadığını, ekte sundukları Denizli 5. İcra Müdürlüğünün 2009/5811 Esas sayılı dosyasına yapılan bildirimler dikkate alındığında bu hususun anlaşılacağını, taleplerini müteakip Denizli 5. İcra Müdürlüğündeki takibin kapatıldığını, ayrıca Denizli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/242 Esas, 2009/178 Karar sayılı ilamının Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2010/6581 Esas, 2010/7931 Karar sayılı ilamı ile bozulduğunu, bu durumda ilamın da ortadan kalkması ile Denizli 5. İcra Müdürlüğündeki takibin geçerliliğini yitirdiğini, müvekkilinin mükerrer takip yaratmak gibi bir niyetinin bulunmadığını beyanla, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, şikayetin kabulüne, İzmir 28....

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/06/2021 NUMARASI : 2021/272 2021/339 DAVA KONUSU : Takibin Taliki Veya İptali KARAR : Adana 3. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 21.06.2021 tarih 2021/272 esas 2021/339 karar sayılı mahkeme kararının süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine işin gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Adana 8. İcra Müdürlüğünün 2020/10746 E sayılı dosyasıyla müvekkili hakkında ilamsız takip başlatıldıktan sonra aynı alacak için tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla Adana 2. İcra Müdürlüğünün 2021/846 esas sayılı dosyasıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla mükerrer takip yapıldığını, her iki takibin aynı kredi sözleşmesine dayanılarak yapılmasının da alacağın aynı alacak olduğunu gösterdiğini belirterek Adana 2. İcra Müdürlüğünün 2021/846 esas sayılı dosyasıyla yapılan takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

İcra Müdürlüğü'nün 2019/35710 Esas sayılı dosyasında takibe konulmak suretiyle aleyhine mükerrer takip başlatıldığını ileri sürerek takibin iptali talebi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece takibin mükerrer olduğu gerekçesiyle iptaline karar verdiği, kararın davalı alacaklı vekili tarafından istinaf edildiği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK'nun 30. maddesinde; “Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.” hükmü yer almaktadır. Öte yandan; tarafları aynı olan ve aynı ilamdan kaynaklanan alacakların, aynı takip dosyası üzerinden harcı yatırılarak tahsili mümkün iken, makul ve kabul edilebilir bir gerekçe olmaksızın ayrı takip başlatılması, yukarıda yasa ile düzenleme altına alınan usul ekonomisi ilkesine aykırılık teşkil etmesi sebebiyle, ayrı takip yapılmaması gerektiği benimsenmiş ve bu yöndeki uygulama süreklilik kazanmıştır. Somut olayda, İstanbul 19....

Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki usulsüz tebligat şikayeti ile hacizlerin kaldırılması ve ödeme emrinin iptali şikayeti sebebiyle yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kısmen kabul kısmen reddi ile, borçlu yönünden ödeme emri tebliğ tarihinin 17.10.2021 tarihi olarak düzeltilmesine, takibin kesinleştirilmesi işleminin iptali ile varsa konulan hacizlerin kaldırılmasına, ödeme emrinin iptali talebinin reddine karar verilmiştir....

    İcra Müdürlüğünün 2020/5855 Esas sayılı dosyasından girişilen takibin aynı alacağa ilişkin, aynı alacak için 2 takibin devam etmesi nedeniyle mükerrer takip olduğunu, müvekkillerinin bu miktarda herhangi bir borçları bulunmadığını, söz konusu senette malen kaydının bulunmadığını, senedin mal karşılığı alındığının kabul edilmiş sayılacağından bahisle öncelikle takibin teminatsız olarak durdurulmasına, usul ve yasaya aykırı ödeme emrinin iptaline, müvekkillerinin davalıya herhangi bir borcu bulunmaması sebebi ile de müvekkil aleyhine başlatılan takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından, "...Usulsüz tebligat şikayeti yönünden; davacı borçluların "Kavakpınar Mah....

    O halde, mahkemece borçlunun kefilliğinin iptali talebine ilişkin şikayeti ile ödeme emrine, takibe borca, fer'ilerine ve faize gecikmiş itirazları incelenip değerlendirilerek anılan konularda karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek sadece usulsüz tebligat şikayeti ile ilgili hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi....

      UYAP Entegrasyonu